logo
28 MART 2024

Hz. Ali’nin velayetini inkar edenin başına taş düşer

03.03.2012 00:00:00
Hz. Peygamberin Veda haccı dönüşünde Medine’ye 70-80 km. mesafedeki Hum suyu başında irad ettiği Gadir-i Hum hutbesi, birçok Ehl-i Sünnet kaynağında rivayet edilmesine rağmen, ne hazin bir tecellidir ki, Müslümanların Ehl-i Sünnet kesiminin ulema takımı da dahil olmak tamamına yakını, bu hutbeden ve içeriğinden habersizdirler.

Prof. Dr. Baş’tan Allah razı olsun…
Allah kendilerinden razı olsun, Prof. Dr. Haydar Baş bey, Ehl-i Beyt Külliyatı ile, Ehl-i Beyt hususundaki cehaleti ortadan kaldırdı, en az cehalet kadar tehlikeli olan taassuba neşter attı. Son günlerde Meltem Medya grubunun ekranlarında yaptığımız Ehl-i Beyt programlarından sonra, birçok Ehl-i Sünnet ilim erbabı ve mektep-medrese görmüş kardeşimiz, anlatılanları gerçekten bilmiyorduk, Allah sizlerden ve Haydar hocamızdan razı olsun, şeklinde şükranlarını iletiyorlar.
Gadir-i Hum’a dair Ehl-i Sünnet kaynaklarında rivayet edilen hadislerin detaylarını, rivayet zincirlerini, rivayetlerin isnadlarını ve sıhhatlarını, önümüzdeki makalelerimde ele alacağımı belirterek; bu konuya dair Ehl-i Sünnet tefsirlerinde ve Esbab-ı Nüzül’de geçen ilginç bir olayı aktarmak istiyorum.

Taşı davet eden inkâr psikolojisi
Çünkü Gadir-i Hum’da Rasulullah’ın(sav) Hz. Ali hakkında ümmetine ilan buyurduğu gerçeklere dair Haris bin Numan’ın sergilediği psikolojik tepki, bugün Müslümanın diyen birçok insanın adeta psikolojisi haline getirilmiştir. Cehalet taassubu getirmiş, taassub ise inatlaşmayı kamçılamış; böylece “velayet nurunun sahibi olan Hz. Ali’nin rütbesi ve hakkı” örtülmeye yüz tutmuştur. Bu furya, gönülleri taşlaştırmış, birçoklarının başlarına taş düşse dahi ayıkmayacak hal almıştır.

Allah’ın düşürdüğü taşı kim geri çevirebilir?!
“Birisi, gök katlarının yüksekliklerinin sahibi olan Allah’ın katından inkârcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamayacağı azabı istedi!” (Mearic Suresi, 1-3).
Ehl-i Sünnet tefsirleri ve Esbab-ı Nüzül kaynaklarının yanısıra Şia kaynakları, bu ayet-i kerimenin birkaç iniş sebebini zikrederler. Bunlardan biri Gadir-i Hum’la bağlantılı bir olaydır ki, bu âyet-i kerimenin Hâris İbn Nu’mân el-Fihrî hakkında nazil olduğu söylenmiştir.
Kaynaklarda bu olay şöyle nakledilmektedir:  Gadir-i Hum günü Hz. Peygamber’in (sa), Hz. Ali hakkında “Ben kimin mevlası/idarecisi-dostu isem Ali de onun mevlasıdır” buyurduğu haberi,  Hâris İbn Nu’mân el-Fihrî’ye ulaşınca devesine binmiş, gelmiş ve devesini el-Abtah’da ıhtırıp Hz. Peygamber’e (sav) şöyle seslenmiştir:
“Ey Muhammed, Allah’tan getirerek bize yegâne ilâhın Allah olduğuna ve senin O’nun elçisi olduğuna şehadet etmemizi emrettin, bunu kabul ve tasdik ettik. Günde beş vakit namaz kılmamızı emrettin, onu da senden kabul ettik. Mallarımızın zekâtını vermemizi emrettin, onu da senden kabul ettik. Her sene Ramazan ayında oruç tutmamızı emrettin, haccetmemizi emrettin onları da kabul ettik. Sonra bütün bunlara razı olmayıp bir de bunların üstüne amcaoğlun (Ali’yi) bizden üstün tuttun. Bu, senden mi, yoksa Allah’tan mı?”
Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Yegâne ilâh olan Allah’a yemin ederim ki bu, ancak Allah’tandır” buyurunca; Haris b. Numan “Ey Allahım, şayet Muhammed’in söylediği hak ise üzerimize gökten taş yağdır veya bizim başımıza elîm bir azâb getir” diyerek arkasını dönüp gitmeye başlamış.

Baştan girdi, alttan çıktı
Râvi der ki: “Allah’a yemin olsun ki daha devesine ulaşamadan Allah Tealâ onun başının üstüne öyle bir taş indirdi ki, tam tepesine isabet edip dübüründen çıktı, onu böylece öldürdü. İşte bu âyet-i kerime bunun üzerine nazil oldu” (Alûsî, Ruh’ul Meanî,  XXIX, 55; Ebu İshak es-Sa’lebî, el-Keşf ve’l Beyan, s. 234; Kurtubî, el-Cami’ Li Ahkam’il Kur’an, c. 9, s. 181-182, Beyrut, 1993; Munavi eş-Şafiî, Feyz’ul Kadir Camiu’s-Sağir Şerhi, c.3, s.218; Ebubekir el-Bağdadî en-Nakkaş el-Müfessir, Şifa’us-Sudur, Mearc, 1-3; Kunduzi el- Hanefî, Yenabiu’l-Mevedde, s.274; Şerbinî eş-Şafii, Sirac’ul Münir, IV / 364; Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yay. 2/906-907; Halebî eş-Şafi, es- Sire, III/274).
Yukarıda bir kısmını verdiğimiz kaynaklar, Ehl-i Sünnet’in temel kaynaklarıdır.

Ebrehe’nin ordusuna da böyle olmuştu
Yüce Allah’ın, Fil Suresinde anlatıldığı üzere Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ordusunun üstüne Ebabil kuşlarının gagalarıyla nohut büyüklüğündeki taşları başlarının üstüne bıraktırarak helak etmesine inanan mü’minlerden kimisi, Hz. Peygamberin(sav), velayetin şahı Hz. Ali’nin Allah, Rasulü ve mü’minler nezdindeki yerini ilan etmesini inkar ve reddeden Haris’in akıbetini anlamakta ve bu hususta gelen haberlere inanmakta zorlanıyor. Kimi kalem erbabı da, kalbini ve kalemini bu söz konusu vakıayı inkar etmekte zorluyor.
Elif’i görseler mertek zanneden bazı cahiller ise, gökten ine taş ile helak edilen Haris bin Numan el-Fihrî’yi, Ensar’ın hem kahraman hem de cömert büyüklerinden Harise bin Numan el-Hazrecî ile karıştırıp, Haris el-Fihrî’nin başına taş düşerek helak olduğu rivayetini zayıf saymaya kalkışıyor.

Bu Harise’ye can kurban, bu başka Harise…
Hârise bin Nûman el-Hacrecî ise, birkaç tane evini-barkını Allah Rasulu ve Ehl-i Beyt’ine bağışlayan yüce bir sahabidir; Allah, şefaatine nail kılsın.   
Hârise bin Nûman, birçok sahabenin savaşın dehşetiyle Rasullulah’ın yanından uzaklara savrulduğu Huneyn gününde, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’sıyla birlikte O’nun yanından hiç ayrılmayan, vücudunu O’na siper eden cesaret timsali bir iman ve teslimiyet adamıdır.
Medine’de, “Rasûlullah’ın komşusu” dendiğinde akla Hârise bin Nûman el-Hazrecî gelirdi. İbni Sa’d, Hz. Hârise’nin, Medine’de Peygamberimizin evinin yakınında bir evi bulunduğunu, Rasûlullah ihtiyaç duyduğunda kendi eşyasını boşaltıp evini O’na(sav) verdiğini kaydediyor (İbn Sa’d, Tabakât, 3 / 448).

Hz. Fatıma’nın uzak kalmasına gönlü razı olmaz
Evini Rasûlullah’a veren Hz. Hârise, bu mübarek komşusundan ayrı kalmamak için oraya bir ev daha yapıyor. Bir müddet oturduktan sonra, düğün hazırlığı yapan Hz. Ali’nin ancak Medine’nin dışında bir ev bulabildiğini haber alıyor. Rasulullah’ın(sav) da Hz. Fatıma annemize olan sevgi ve düşkünlüğünü biliyor. Hz. Harise(ra), yeni evlenecek olan Hz. Fatıma’nın Hz. Peygamberden uzak bir evde oturmasına gönlü razı gelmiyor; yeni yaptırdığı ikinci evini de düğün yapan Hz. Ali (ra) ile Hz. Fâtıma’ya (r.anha) hibe ediyor.
Bu vesile ile Hz. Peygamberin huzuruna gelen Hz. Hârise b. Numan,  “Yâ Rasûlallah, duydum ki, Fâtıma’nın, sizin yakınınızda bulunan bir eve ihtiyacı varmış. Neccar oğullarının en sağlam evlerinden olan kendi evimi boşalttım, gelip otursunlar. Ben ve malımın hepsi Allah ve Resûl’ünündür. Yemin ederim ki, yâ Rasûlallah, benden aldığınız mal, benim yanımda, bana bıraktığınız maldan daha hayırlıdır” der. Evini hibe eden Hz. Hârise’nin bu samimi ifadeleri üzerine Efendimiz şöyle buyurur:
“Hakikaten doğru söylüyorsun, yâ Hârise, Allah’ın bereketi üzerine olsun” (İbn Sa’d, Tabakat, 8 / 22-23).
Hz. Hârise’nin, Efendimizin zevcesi Mariye’ye ve Safiyye’ye de bir ev verdiği, yanısıra Hz. Ebû Bekir’in oğlu Abdullah’ı, ailesiyle beraber Medine’ye hicret ettiği zaman, yine Hz. Hârise’nin evinde kaldıkları rivayet ediliyor (İbn Sa’d, Tabakât, 8/212; Vâkidî, Megâzî, 2/708).

İki gözünü kaybeder ama cömertliğini asla…
Ömrünün sonlarında iki gözünü kaybeden Hârise bin Numan, cömertliğinden hiçbir şey kaybetmiyor; o haliyle evinin önüne gerdiği ipe tutunarak içini fakirler yesinler diye hurmalarla doldurduğu zembilleri hazırlamakla geçiriyor (Ebu Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, I/ 356).
Yüce Allah, ömrü Rasulullah’a ve Ehl- Beyt’ine ikram ve cömertlikle geçen Harise bin Numan’a, biri Huneyn’de, diğeri de hane-i saadette olmak üzere Hz. Cebrail’i iki kere göstererek ikramda bulunuyor (Üsdü’l-Gàbe, 1: 359; İbn Sa’d, Tabakât, 4/253).
Alemlerin Rabbi olan Allah, bizlere de, onların güzel ahlakıyla ahlaklanmayı ve yollarından yürümeyi lütfetsin!
 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.