Hz. Mehdî hakkında itirazlar ve cevapları
Şeyh Müfîd’in kaleminden İmam Mehdi’nin (a.s.) Gaybet'i hakkında 10 soru ve cevabı
30.07.2024 17:44:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Şeyh Müfîd'in kaleminden İmam Mehdi'nin (a.s.) Gaybet'i hakkında 10 soru ve cevabı
Dinine yardım edenlere yardım edeceğini vaat eden, yolunu tanıyıp, o yolda yürüyenleri zaferle müjdeleyen ve kendisini inkâr edenlerin kurtuluşa ermeyeceğini bildiren Allah'a hamd olsun.
Öyle bir Allah ki, nimetleri kendisine yönelmeye sebep olmaktadır. O'nun azap ve intikamından yalnızca O'na sığınmak gerekir.
Selam olsun Önderimiz Muhammed Mustafa'ya (sallallâhu aleyhi ve âlih) ve O'nun pak Ehl-i Beyt'ine ki, onlar insanların gerçek rehber ve kılavuzlarıdırlar.
Ben, daha önce, İmametin gerekliği hakkında bir kitap yazmıştım.
O kitapta, İmamların mâsumiyeti, Onların diğer insanlardan üstünlüklerini ve sahip oldukları faziletleri genişçe ele almış, İmamîyye'nin iddia ettiği şeylerin doğruluğunu ispat eden deliller getirmiştim. Ayrıca Onları tam olarak tanıtan ayetler ve hadisleri de nakletmiştim.
Orada muhaliflerin inançlarının bâtıllığını, yine neden İmamlardan bazılarının kıyam ederek zâlimlerin karşısına dikildiklerini; bazılarının kıyam etmeyip, zulümler, dökülen kanlar ve Kur'an'a yapılan muhalefetlerin karşısında mücadele etmediklerini delillerle genişçe açıklamıştım.
Sonunda da Ehl-i Beyt'in son İmamının Gaybet nedenlerini beyan etmiştim.
Daha sonra iman, fazilet ve inancının doğruluğunda şüphe etmediğim bir dostum, İmam Mehdî (aleyhi's-selâm) hakkında kendisine yöneltilen ve onun da kafasına takılan bazı soruları dile getirerek, cevaplamamı istedi.
Ben de onun yazdığı sıraya göre onlara cevap vereceğim. Cevaplar düşünebilen herkesin bunları anlayabileceği bir şekildedir.
Bu soruların cevabı için yazdığım diğer kitaplara başvurmaya gerek kalmayacaktır. Bu yolda Allah'tan yardım diliyorum.
1. ELEŞTİRİ:
İmamîyye, Hasan b. Ali b. Muhammed b. Ali b. Mûsâ er-Rıza (aleyhumu's-selâm) yani 11. İmam Hasan Askerî'ye (aleyhi's- selâm) Allah'ın bir oğul verdiğini iddia ediyor.
Hâlbuki onun ailesinden ya da akrabalarından hiç kimsenin böyle bir çocuğun olduğundan haberi yoktur. Ayrıca hiçbir mezhep ve fırka, İmamîyye'nin bu iddiasını kabul etmiyor. Acaba bu, İmam Hasan Askerî'nin (aleyhi's-selâm) oğlu olmadığına delil olarak yeterli değil midir?
CEVABI:
Bu eleştiri çok zayıf ve temelsizdir.
Sebebine gelince: Bu iş hiç de normalin dışında bir şey değildir. Akıl böyle bir olayın gerçekleşebileceğini kabullenmekte, deliller de tasdik etmektedir.
Tarihte bunun birçok örneğini görmek mümkündür.
Padişahlar ve devlet adamları çeşitli sebeplerden dolayı çocuklarının doğumunu gizlemişlerdir.
Mesela, birisi resmî nikâhı olmayan hanımından çocuk sahibi olur. Resmî nikâhlı hanımının bunu bilmesini istemez, çünkü o biliyor ki, hanımı bunu öğrendiği zaman hased eder, kin besler, kocasına hayatı zehir edebilir.
Bu yüzden aile düzeninin yıkılma tehlikesi geçinceye kadar çocuğun doğumunu bütün yakınlarından gizler. Bazen de ölünceye kadar kimseye söylemez, ölüm ânı yaklaşınca çocuğun kime ait olduğu meçhul kalmasın ve hakları zâyi olmasın diye açıklar.
Bir bakıyorsunuz padişahın çocuğu oluyor, onun doğumunun bilinmesine izin vermiyor. Çocuk büyüyüp geliştikten sonra bunu açıklıyorlar. İran, Rum ve Hint padişahlarının bazıları böyle yapmışlardı.
Tarihçiler şöyle yazıyor:
Siyaveş'in karısı ve Türk padişahı Efrasya'nın kızı Vesfaferid Keyhusrev'i dünyaya getirmişti. Vesfaferid, Keyhusrev'in doğumunu uzun bir müddet dedesi Kikavus'dan gizledi. Kikavus, Babil ve daha çok doğunun padişahı idi. Kikavus'un epey bir zaman ondan haberi olmadı. Hâlbuki yıllarca onu bulmak için uğraşmıştı.
Tarih kitapları da bu olayı genişçe yazmışlardır. Fars tarihçileri Keyhusrev'in doğumunu ve gizletilmesinin sebebini yazmışlardır. Muhammed b. Cerir et-Taberî de "Tarih" kitabında olayı nakletmiştir.
Bu olay İmam Mehdî'nin (aleyhi's-selâm) olayı gibidir. Eleştirmenler tarihteki bu olayları kabul ederken neden İmam Mehdî'yi (aleyhi's-selâm) inkâr etmektedirler.
Bazıları da çocuğun doğumunu yakınlarından ve akrabalarından gizlerler, çünkü onlar miras yüzünden çocuğu öldürebilirler. Ama çocuk büyür, ona bir zarar gelmeyeceği anlaşılınca kimliği açıklanır.
Bazen padişah ülkenin durumunu dikkate alarak çocuğu halktan gizler. Çünkü bazı ülkelerin halkı, padişahın kendi neslinden olmayan birisini, onun yerine kabul etmezler. Padişah da ordunun ve eli altında olanların kendisine itaat etmelerini sağlamak ve kontrolü kendi elinde tutmak için çocuğunu onlardan saklar.
Ülkenin işleri yerine oturuncaya kadar onu gizler daha sonra çocuğun kendi yerine geçeceğini açıklar. Bu siyasî arenada çok meşhur bir şeydir.
Bazen de padişah emrinin altındaki insanlara emniyet yönünden veya başka yönlerden nasıl tesir ettiğini anlamak için kendisini gizler. Veya öldüğünü halkın içinde yayar. Hatta bu gibi şeyler Müslümanların arasında da çok görülmüştür.
Birçok çocuğun soyu babasının ölümünden sonra ortaya çıkmıştır. Bu süre içinde kimse onu tanımamıştır.
İki Müslüman şahidin şahitliğiyle babasının kim olduğu belirlenmiştir. Çünkü babası çocuğun ona ait olduğunun bilinmesini istememiştir.
Tarih sayfaları karıştırıldığında, çeşitli sebeplerden dolayı padişahların ve normal insanların çocuğunu gizlediğini veya onun öldüğünü ilan ettiklerini görmekteyiz.
Yine Müslüman tarihçiler ve Müslüman olmayan tarihçilerin hepsi Hz. İbrahim'in (aleyhi's-selâm) doğumunun gizli olduğunu ve akrabalarından kimsenin haberi olmadığını yazmışlardır. Çünkü zamanın padişahının O'nu öldürme tehlikesi vardı.
Aynı nedenle Hz. Mûsâ'nın (aleyhi's-selâm) doğumu da Firavun'dan saklanmıştı. Kur'an-ı Kerim açıkça Hz. Mûsâ'nın (aleyhi's-selâm) annesinin O'nu bir sandığa koyup, nehre attığını ve vahiy yoluyla çocuğunun sâlim kalacağının ona ilham edildiğini beyan etmektedir.
Hz. Mûsâ'nın (aleyhi's-selâm) annesi, bu iş O'nu korumak için yapmıştı.
Bütün bunları göz önüne alarak şimdi şu soruyu soruyoruz:
İmam Hasan Askerî'nin (aleyhi's-selâm) oğlunun doğumunu akraba ve yakınlarından gizlemesi acaba mantıksal gerekçesi olmayan ve normal şartların dışında olan bir olay mıdır?
Kesinlikle böyle değildir.
Çünkü İmam Mehdî'nin (aleyhi's-selâm) doğumunun gizli tutulmasının sebepleri öteki insanların doğumunun gizli tutulmasından daha önemli gerekçelere dayanır ve bu yüzden daha normaldi. İleride bu sebeplerin neler olduğuna değineceğiz." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Dinine yardım edenlere yardım edeceğini vaat eden, yolunu tanıyıp, o yolda yürüyenleri zaferle müjdeleyen ve kendisini inkâr edenlerin kurtuluşa ermeyeceğini bildiren Allah'a hamd olsun.
Öyle bir Allah ki, nimetleri kendisine yönelmeye sebep olmaktadır. O'nun azap ve intikamından yalnızca O'na sığınmak gerekir.
Selam olsun Önderimiz Muhammed Mustafa'ya (sallallâhu aleyhi ve âlih) ve O'nun pak Ehl-i Beyt'ine ki, onlar insanların gerçek rehber ve kılavuzlarıdırlar.
Ben, daha önce, İmametin gerekliği hakkında bir kitap yazmıştım.
O kitapta, İmamların mâsumiyeti, Onların diğer insanlardan üstünlüklerini ve sahip oldukları faziletleri genişçe ele almış, İmamîyye'nin iddia ettiği şeylerin doğruluğunu ispat eden deliller getirmiştim. Ayrıca Onları tam olarak tanıtan ayetler ve hadisleri de nakletmiştim.
Orada muhaliflerin inançlarının bâtıllığını, yine neden İmamlardan bazılarının kıyam ederek zâlimlerin karşısına dikildiklerini; bazılarının kıyam etmeyip, zulümler, dökülen kanlar ve Kur'an'a yapılan muhalefetlerin karşısında mücadele etmediklerini delillerle genişçe açıklamıştım.
Sonunda da Ehl-i Beyt'in son İmamının Gaybet nedenlerini beyan etmiştim.
Daha sonra iman, fazilet ve inancının doğruluğunda şüphe etmediğim bir dostum, İmam Mehdî (aleyhi's-selâm) hakkında kendisine yöneltilen ve onun da kafasına takılan bazı soruları dile getirerek, cevaplamamı istedi.
Ben de onun yazdığı sıraya göre onlara cevap vereceğim. Cevaplar düşünebilen herkesin bunları anlayabileceği bir şekildedir.
Bu soruların cevabı için yazdığım diğer kitaplara başvurmaya gerek kalmayacaktır. Bu yolda Allah'tan yardım diliyorum.
1. ELEŞTİRİ:
İmamîyye, Hasan b. Ali b. Muhammed b. Ali b. Mûsâ er-Rıza (aleyhumu's-selâm) yani 11. İmam Hasan Askerî'ye (aleyhi's- selâm) Allah'ın bir oğul verdiğini iddia ediyor.
Hâlbuki onun ailesinden ya da akrabalarından hiç kimsenin böyle bir çocuğun olduğundan haberi yoktur. Ayrıca hiçbir mezhep ve fırka, İmamîyye'nin bu iddiasını kabul etmiyor. Acaba bu, İmam Hasan Askerî'nin (aleyhi's-selâm) oğlu olmadığına delil olarak yeterli değil midir?
CEVABI:
Bu eleştiri çok zayıf ve temelsizdir.
Sebebine gelince: Bu iş hiç de normalin dışında bir şey değildir. Akıl böyle bir olayın gerçekleşebileceğini kabullenmekte, deliller de tasdik etmektedir.
Tarihte bunun birçok örneğini görmek mümkündür.
Padişahlar ve devlet adamları çeşitli sebeplerden dolayı çocuklarının doğumunu gizlemişlerdir.
Mesela, birisi resmî nikâhı olmayan hanımından çocuk sahibi olur. Resmî nikâhlı hanımının bunu bilmesini istemez, çünkü o biliyor ki, hanımı bunu öğrendiği zaman hased eder, kin besler, kocasına hayatı zehir edebilir.
Bu yüzden aile düzeninin yıkılma tehlikesi geçinceye kadar çocuğun doğumunu bütün yakınlarından gizler. Bazen de ölünceye kadar kimseye söylemez, ölüm ânı yaklaşınca çocuğun kime ait olduğu meçhul kalmasın ve hakları zâyi olmasın diye açıklar.
Bir bakıyorsunuz padişahın çocuğu oluyor, onun doğumunun bilinmesine izin vermiyor. Çocuk büyüyüp geliştikten sonra bunu açıklıyorlar. İran, Rum ve Hint padişahlarının bazıları böyle yapmışlardı.
Tarihçiler şöyle yazıyor:
Siyaveş'in karısı ve Türk padişahı Efrasya'nın kızı Vesfaferid Keyhusrev'i dünyaya getirmişti. Vesfaferid, Keyhusrev'in doğumunu uzun bir müddet dedesi Kikavus'dan gizledi. Kikavus, Babil ve daha çok doğunun padişahı idi. Kikavus'un epey bir zaman ondan haberi olmadı. Hâlbuki yıllarca onu bulmak için uğraşmıştı.
Tarih kitapları da bu olayı genişçe yazmışlardır. Fars tarihçileri Keyhusrev'in doğumunu ve gizletilmesinin sebebini yazmışlardır. Muhammed b. Cerir et-Taberî de "Tarih" kitabında olayı nakletmiştir.
Bu olay İmam Mehdî'nin (aleyhi's-selâm) olayı gibidir. Eleştirmenler tarihteki bu olayları kabul ederken neden İmam Mehdî'yi (aleyhi's-selâm) inkâr etmektedirler.
Bazıları da çocuğun doğumunu yakınlarından ve akrabalarından gizlerler, çünkü onlar miras yüzünden çocuğu öldürebilirler. Ama çocuk büyür, ona bir zarar gelmeyeceği anlaşılınca kimliği açıklanır.
Bazen padişah ülkenin durumunu dikkate alarak çocuğu halktan gizler. Çünkü bazı ülkelerin halkı, padişahın kendi neslinden olmayan birisini, onun yerine kabul etmezler. Padişah da ordunun ve eli altında olanların kendisine itaat etmelerini sağlamak ve kontrolü kendi elinde tutmak için çocuğunu onlardan saklar.
Ülkenin işleri yerine oturuncaya kadar onu gizler daha sonra çocuğun kendi yerine geçeceğini açıklar. Bu siyasî arenada çok meşhur bir şeydir.
Bazen de padişah emrinin altındaki insanlara emniyet yönünden veya başka yönlerden nasıl tesir ettiğini anlamak için kendisini gizler. Veya öldüğünü halkın içinde yayar. Hatta bu gibi şeyler Müslümanların arasında da çok görülmüştür.
Birçok çocuğun soyu babasının ölümünden sonra ortaya çıkmıştır. Bu süre içinde kimse onu tanımamıştır.
İki Müslüman şahidin şahitliğiyle babasının kim olduğu belirlenmiştir. Çünkü babası çocuğun ona ait olduğunun bilinmesini istememiştir.
Tarih sayfaları karıştırıldığında, çeşitli sebeplerden dolayı padişahların ve normal insanların çocuğunu gizlediğini veya onun öldüğünü ilan ettiklerini görmekteyiz.
Yine Müslüman tarihçiler ve Müslüman olmayan tarihçilerin hepsi Hz. İbrahim'in (aleyhi's-selâm) doğumunun gizli olduğunu ve akrabalarından kimsenin haberi olmadığını yazmışlardır. Çünkü zamanın padişahının O'nu öldürme tehlikesi vardı.
Aynı nedenle Hz. Mûsâ'nın (aleyhi's-selâm) doğumu da Firavun'dan saklanmıştı. Kur'an-ı Kerim açıkça Hz. Mûsâ'nın (aleyhi's-selâm) annesinin O'nu bir sandığa koyup, nehre attığını ve vahiy yoluyla çocuğunun sâlim kalacağının ona ilham edildiğini beyan etmektedir.
Hz. Mûsâ'nın (aleyhi's-selâm) annesi, bu iş O'nu korumak için yapmıştı.
Bütün bunları göz önüne alarak şimdi şu soruyu soruyoruz:
İmam Hasan Askerî'nin (aleyhi's-selâm) oğlunun doğumunu akraba ve yakınlarından gizlemesi acaba mantıksal gerekçesi olmayan ve normal şartların dışında olan bir olay mıdır?
Kesinlikle böyle değildir.
Çünkü İmam Mehdî'nin (aleyhi's-selâm) doğumunun gizli tutulmasının sebepleri öteki insanların doğumunun gizli tutulmasından daha önemli gerekçelere dayanır ve bu yüzden daha normaldi. İleride bu sebeplerin neler olduğuna değineceğiz." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.