Dün, İslam coğrafyası üzerinde İslamcı geçinenler eliyle tezgahlanan savaş oyunları ve kardeş katliamlarına karşı "Ehl-i Beyt ve Prof. Dr. Baş farkı"ndan söz açmıştım.Amerika, İsrail ve Haçlı troykasının Büyük Ortadoğu Projesi ekseninde, Türkiye'nin de içinde bulunduğu 22 İslam ülkesi için "bugün yaşanan kanlı plan" oluşturulmuştu. Demokrasi ve insan hakları bu kanlı planın maskesi, İslamcı kisve ise setr-i avreti yapıldı.Plan, sözde kalmadı, 2003 itibarıyla uygulamaya geçildi. Bu kapsamda Afganistan, Irak, Tunus, Mısır ve Libya'da milyonlarca Müslüman can verdi, on binlerce Müslüman kadının namusu kirletildi, milyonlarca masum yavru yetim-öksüz kaldı.İslamcı kisveli Türk siyaseti bu planda özel misyon üstlendi. Türk milletini de İslamcı maskeleriyle avladılar. Öyle ki nice mangalda kül bırakmayan İslamcılar, dinci radikaller, hacılar, hocalar, cüppeliler, şalvarlılar, çarşaflılar ve dünyadan habersiz zavallılar, bu Haçlı planında saf tuttular, duacı ve destekçi oldular. Hem İslamcı olacaksın, hem Müslüman avına çıkacaksın!Türkiyeli İslamcılar, hem İslamcılığı kimseye bırakmıyor, hem de oluk oluk akan Müslüman kanını seyretmekten, Müslümanların hunharca katledilmesinden, hatta Müslüman kanı akıtanların safında duacı ve destekçi olmaktan zevkleniyorlar; bu vaziyet, asla normal bir Müslüman hali olamaz. Psikiyatristler bu tip halleri, "homisidal saldırganlık" kapsamında değerlendiriyorlar. BOP tezgahında, Türkiyeli İslamcıların "homisid eğilimleri" açığa çıktı, yürekleri ve icraatları Müslüman kanına bulaştı.Aynı kanlı tezgah, komşumuz Suriye için de açıldı. İlk aşamada Suriye'ye 40-50 ülkeden toplama ihtilalci terör gruplarını sızdırdılar. İç savaş başlattılar.İslamcı geçinen politik aymazların ihtirasları, Türkiye'yi Suriye'yle kapıştırmaya sürükledi.Bunlar, Suriye savaşını kendileri için bir varoluş-yok oluş meselesi olarak görüyor, ikbal ve istikballerini böyle bir savaşa bağladıkları anlaşılıyordu. Lakin bunların ikballeri söndü, gözleri karardı. Çünkü? Prof. Dr. Baş, öyle birneşter attı ki, savaş kesildiTürk milletini tam da gafil avlamak üzere idiler ki, bütün varlığı, tüm yüreği ve imanıyla bu kanlı plana karşı duran Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, oyunu bozdu. Söz ola kese savaşı, der bizim Yunus!Prof. Dr. Baş, içeride Ehl-i Beyt külliyatı ve Uluslararası Ehl-i Beyt kongreleriyle kardeşlik tohumlarını yeşerti, Hacı Bektaş Veli nefesiyle yüreklere iman ve birlik mayası çaldı. Dışarıda ise Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet teziyle "dünyanın adalet ve barış temelli yeni düzeni"nin temellerini attı. Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaya geçirmekle kalmayıp Prof. Dr. Baş'ı DUMA Meclisi'nde ağırlayan Rusya'nın Suriye meselesinde ağırlığını koymasıyla, savaş lobilerinin önü kesildi, sert kayaya çarptılar. Prof. Dr. Baş, Haçlı ve İsrail saflarında savaş goygoyculuğu yapan ve nasihatten anlamayan Türkiyeli İslamcı aymazlara, "İnsanlara anlayacakları dilden konuşun" (el-Münâvî, Feyzu'l-Kadir, Mısır, 1356, c. III, s. 378/ c. IV, 299) hikmeti üzere, anlayacakları dilden konuştu. Mevlana'nın "bayılan debbağ ve"dışkıböceği" misaliHz. Mevlana'nın "attar dükkanı önünde bayılan debbağ ve dışkıböceği" örneklemesi, bu tiplemeye tam denk düşüyor. Prof. Dr. Baş, nasihatle ayıkmayan bu aymazları, Hz. Mevlana'nın bu hikmeti üzere sarsıyor, nasibi olanları ayıktırıyor. Şöyle diyor Hz. Mevlana:"Her kime öğüt miski fayda vermezse, muhakkak o, kötü kokulara alışmıştır? Sen de nurdan nasipsize benziyorsun; çünkü burnunu hep pisliğe sokup durmadasın! Seni tam sekiz yıl ayrılık ateşiyle kaynattım; ama hamlığın, münafıklığın, bir zerre bile eksilmemiş!" (Mevlana, Mesnevî, IV, 300).Sözü burada bırakmıyor Hz. Mevlana; öncesinde çarpıcı bir misal anlatıyor:"Birisi, misk ü amber satan attar pazarına gelince aklı başından gitti, büzülüp yere yıkıldı.? Derhal halk, başına üşüştü... Herkes "lâhavle" diyerek derdine derman aramaktaydı. Birisi, eliyle kalbini yokluyor, öbürü yüzüne gülsuyu serpiyordu. Bilmiyordu ki, meydanda onun başına ne geldiyse gülsuyundan geldi!* * *Derhal akrabalarına haber verdiler, falan adam feşman yerde perişan bir halde düşüp kaldı, dediler?Bayılan debbağın boylu-poslu ve idrakli bir erkek kardeşi vardı, hemencecik koşa koşa geldi.Yenine biraz köpek pisliği almıştı. Halkı yardı, feryat ederek kardeşinin başucuna geldi.? Baygın debbağın iliğine kadar köpek pisliği sinmişti? Her gün, akşamlara kadar pisliğe gömülmüştü.* * *Dışkıböceği (scarabeaus sacer) daima pislik taşır durur... Bu yüzden de gülsuyundan bayılır. Onun ilâcı yine köpek pisliğidir... Çünkü ona alışmıştır, onunla halli-hamur olmuştur.Delikanlı, kardeşine yapacağı ilâcı kimse görmesin diye halkı uzaklaştırdı. Gizli bir şeyler söyler gibi ağzını kulağına götürdü, sonra da o şeyi burnuna koydu. Köpek pisliğini avucuna sürtmüştü... Avucunu koklatır koklatmaz adam, deprenmeye başladı. Halk, bu pek mühim bir efsun dediler? Adam adeta ölmüştü, efsun imdadına yetişti (Mevlana, Mesnevî, IV, 257-300)Prof. Dr. Baş, nasihatle yola gelmeyen "homisid eğilimli" aymazları, Hz. Mevlana'nın yukarıdaki hikmetiyle sarsıp ayıktırınca; basıyorlar yaygarayı!Irak, Libya ve Mısır'da en kanlı biçimde kullandıkları BOP patentli kör savaş baltaları ve Haçlılardan dolma kalemleri, Suriye'de işe yaramayıp ellerinde kalınca, sanal alem üzerinden Prof. Dr. Baş'a karşı kullanmaya kalkışıyorlar. Bunlar, bilseler ki, Müslümana karşı savaştan ve bunlara teşvikçi olmaktan daha ağır bir fiil yoktur, kendileri böyle bir batakta debeleniyorlar; o zaman dilleri lal olur, varsa nasipleri belki kendileri de kurtulur. Ancak gerçek şu ki, nasipten ötesi yoktur!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019




































































































