Bir kopya, kayırma gündemi almış gidiyor. Daha KPSS sınavında yapılan adam kayırma veya başka bir tabirle cemaat kayırma işlemi sıcaklığını korurken bu seferde 1.7 milyon gencimizin üniversite sınavında aynı senaryo tekrar uygulanıyor. Yani birilerine yardım ve yataklık devletin resmi kurumları tarafından yapılıyor. Senaryo aynı, suçlanan aynı, mağdur aynı, hükümet aynı. millette aynı. Önceki skandal malum araştırılıyor ve sınav R. T. Erdoğan'ın emriyle iptal edilmişti. Aradan bu kadar zaman geçti bir sonuca ulaşılmadı, ulaşılamadı. Sanki Ergenekon mantığı bu olaylarda tersten işliyor. Malumunuz Ergenekon davasında insanlar toplanıyor, hapse konuluyor. İşleyebilecekleri, düşünebilecekleri suçlar tespit edilip, yargılanmaya çalışılıyor ve bu süreç dört yıldır devam ediyor. Hala bir sonuca varılamadı. KPSS olayında ise iddia net ve ispatlı. Zanlıların tetikçileri elde ama sonuç yok. Neden? Çünkü ortada bir "dokunma yanarsın" fobisi mi? dersiniz, korkusu mu? dersiniz öyle bir gerçek var. Son kopya skandalını birçok eğitimci, araştırmacı delilleriyle ortaya koydu. Savcılar ne yapar bilmem ama siyasiler yine bildik tavırlarını ortaya koyuyorlar. Hatta siyaset üstü kurum olan Cumhurbaşkanı bile sıcağı sıcağına taraf oluyor. YÖK başkanı açıklama yapıyor. Sayın Gül "Beni tatmin etti" diyor. Beni tatmin etmedi. Allah Allah bu nasıl iş ya hu. O makamın tarafsız olması gereken bir makam olduğunu sanıyordu millet. Gerçi bu duruşu hepimiz çok iyi biliyoruz. Kayseri Belediye Başkanı hakkında iddialar var hatta iş yargıya uzanmış. Sayın Gül yine çıkıp, Kayseri Belediye Başkanı'na "ben kefilim" demişti. Aytaç Durak beyde (Adana B. B. Başkanı) "Sayın Gül bana neden kefil olmuyor" diye hala soruyor. Cemil Çiçek ise Cumhurbaşkanı'nı öne koyup, görüşlerine aynen katıldığını ifade ettikten sonra ilginç bir ifade ortaya koyuyor; "Bence zihinleri karıştırmayın"Merak ettiğim savcılar bu işi araştırıp ispat ederlerse Sayın Gül olsun, hükümet olsun ne cevap verecekler? Gerçi cevapları hazırdır. "Adalet yerini buldu, suçlular cezasını çeksin" diyecekler. Sayın Erdoğan'ın sessizliğinin farkındasınız. Neden dersiniz? O bekliyor. Herkes gazını atacak ve o da altın vuruşu yapıp halkın gözüne girecek.Bir tabirimiz vardır "Her taşın altından" diye başlayan. Bu nasıl bir taştır ki hep altından okyanusun ötesindeki vaiz ve adamları çıkıyor. Sevgi (!) hoşgörü (!) kardeşlik (!) kul hakkı (!) vs. diyenlerin hep yolsuzluklarla, tefrikalarla, gizli yapılanmalar ile anılması ilginç değil mi? Ateş olmadan bu kadar duman çıkar mı? Yalnız şunu da söyleyeyim bu duman, ateşin çıkardığı duman değil. Volkan patladı. Aman dikkat bu lavlar sizi de yakmasın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025