Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarısız hükümetinin AKP hükümeti olduğu konusunda herhalde bir fikir birliği mevcuttur.
Ekonomik kriz hiç olmadığı kadar vatandaşın belini bükmekten öte 100 yıllık cumhuriyet geçmişimizde ilk defa açlık sorunuyla karşı karşıya kaldığımız bir dönemi yaşıyoruz.
Açlık sınırı 15 bin lirayı, yoksulluk sınırı ise 45 bin lirayı çoktan geçti bile. Tam tamına 6 emekli, maaşlarını bir araya getirdiğinde yoksul olmayı hak ediyorken; 2 emekli, maaşlarını birleştirdiğinde açlık sınırına ancak yaklaşabiliyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarısız iktidarını büyük bir ekonomik krizin tam ortasında yakalayan muhalefet, 2023 Mayıs seçimlerinden büyük bir hezimetle ayrıldı. Tencere, ilk defa bir iktidarı, muhalefetin beceriksizliği yüzünden deviremedi.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın seçim sürecindeki uyarıları da bu yöndeydi. "Eğer bu seçimi de kazanamazsanız benden çekeceğiniz var" diyerek seçim sonrası izleyeceği rotayı çizerken aynı zamanda Kılıçdaroğlu ve ortakları olan Altılı Masa ile de genel seçimlerin kazanılamayacağını öngörmüş oldu.
2023 Genel Seçimleri, Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi muhalefet tarafından kazanılamadı.
Aslında seçimleri AKP kazanmadı. Deyim yerindeyse muhalefet kaybetti.
Bu seçimlerin muhalefet tarafından kazanılmamasının en önemli üç sebebi Meral Akşener'in masadan kalkması ve oturması, Altılı Masa'nın genişlememesi ve de Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı üzerindeki tartışmalar oldu.
Seçim döneminde muhalefet adına en fazla akılda kalan olumsuzluk muhalefetin adayının yıpranmaması için açıklanmamasıydı.
Fakat öyle bir süreç yaşandı ki, seçim öncesi aday çok fazla yıprandığı ve hırpalandığı gibi seçim sonrası da muhalefet yıpranmaya ve çözülmeye devam ediyor.
Dünya siyaset tarihinde bu kadar başarısız bir hükümeti sandıkta değiştiremeyen, tam aksine yıpranıp paramparça olan ve kaybeden başka bir muhalefet var mıdır?
Muhalefetin bu derece yıpranmasının ve İyi Parti örneğinde olduğu gibi çözülmeye başlamasının altında yatan temel sebep bir ideolojiden ve düşünceden mahrum kalmasıdır.
Bugün İyi Parti neyi temsil etmektedir. Ekonomide hangi felsefeye, hangi düşünceye sahiptir Dış politikada nasıl bir argümana sahiptir belli değil.
Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin çiçeği burnundaki genel başkanı Özgür Özel daha ilk konuşmasında Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam göndererek CHP, Atatürk, Altı Ok ve cumhuriyetin temel değerlerine karşıt mesajları çarçabuk vermede çok istekli davrandı.
1991 seçimlerinde dönemin Hadep milletvekillerini Meclis'e SHP sokmuştu, ondan sonra da SHP hayır görmedi ve hiçbir zaman tek başına iktidara gelemedi.
Terör gibi son derece hassas bir noktada bu kadar hoyratça davranan bir Cumhuriyet Halk Partisi'nin, ana muhalefet partisi olma ve cumhuriyetin temel değerlerini koruma konusundaki bu vurdumduymazlığı seçmen tarafından her zaman cezalandırılacaktır.
Muhalefetteki bu savrulmuşluğa rağmen Meclis dışında bulunan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, gençliğe ve Türk milletine bir umut olmaya devam ediyor.
Son zamanlarda "Bu siyasilerden dolayı umudumu kaybettiğim için yurt dışına çıkacaktım ama Hüseyin Baş'ı dinledikten sonra vazgeçtim" diyenlerin sayısında çok büyük artış var.
Mesele fikr-i iktidar sahibi olabilmektir.
Hüseyin Baş'ın 6'lı masaya neden alınmadığını ve neden dışlandığını şimdi çok iyi anladık değil mi?
Çünkü sahip olduğu devasa fikir mirası ve siyaset düşüncesi ile diğer partileri gölgede bırakıp masada bir yıldız gibi parlayacaktı. Bundan çekindiler ve korktular.
Hüseyin Başkan sen umut oldun.
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024
- Trikopis'in kahvesi / 03.09.2024