Bu ağır ve bir o kadar da anlamlı sorunun muhatabı elbette öncelikli olarak aziz milletimizdir.
Hem çalışan hem de çalmayan birileri yok muydu?
Gördüğünüz ve bizzat iliklerinize kadar yaşadığınız üzere, ülke ekonomisi geldi geldi ve duvara tosladı.
İktidar tarafından açıklanan tasarruf tedbirleri paketi bir yönüyle devletin iflasının ilanı değil midir?
Yaklaşık çeyrek asırdan beri; 'devletin malı deniz yemeyen keriz, nerde beleş orda yerleş, bal tutan parmağını yalar' tarzındaki ucube anlayış ve algılarla yönetilen devlet, yönetilen ekonomi, yönetilmeyen tarım ve hayvancılık, şekilde görüldüğü ve gösterildiği üzere devleti felakete sürüklendi.
Eğitimden sağlığa, ziraattan ticarete, sanayiden teknolojiye bütün devlet dairelerinde yeni kadrolar açılmayacak, ancak emekli olanların yerini dolduracak kadar eleman alınacak, memurları evden işe, işten eve taşıyan servisler sonlandırılacak, yatırımlar duracak, devlet dairelerine yeni araç alımları ve kiralamalar durdurulacak falan filan…
Açıklanan bu liste aslında anlayana şu hakikatleri de fısıldıyor; emekliler, halinize şükredin ve oturun, asgari ücretliler halinize sabredin ve oturun yerinize, çeşitli üniversitelerden mezun olup diplomasını sallayarak atama bekleyen gençler, fazla değil bir üç yıl daha bekleyin!
22 yıllık iktidarımız boyunca, arkamıza dönüp dikkatle bakmayı ancak akıl edebildik, baktık ve bir de gördük ki, ne bakalım, ne görelim, çok kötü yemişiz, hazinede çok kötü çukurlar açmışız, hem devletin hazinesi hem de siz milletimizin cebini-cepkenini çok kötü boşaltmışız.
Bir kere ağzımızdan çıktı, bir kere demiş olduk; 'itibardan tasarruf olmaz' diye.
Bu saatten sonra lüksümüzden şatafatımızdan, debdebe ve konforumuzdan asla vazgeçemeyiz, bugüne kadar her ihalemize koşan devasa şirketlerin vergi borçlarını silmeyi de alışkanlık haline getirmişiz, ondan da vazgeçemeyiz, üç maaş, beş maaş alana bürokratlarımız da bunca alışkanlıktan sonra dar gelirli bir hayata kesinlikle adapte olamazlar, öyleyse ey millet, bir kez daha kapına geldik.
Beline altın kemer bağladıklarımızın kemerlerini geri alamayız ama sizlerden bir kez daha kemer sıkmanızı rica ediyoruz.
Olacağı buydu, böyle sonuçlanacağı daha ilk günden belliydi, onun için diyoruz ki; hem çalışan hem de çalmayan birileri yok muydu?
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025