Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'İmam Hasan' eserinde, Hz. Hasan hakkındaki hadisler şöyle sıralanıyor:
"Peygamberimiz, iki torununa da çok değer verirdi. Hasan ve Hüseyin'in Allah Resulü'nün yanındaki konumları çok üstündü. Hz. Hasan, Hz. Peygamber'in terbiyesinde yetişti. Sahih hadis kitapları başta olmak üzere birçok İslamî literatürde, Hz. Peygamber'in torunları ile ne kadar ilgilendiğini ve onları ne kadar çok sevdiğini ifade eden rivayetler bu gerçeği göstermektedir.
O'nun (s.a.v.), Hz. Hasan ile her an ilgilendiğini, hemen hemen yanından hiç ayırmadığını; bilhassa namazlarda bile torununun gelip üzerine çıktığından dolayı, Hz. Peygamber'in sırf onu incitmemek için secdesini uzattığını ifade eden hadisler, ilahî vahye mazhar dede ile, O'nun "reyhanesi" arasındaki sevgiyi anlatmaktadırlar. (Ahmed b. Hanbel, III, 493, 494; Nesâî, Talbîk, 82).
Hatta Hz. Peygamber rükûda iken torunu gelir, ayaklarını açar bir yönden girer, öbür taraftan sıvışır (el-Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, IX, 175; Tehzîbü't-Tehzîb, II, 296) ve Hz. Peygamber ses çıkarmazdı. Bazen secde ederken üzerine bindiğinde, onu yavaşça sırtından indirirdi. Nitekim bir defasında Hz. Peygamber, hutbe okurken Hz. Hasan ile kardeşi Hz. Hüseyin üzerlerindeki uzun ve kırmızı elbiseleri ile düşe kalka yürüdüklerini görür. Bunun üzerine Hz. Peygamber, hutbesine ara verip, minberden inerek, torunlarını kucağına aldığı ve önüne oturttuğu, daha sonra da, "Allah Teâlâ, 'Mallarınız ve evlatlarınız sizin için birer imtihan vesilesidir' (Teğâbün, 15) derken doğru söylemiştir. Şu ikisini bu şekilde görünce sabredemedim" diyerek hutbesine devam ettiği, kaynak hadis kitaplarında anlatılmaktadır. (Ahmed b. Hanbel, V, 254; Ebu Davud, Salât, 233; Tirmizî, Menâkıb, 31; İbn Mace, Libas, 20; Nesaî, Salatu'l-İdeyn, 27; Zehebî, a.g.e., III, 256).
Hz. Peygamberin, zaman zaman her iki torununu da sırtına alıp namaza geldiğine, (Ahmed b. Hanbel, III, 493) Hz. Hasan'ı omzuna alarak dışarılarda gezdirdiğine dair (Tirmizî, Menâkıb, 31) birçok hadis şunu gösteriyor ki; Hz. Peygamber her iki torunuyla devamlı ilgilenmişler, her türlü ihtiyaçlarını gidermeye çalışmışlardır.
Kızı Hz. Fatıma'yı ziyarete gittiklerinde, torunu Hasan uyku arasında su istediği zaman bizzat kendileri kalkıp su getirerek, hem ona, hem de kardeşine içirmeleri (Ahmed b. Hanbel, I, 101; Tayalisî, II,129-130) vb. hareketleri dede şefkati ve merhametinin fiili işaretleridir."
(devam edecek…)
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020