(dünden devam…)
Hz. Fâtıma konuşmasına şöyle devam etti:
"(Ali (a.s.) dünyadan herhangi bir pay almamıştı) sadece bir yudum su almıştı, küçük bir yudum. (Eğer Resûlullah'ın (s.a.v.) kendilerine yüklediği sorumluluğu hatırlasalardı) dünyadan uzaklaşan ile dünyanın peşinden gideni; doğru söyleyen ile yalan söyleyeni birbirinden ayırırlardı. O zaman göklerin ve yerin bereketleri üzerlerine yağardı. Ama Allah kendi elleri ile işleyip kazandıkları amellerinden dolayı onları sorgulayıp, hesaba çekecektir.
Gel ve dinle! Sen yaşadıkça, zaman daha sana neler gösterecektir! Eğer şaşırıyorsan, mutlaka bir hadisedir seni şaşırtan. (Ah keşke bilseydim) hangi dayanağa dayandılar, kime güvenip yaslandılar, hangi kulba sarıldılar (hangi zürriyete koşup etrafında toplandılar) (gerçek ve âdil imamın dışında seçilenler ne kötü dost, ne kötü ya rendirler! Zâlimlerin tercihi ne kötüdür). Başların yerine kuyrukları, olgun kimsenin yerine düşkün kimseyi tercih ettiler. Bu durumlarıyla güzel bir şey yaptıklarını sanan topluluğun burunları sürtülecektir.
Haberiniz olsun, asıl bozguncular kendileridir, ama bunun farkında değildirler. (Yuh olsun onlara!) 'Hakka ileten mi uyulmaya daha layıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?' (Yûnus: 35).
Ömrüm hakkı için, onların bu davranışları bir gelişmeye gebedir ki, sonuç vermesi çok yakındır. Sonra taze kan dolu kadehi, acı bir zehiri (sabır) içeceksiniz . İşte o zaman bâtıl ehli olanlar hüsrana uğrayacaklardır. Ve sonradan gelenler, öncekilerin başlattıkları uygulamaların âkıbetini bileceklerdir. O zaman dünyanızda huzur içinde mutlu olun, kalplerinizi fitnelerin inmesine hazırlayın. Keskin bir kılıcın tepenizde sallanacağını birbirinize müjdeleyin.
(Zâlim ve azgın bir egemenliği) her tarafı kaplayan bir kargaşayı ve zâlimlerin istibdadını sevinçle karşılayın! Bu zâlim iktidar tarafından, elinize geçen ganimetin bir küçük lokma kadar olmasına, ekinlerinizin onlar tarafından biçilmesine hazır olun. Yazık size çok yazık! Artık hidayeti bulmanız ne mümkün; değil mi ki kaybolup gitmiş, sizden uzaklaşmıştır. Siz hidayetten hoşlanmadığınız halde, sizi zorla mı ona ileteceğiz?" (Allame Meclisi, Bihârü'l-Envâr, c. 43, s. 161, Belagatü'n-Nisa, s. 19).
Bu Hz. Fâtıma (a.s.)'ın sahabeleri, yaptıkları yanlıştan dönmeleri hususunda ikinci uyarışı idi.
(devam edecek…)
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020