Yaşlı bir adam Hz. Peygamber'e gelerek "Ey Allah'ın Resulü! Ben açım; bana yiyecek ver, çıplağım; beni giydir ve yoksulum; bana iyilikte bulun!" diye arz etti.
Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu:
"Benim, sana verecek bir şeyim yok, ancak seni birine göndereceğim, ey yaşlı adam! Allah ve Resulünü (s.a.a) seven, Allah ve Resulünün de onu sevdiği kimsenin evine git! Git Fatıma'nın (s.a) evine!"
Sonra Bilal'e o yaşlı adamı Fatıma'nın (s.a) evine götürmesini buyurdu. Yaşlı adam Bilal ile birlikte Hz. Fatıma'nın (s.a) evine gittiler ve durumunu arz etti.
Hz. Fatıma (s.a), elini mübarek boynuna götürdü ve amcası Hamza'nın (a.s) kızının hediye ettiği gerdanlığı açtı ve yaşlı adama uzattı…
Yaşlı adam gerdanlığı alarak doğru Peygamberin (s.a.a) mescidine gitti ve durumu arz edince, Ammar Yasir ayağa kalkarak, "Ey Allah'ın Resulü! İzin verin de şu gerdanlığı ben satın alayım" buyurdu.
Ammar, yaşlı adama dönerek, "Ben şu gerdanlığı 20 altın dinar, 200 dirhem, Yemani bir aba, bir deve ve bir öğün et ve ekmek ödeyerek senden satın alıyorum!"
Yaşlı adam: "Sen ne kadar cömert bir adamsın" dedi. Ammar, yaşlı adamı yanında götürerek ona gerdanlık için vaat ettiği ücreti teslim etti. Yaşlı adam Allah Resulü'nün (s.a.a) yanına dönerek şöyle arz etti: "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü! İstediğim her şeyi elde ettim!"
Allah Resulü (s.a.a) ona şöyle buyurdu:
"O halde sen de Fatıma'nın iyiliğinin karşılığını ver!" buyurdu.
Yaşlı adam elini duaya açarak şöyle dedi: "Ya Rabbi! Tek mabud sensin ve sensin bizim tek rızk verenimiz! Ya rabbi! Sen Fatıma'ya (s.a) -kıyamette- öyle bir şey ver ki, ne bir göz görmüş ve ne de bir kulak işitmiş olsun!"
Allah Resulü (s.a.a) yaşlı adamın duasına âmin dedi ve sonra ashabına şöyle buyurdu:
"Allah şu yaşlı adamın ettiği duanın aynını dünyada Fatıma'ya (s.a) vermiştir; çünkü ben onun babasıyım ve bütün âlemlerde benim gibi biri yoktur. Ali onun kocasıdır; eğer Ali olmasaydı kızım Fatıma'ya denk bir eş bulunmazdı, Allah Hasan ve Hüseyin'i ona bahşetmiştir ki onlar cennet gençlerinin efendileridirler… Allah, meleklerden bir grubu Fatıma'yı (s.a) her açıdan koruyup gözetmeleri için görevlendirmiştir…"
Ammar, Hz. Fatıma'nın gerdanlığına misk kokusu sürdükten sonra Yemeni bir parçaya sararak Sehm adındaki hizmetkârına verdi ve şöyle dedi: "Şu gerdanlığı Allah Resulüne ver ve seni Allah Resulüne (s.a.a) bağışladım!"
Hizmetkâr gerdanlığı Allah Resulüne (s.a.a) teslim etti ve olup bitenleri anlattı. Allah Resulü (s.a.a): "Bunları Fatıma'ya götür ve seni de Fatıma'ya bağışlıyorum" buyurdu. Sehm, Hz. Fatıma'nın(s.a) huzuruna giderek olanları anlattı. Hz. Fatıma (s.a) gerdanlığı aldı ve o köleyi de Allah yolunda azat etti. Sehm, gülmeye başladı: Hz. Fatıma (s.a) "Niçin gülüyorsun?" diye sorunca" Sehm şöyle cevap verdi: "Şu gerdanlıktaki berekete gülüyorum; aç birini doyurdu, çıplağı giydirdi, yoksulu zengin etti, köleye özgürlüğünü kazandırdı ve sonunda da sahibine geri döndü."
Rabbim Ehl-i Beyt'in şefaatini bizlere nasip eylesin…
(Kaynak: Biharul Envar, c.43, s.56, h.50)