logo
24 NİSAN 2024

Hükümet, şecaat arz ederken sirkatin söylüyor

06.04.2006 00:00:00
Suçlar patlıyor, terör alevleniyor. Merd-i kiptî şecaat arz ederken sirkatin söylermiş... Önceki gün Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İstanbul Bahçelievler'de konuşuyor. Bazı temel sebepler, suçu patlatıyormuş. Ne miymiş bunlar?"Sıkça çıkartılan aflar... Gelir dağılımındaki adaletsizlik... İşsizlik... Göç ve çarpık kentleşme."Bunlara, "ecnebi kültürünün gümrüksüz bombardımanını, milli kültür ve milli kimlik bunalımını, maneviyat açlığını ve dinimize yönelik yozlaştırma manevralarını, dinler arası diyalog adı altında tezgahlanan misyonerlik ve etnik parselasyon tuzaklarını, enformatik kirlenmeyi, idealden yoksunluğu, eğitimdeki başıboşluğu..." vs. de ekleyebilirsiniz. Bakan Çiçek, kelimelerden tasarruf yapmak için yukarıdaki 4 maddeyi sayıyor. Sayıyor ama bütün bunlar hükümetin işi...Demek ki hükümet, suçları patlatıyor, asayişi yok ediyor.* * *AB'den aldığı akılla olur olmaz aflar çıkartan, ben değilim, hükümetler. Gelir dağılımındaki adaletsizliği oluşturan ve körükleyen ben değilim, IMF'ci hükümet. Vatan evladını, açlığa ve işsizliğe mahkum eden, ben değilim, IMF'ci hükümet. Göç ve çarpık kentleşmeyi doğuran yoksulluktan plansızlığa kadar tüm illetlerin kaynağı, ben değilim, hükümet.O halde suç oranlarında patlama varsa, terör alevleniyorsa, bu benim eserim değil, hükümetin eseri... Sizin eseriniz sayın Çiçek.Diyeceksiniz ki, Nasrettin Hoca gibi hep ev sahibine yükleniyorsunuz, tamam da, hırsızın hiç mi günahı yok? Elbette var... Ama en namlı hırsızı kodesten salan ve en azılı terörist başını ipten indirip çok yıldızlı İmralı'da ikamet ettiren de yine hükümettir, ben değilim... Türk milleti de değil.Demek ki asıl suçlu belli... Hükümet.Millet, işte bu "gerçek fail"i tam teşhis edip "Suçlu ayağa kalk, suçlu koltuktan kalk!" dediği gün, işler yoluna girmeye başlayacak.* * *AKP grubunda konuşan Başbakan R. T. Erdoğan'ı dinliyorum gözlerim kapalı... Köpürüyor, kükrüyor. Kendisinden randevu talep eden Zanagiller familyasından Ahmet Türk'e konuşuyor gibi yapıyor, ama tribünlere konuşuyor, seçmene konuşuyor. Noktasına-virgülüne dokunmadan aktarıyorum:"Sen önce PKK'yı terör örgütü ilan et sonra konuşalım. Canileri koruyacak 'şehidimiz' diyeceksiniz sonra bu ülkenin Başbakanından randevu bekleyeceksin. Yok böyle şey. Biz bu noktadaki demokratik yaklaşımımızı gösterdik. Benim Başbakan Yardımcım Diyarbakır Valiliği'nde seninle görüşmüştür... Kaldı ki biz bu noktadaki demokratik yaklaşımımızı göreve geldiğimiz zaman gösterdik. Randevu talep etti randevu verdim, kendisiyle görüştüm. Ama bütün bunları yapmamıza rağmen, sen kalkıp da yani teröristler için bu açıklamaları yaparsanız, ondan sonra bu devletin imkanlarıyla onlara yaklaşım sergilemeye yönelirseniz, kusura bakmayın o zaman bizim buna olumlu bir yaklaşım göstermemiz mümkün değil, olmayacaktır. Diyarbakır'a gitmişimdir konuşma yapmışımdır, bu ülkede Kürt sorunu olduğu gerçeğini ifade etmişimdir. Bunu söylerken bu ülkedeki diğer etnik unsurların sorunlarının olmadığını asla kabul etmiyorum onların da sorunları var, her bölgenin kendine has sorunları var. Ancak bunu söylerken oralardan herhangi bir olumlu yaklaşım gelmemiştir, gelmediği gibi bunu bile istismara kalkıştılar. Böyle bir istismarın içinde ne partimiz, ne hükümetimiz hiçbir zaman olmayacaktır."Erdoğan'ın kükremesinde iç içe o kadar çelişki var ki, "İlkesizliğin ve politikasızlığın bu kadarına pes doğrusu..." dedirtiyor.Ahmet Türk'ten PKK'nin terör örgütü olduğunu ilan etmesini isteyen sayın Erdoğan, Diyarbakır'da neden "Sorun Kürt sorunudur, gerekirse devlet özür dilemesini bilmelidir..." nutku attınız? Dün randevu verip görüştüğünüz adama, bugün güya randevu vermeyeceğinizi aleme ilan etmekle hangi tür politik pirim devşirmek istiyorsunuz? Ahmet Türk, hep aynı Ahmet Türk; dün ne idiyse, bugün de o... Dün bizzat görüştüğünüz, hatta Başbakan Yardımcınızı gönderip görüştürdüğünüzü ilan ettiğiniz Türk ile, bugün güya "randevu vermeme nümayişi" yaparak, ne elde etmek istiyorsunuz sayın Erdoğan? Hala, "bu ülkede Kürt sorunu olduğu gerçeğini ifade etmişimdir" diyorsunuz sayın Erdoğan; ortalığı yakan-yıkan sorun Kürt sorunu mu, terör sorunu mu? "Diğer etnik unsurların da sorunları var" diyerek, adeta zihninizdeki Türkiye haritasını etnik parselasyona tabi tutmuşsunuz... Pusulanız yanlış sayın Erdoğan! Şecaat arz ederken sirkatin söylüyorsunuz! Yukarıdaki konuşmanızın "satır araları"nı bir daha okuyun bakalım; ne vahim işler yapmışsınız, ne vahim istismarlara batmışsınız ve hepsinden önemlisi ülkeyi ne vahim noktalara sürüklemişsiniz!.. * * *Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Ankara'da "iri ve öteki yeşil kartel"in temsilcileriyle kahvaltı yapıyor. Kahvaltının en can alıcı noktası herhalde, Gül'ün, Irak'ın işgali öncesinde olduğu gibi, İran yetkililerini BOP bağlamında nasıl ikaz ettiğini anlatması oldu. Söz konusu ikaz, kartele şöyle yansıdı:Gül, İran'a dolaylı bir uyarı yaptı. Nasıl mı? Gayet diplomatça, Irak'ın işgaline beş kala Saddam Hüseyin'in sağ kolu Taha Yasin Ramazan'la son buluşmasını anlatarak!.. Bir meslektaşım uzun masanın diğer ucundan atıldı: "Ahmedinecad da sanki eline kâğıt verseniz dünya haritasını yeniden çizecek gibi. Saddam'a mı benziyor?" "Yok. Yok" dedi Gül ve "İran'ı Irak'la mukayese etmek yanlış olur... Ne ABD, ne dünya savaş istiyor. Sorunu barışçı yollarla çözmeye çalışıyoruz" diye yanıtladı. Ama Dışişleri Bakanı yine de kaygısını gizlemedi. Tahran'a ikinci mesajını da gönderdi:"Irak tecrübesini yeniden yaşamak istemiyoruz. Sıkıntılı bir iş... Nereye varacağını tahmin etmek zor. Katkımız olacağını görürsek inisiyatif almaya hazırız."Bakan Gül'ün İran sinyalleri böyle... gül de şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Bölgemiz ve Türkiye'miz adına hiç de iç açıcı değil.AKP hükümetinin, işgalci ABD ile "körü körüne BOP ittifakı" ve "askerimiz başına çuval da geçirseler aynen devam" türünden stratejik ortaklığı, korkarım, bölgemizin ve Türkiye'mizin başına daha çok çoraplar ördürecek... Bu işler, Türkiye'yi "darmadağın olma" noktasına sürükleyecek vahim işlerdir.Böylesi bir "körü körüne ortak"lık, AKP'nin parti politikası olabilir; ama asla "Türk devlet politikası" olamaz.Türkiye'nin, yüreğini ve etrafını yakmaya devam eden yüksek ateşten ve ateş çemberinden kurtulması için "onurlu bir milli duruşu ve reel bir milli ekonomi modeli"ni devlet politikası haline getirmemiz gerekiyor. Bunun da ilk adımı, 3 Kasım seçimlerinde "şimdi AKP'yi deneyelim, ondan sonra sıra BTP'de..." diyen büyük çoğunluğun sözlerini hatırlamasıdır. Yani, "Türkiye için artık BTP, bu sefer BTP" deme zamanı... Zaman geçti geçiyor.
 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.