İmsak ile iftar vakitleri arasında bilerek yemek ve içmek orucu bozar ama bütün vakitlerde kul hakkı ve özellikle yetim hakkı yemek oruçluyu bozar.
Günün belli vakitleri arasında kasten yapılan ihlaller orucu bozar fakat Yüce Yaratıcı tarafından konulmuş olan helal ve haram sınırlarını ihlal etmek kesinlikle ve elbette oruçluyu bozar.
Şairin; "Et kokarsa tuz dökerler/Tuz kokar ise ne çare" dediği gibi, oruç bozulursa kaza edilir fakat oruçlu bozulursa, yaşadığı zamanı, uğradığı mekânı ve bulaştığı her işi bozar.
Bozulan oruç, gününde tutulamayan oruç kaza edilir ancak oruçlu bozulursa, ondan sadır olacak bütün işler ve bütün ibadetler eksik ve sakat olacak demektir.
Oruç bozulursa, Allah ile kul arasındaki sözleşme zarar görür ama oruçlu bozulursa, diğer insanlarla ilişkiler devreye girer ki, bozuk bir insanın çevresine, köyüne, kentine ve ülkesine vereceği zararı kestirmek te mümkün değildir.
Kötü örneklerine hem ülkemizde hem de İslam coğrafyasında sıkça şahit oluyoruz.
Bugün tüm dünya özellikle de İslam âlemi ne çekiyorsa fıtratı bozulmuş, şu ya da bu sebeple fıtratını bozmuş insanlardan çekmektedir.
"O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar." (Rum: 30).
Fıtratı bozulmuş yöneticiler, fıtratını bozmuş eğitimciler, tüccarlar, esnaflar, çiftçiler, sanatkârlar ve kültür adamları içinde yaşadıkları toplumları da hızlı bir şekilde fıtrattan uzaklaştırmakta ve tehlikeli vadilere savurmaktadırlar.
"Allah'ın verdiği nimeti nankörlükle karşılayanları ve milletlerini helak olacakları yere, yaslanacakları cehenneme götürenleri görmüyor musun?" (İbrahim: 28-29).
Bu iki ayet ışığında yaşadığımız ülkemizi mercek altına alırsak, cennet vatanımızın bir tahlilini yaparsak, basiretsiz yöneticiler ve onlara destek veren ferasetsiz kitleler tarafından gerçekten cennet vatanımızın nasıl da cehenneme çevrildiği acı gerçeğini anlamış oluruz.
Fıtraten tertemiz yaratılmış olan insan çeşitli ihlal ve ihmaller sebebiyle, nefsinin ve şeytanın dolduruşuna gelmesi nedeniyle elinin-ayağının, gözünün-kulağının, zihninin ve gönlünün bozulmasına yol açmışsa, orucunun bozulmasından çok daha büyük felaketlere kapı aralamış demektir.
Fıtratı bozulmuş, bir şekilde fıtratını bozmuş olan insanın yöneticiliğinden hayır gelmez, ölçmesinden-tartmasından hayır gelmez, üretiminden ve tüketiminden hayır gelmez. Fıtratını bozmuş olan insan tipi, sürekli dünya ve dünyalıklar peşinde koşan, dolayısıyla neyi nasıl kazandığının, nereye ve niçin harcama yaptığının, ne yediğinin, çoluk-çocuğuna da ne yedirdiğinin farkında olmayan insan tipidir.
"Doğrusu yetimlerin mallarını haksızca yiyip bitirenler, karınlarını sadece ateşle doldurmuş olurlar. Onlar öteki dünyada da çılgın bir ateşe gireceklerdir" (Nisa: 10) ayetinin kapsamına girenler, fıtratı ve ilahi düzeni bozdukları için vücut kimyalarını da bozmuşlar ve cehenneme yakıt haline gelmişlerdir.
Orucu bozan şeyleri öğrenelim ama oruçluyu bozan şeyleri de öğrenelim.
Orucu bozan şeyleri anlatalım, yazalım ama oruçluyu bozan şeyleri de yazalım ki; yakın ve uzak çevremizde, ülkemizde ve coğrafyamızda müfsitler çoğalmasın, ifsat alıp yürümesin ve dünyamız fesada uğramasın.
"Hem onlara, 'Yeryüzünde fesat çıkarmayın' denildiğinde, 'Biz ancak ıslah edicileriz' derler. Ha! Doğrusu bunlar ortalığı ifsat edenlerdir bunlar lâkin şuurları yok farkında değillerdir." (Bakara: 11-12).
Günün belli vakitleri arasında kasten yapılan ihlaller orucu bozar fakat Yüce Yaratıcı tarafından konulmuş olan helal ve haram sınırlarını ihlal etmek kesinlikle ve elbette oruçluyu bozar.
Şairin; "Et kokarsa tuz dökerler/Tuz kokar ise ne çare" dediği gibi, oruç bozulursa kaza edilir fakat oruçlu bozulursa, yaşadığı zamanı, uğradığı mekânı ve bulaştığı her işi bozar.
Bozulan oruç, gününde tutulamayan oruç kaza edilir ancak oruçlu bozulursa, ondan sadır olacak bütün işler ve bütün ibadetler eksik ve sakat olacak demektir.
Oruç bozulursa, Allah ile kul arasındaki sözleşme zarar görür ama oruçlu bozulursa, diğer insanlarla ilişkiler devreye girer ki, bozuk bir insanın çevresine, köyüne, kentine ve ülkesine vereceği zararı kestirmek te mümkün değildir.
Kötü örneklerine hem ülkemizde hem de İslam coğrafyasında sıkça şahit oluyoruz.
Bugün tüm dünya özellikle de İslam âlemi ne çekiyorsa fıtratı bozulmuş, şu ya da bu sebeple fıtratını bozmuş insanlardan çekmektedir.
"O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar." (Rum: 30).
Fıtratı bozulmuş yöneticiler, fıtratını bozmuş eğitimciler, tüccarlar, esnaflar, çiftçiler, sanatkârlar ve kültür adamları içinde yaşadıkları toplumları da hızlı bir şekilde fıtrattan uzaklaştırmakta ve tehlikeli vadilere savurmaktadırlar.
"Allah'ın verdiği nimeti nankörlükle karşılayanları ve milletlerini helak olacakları yere, yaslanacakları cehenneme götürenleri görmüyor musun?" (İbrahim: 28-29).
Bu iki ayet ışığında yaşadığımız ülkemizi mercek altına alırsak, cennet vatanımızın bir tahlilini yaparsak, basiretsiz yöneticiler ve onlara destek veren ferasetsiz kitleler tarafından gerçekten cennet vatanımızın nasıl da cehenneme çevrildiği acı gerçeğini anlamış oluruz.
Fıtraten tertemiz yaratılmış olan insan çeşitli ihlal ve ihmaller sebebiyle, nefsinin ve şeytanın dolduruşuna gelmesi nedeniyle elinin-ayağının, gözünün-kulağının, zihninin ve gönlünün bozulmasına yol açmışsa, orucunun bozulmasından çok daha büyük felaketlere kapı aralamış demektir.
Fıtratı bozulmuş, bir şekilde fıtratını bozmuş olan insanın yöneticiliğinden hayır gelmez, ölçmesinden-tartmasından hayır gelmez, üretiminden ve tüketiminden hayır gelmez. Fıtratını bozmuş olan insan tipi, sürekli dünya ve dünyalıklar peşinde koşan, dolayısıyla neyi nasıl kazandığının, nereye ve niçin harcama yaptığının, ne yediğinin, çoluk-çocuğuna da ne yedirdiğinin farkında olmayan insan tipidir.
"Doğrusu yetimlerin mallarını haksızca yiyip bitirenler, karınlarını sadece ateşle doldurmuş olurlar. Onlar öteki dünyada da çılgın bir ateşe gireceklerdir" (Nisa: 10) ayetinin kapsamına girenler, fıtratı ve ilahi düzeni bozdukları için vücut kimyalarını da bozmuşlar ve cehenneme yakıt haline gelmişlerdir.
Orucu bozan şeyleri öğrenelim ama oruçluyu bozan şeyleri de öğrenelim.
Orucu bozan şeyleri anlatalım, yazalım ama oruçluyu bozan şeyleri de yazalım ki; yakın ve uzak çevremizde, ülkemizde ve coğrafyamızda müfsitler çoğalmasın, ifsat alıp yürümesin ve dünyamız fesada uğramasın.
"Hem onlara, 'Yeryüzünde fesat çıkarmayın' denildiğinde, 'Biz ancak ıslah edicileriz' derler. Ha! Doğrusu bunlar ortalığı ifsat edenlerdir bunlar lâkin şuurları yok farkında değillerdir." (Bakara: 11-12).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024