Hiroşima'ya ABD tarafından atılan atom bombasının 57. yıldönümü önceki gün anıldı. Törenlere binlerce kişi katılırken, Japonya "atom silahları üretmeye, sahip olmaya ve bu alanda faaliyet göstermeye" karşı olduğunu bir kez daha ilan etti.
Bilindiği gibi 6 Ağustos 1945'te Amerikan hava kuvvetleri geliştirdikleri ilk atom bombasını Hiroşima üzerine bıraktı. Hemen ardından 9 Ağustos'ta bu kez bir başka Japon kenti Nagazaki aynı kaderi paylaştı. Sonuç tam bir felaket oldu. Yalnız Hiroşima'da 200 bin insan ölürken, binlerce insan sakat kaldı. Radyasyonun etkisi yıllarca devam etti.
Hiroşima ve Nagazaki'nin ardından Japonya savaştan çekildiğni açıkladı. Ancak, II. Dünya Savaşı'yla ilgili yeni yayımlanan gizli belgelere göre Japonlar, atom bombasının atılmasından çok önce teslim olacaklarını ABD'li yetkililere bildirmişlerdi.
Ancak yeni geliştirdiği öldürücü silahı muhakkak denemek isteyen ABD bu beyanı hiç ciddiye almadı. Sihirli Kulak adı verilen bu belgeler, Amerikan istihbaratının kamuya açıklamaya yanaşmadığı türden yüzlerce dokümanı kapsıyor.
Atom bombasını kullanan ilk ve tek ülke olan dünyanın yeni düzeninin mimarı ABD, bu yeni düzende, her ülkeye, biçtiği rol ve kendisine gösterdiği itaat nispetinde yaşama hakkı tanıyacağını açıkça ifade ediyor. ABD Dışişleri eski Bakanı M. Albright, "Biz dünyayı, çocuklarımız, torunlarımız ve bizim kurallarımıza uyan diğer ülkelerin insanları için daha güvenli hale getirmek için her şeyi yapacağız" (Cumhuriyet, 29.12.1998).
Her ülkenin güçlü olmak ve güçlü kalmak için takip ettiği bir devlet stratejisi vardır ve olmalıdır. Adil olsun veya olmasın dünya üzerindeki her güçlü devlet kendi stratejisini devam ettirir. ABD'nin stratejisi de milli çıkarlarını her zaman ve zeminde sonuna kadar korumaya ve kendi kurallarını kabul ettirmeye yöneliktir.
Eski bir Amerikan istihbarat görevlisinin ifadesiyle "Bir milletin dostları yoktur, bir milletin çıkarları vardır".
Günümüz dünyasında savaşlar büyük ölçüde ekonomik sahada cereyan ediyor. II. Dünya Savaşı'nda büyük bir acı ve hezimet yaşayan Japonya, o tarihten sonra ciddi bir kalkınma hamlesi gerçekleştirerek, elektronikte bir "dünya devi" haline geldi. Bugün Japonlar teknolojik ve iktisadî olarak ABD'yi dünyadan silecek bir kapasiteye ulaşmışlardır. Bu seviyeye tamamen milli anlayışa dayalı bir kalkınma hamlesini hayata geçirerek ve çok çalışarak gelmişlerdir. Bu noktada milli çıkarlara uygun bir devlet stratejisi belirlenmesinin de büyük önemi vardır. "Japonya'da çelik, gemi inşaatı, elektronik gibi önemli sektörlerde temel kararlar devlet yetkilileri, iş çevreleri, işçi temsilcileri ve akademisyenlerin oluşturdukları kurullar tarafından alınır. Burada amaç, Japonya'nın dış rekabete karşı güçlü kılınması, ulusal çıkarların savunulmasıdır" (Soğuk Barış, E. Garten, sy. 127).
Japonya'da, değil devlet kuruluşları, birçok özel şirketin hisseleri bile serbestçe alınıp, satılamaz. Herhangi bir satış söz konusu olduğu zaman şirketin % 60 ile % 70'i başka Japon şirketlerine satılır ya da Japon Merkez Bankası tarafından satın alınır. Yabancı şirketlerin herhangi bir üretim dalında etkinlik kurmasına yol açacak hiçbir girişime müsaade edilmez.
Atom bombasının üzerinden 57 yıl geçti ve günümüz dünyasında savaşlar artık iktisadî sahada yaşanmaktadır. Her ülke dünyanın bu değişen dengeleri istikametinde kendi stratejisini belirlemek zorundadır.
Bilindiği gibi 6 Ağustos 1945'te Amerikan hava kuvvetleri geliştirdikleri ilk atom bombasını Hiroşima üzerine bıraktı. Hemen ardından 9 Ağustos'ta bu kez bir başka Japon kenti Nagazaki aynı kaderi paylaştı. Sonuç tam bir felaket oldu. Yalnız Hiroşima'da 200 bin insan ölürken, binlerce insan sakat kaldı. Radyasyonun etkisi yıllarca devam etti.
Hiroşima ve Nagazaki'nin ardından Japonya savaştan çekildiğni açıkladı. Ancak, II. Dünya Savaşı'yla ilgili yeni yayımlanan gizli belgelere göre Japonlar, atom bombasının atılmasından çok önce teslim olacaklarını ABD'li yetkililere bildirmişlerdi.
Ancak yeni geliştirdiği öldürücü silahı muhakkak denemek isteyen ABD bu beyanı hiç ciddiye almadı. Sihirli Kulak adı verilen bu belgeler, Amerikan istihbaratının kamuya açıklamaya yanaşmadığı türden yüzlerce dokümanı kapsıyor.
Atom bombasını kullanan ilk ve tek ülke olan dünyanın yeni düzeninin mimarı ABD, bu yeni düzende, her ülkeye, biçtiği rol ve kendisine gösterdiği itaat nispetinde yaşama hakkı tanıyacağını açıkça ifade ediyor. ABD Dışişleri eski Bakanı M. Albright, "Biz dünyayı, çocuklarımız, torunlarımız ve bizim kurallarımıza uyan diğer ülkelerin insanları için daha güvenli hale getirmek için her şeyi yapacağız" (Cumhuriyet, 29.12.1998).
Her ülkenin güçlü olmak ve güçlü kalmak için takip ettiği bir devlet stratejisi vardır ve olmalıdır. Adil olsun veya olmasın dünya üzerindeki her güçlü devlet kendi stratejisini devam ettirir. ABD'nin stratejisi de milli çıkarlarını her zaman ve zeminde sonuna kadar korumaya ve kendi kurallarını kabul ettirmeye yöneliktir.
Eski bir Amerikan istihbarat görevlisinin ifadesiyle "Bir milletin dostları yoktur, bir milletin çıkarları vardır".
Günümüz dünyasında savaşlar büyük ölçüde ekonomik sahada cereyan ediyor. II. Dünya Savaşı'nda büyük bir acı ve hezimet yaşayan Japonya, o tarihten sonra ciddi bir kalkınma hamlesi gerçekleştirerek, elektronikte bir "dünya devi" haline geldi. Bugün Japonlar teknolojik ve iktisadî olarak ABD'yi dünyadan silecek bir kapasiteye ulaşmışlardır. Bu seviyeye tamamen milli anlayışa dayalı bir kalkınma hamlesini hayata geçirerek ve çok çalışarak gelmişlerdir. Bu noktada milli çıkarlara uygun bir devlet stratejisi belirlenmesinin de büyük önemi vardır. "Japonya'da çelik, gemi inşaatı, elektronik gibi önemli sektörlerde temel kararlar devlet yetkilileri, iş çevreleri, işçi temsilcileri ve akademisyenlerin oluşturdukları kurullar tarafından alınır. Burada amaç, Japonya'nın dış rekabete karşı güçlü kılınması, ulusal çıkarların savunulmasıdır" (Soğuk Barış, E. Garten, sy. 127).
Japonya'da, değil devlet kuruluşları, birçok özel şirketin hisseleri bile serbestçe alınıp, satılamaz. Herhangi bir satış söz konusu olduğu zaman şirketin % 60 ile % 70'i başka Japon şirketlerine satılır ya da Japon Merkez Bankası tarafından satın alınır. Yabancı şirketlerin herhangi bir üretim dalında etkinlik kurmasına yol açacak hiçbir girişime müsaade edilmez.
Atom bombasının üzerinden 57 yıl geçti ve günümüz dünyasında savaşlar artık iktisadî sahada yaşanmaktadır. Her ülke dünyanın bu değişen dengeleri istikametinde kendi stratejisini belirlemek zorundadır.
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011