Bu dil kelimelerden oluşmuyor.
Bu dilde fiil, fail ve meful gibi ya da özne tümleç ve bağlaç gibi ögeler aramayın, bulamazsınız.
Bu dildeki cümleleri acaba devrik cümle mi, düz cümle mi diye merak edip boşa yorulmayın.
Hayatın dilinde şiire de düz yazıya da örnekler bulamazsınız.
Hayatın dili aynı zamanda bir hal dilidir.
Halden anlayanların ancak anlayabilecekleri bir dildir hayatın dili.
Hayatın dilinden anlayan kaldı mı sorusunu bunun için soruyoruz.
Hayatın dili bir hal dilidir ki; anlayanları anında halden hale sokar, halini bir başka hale tebdil eder.
Halden anlamayanlar boşuna uğraşmasınlar hayatın dilinden de asla anlayamazlar.
Kışın ayazında simit satarak okul harçlığını çıkarmaya çalışan gariban öğrencinin simit sepeti belediye zabıtaları tarafından alınıp simitleri yerlere saçıldığında o çocuğun bir bakışı, saçılan simitlere bir nazar edişi tuğla kalınlığında bir kitap eder.
O dilden anlayan kaldı ise tabii.
Yakın zamanda tüm ülkenin şahit olduğu, illerimizden birinde yaşanan yaşlı bir ninenin simit tezgâhının elinden alınması karşısında "şimdi ben ne yapacağım?" sorusu işte o hayatın dilinin ta kendisidir.
Bilmem anlayan kaldı mı bu dilden?
Aynı günlerde gazete manşetlerinde dolaşan "simit sarayına falanca bankanın ortak olması" haberlerine bir göz atan simitçi çocuğun bakışlarının uzaklara, uzak uzak ufuklara dalıp gitmesi…
Sözünü ettiğimiz hayatın dili işte bu, kim bilir belki de toplum içinde tek-tük de olsa yine bulunur bu dilden anlayan.
Aynı günlerde yine pek az gazetede haber olabilen, ülkede üst düzey yöneticilerinin eşleri, elli kadar hanımın bir öğünde yedikleri yemeğin dudak uçuklatan rakamını hecelemeye, hesap etmeye çalışan asgari ücretli bir üniversite mezunu bayanın ufuklara dalıp giden bakışları…
İşte o bakışlardan anlayan, işte o mahzun bakışlardan bir mana sezebilenler ancak hayatın dilinden, dolayısıyla hal dilinden anlayabilirler.
Bu dilin cümleleri olmadığı için, cümleyi oluşturan ögeleri de yoktur.
Hayatın dili aynı zamanda hal dilidir.
Halden anlayanlar, hayatın diline şahit oldukları zaman halden hale girerler.
Etrafınıza, hatta namaza durduğunuz saflarınıza bir göz atın bakalım bu dilden anlayan kaldı mı acaba?
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024