Tarihe armağan büyük zatların kaçınılmaz sonudur hayatta iken yanlış anlaşılmak, öldükten sonra yanlış yorumlanmak.Büyük İslam bilgini Mevlana ise bu talihsizliğin en fazla kurbanı olan zatlardan biri.Hele de Mevlana'yı Mevlana yapan eğitim sistemini yerden yere vuranların her 17 Aralık Konya'ya gidip şov yapması yok mu, insanı insanlığından utandırıyor.Hayatta olsaydı, şahsı "en büyük mürteci", "yaşam felsefesi" en tehlikeli irticai faaliyet olarak sunulacak Mevlana, meğer ne büyük adammış antimürteciler(!) nazarında.Hani vardı ya; en iyi Kızılderili ölü Kızılderili'dir" aynen bu misal, en iyi veli/Allah dostu ölü velidir, bunu anlamayan delidir.Ben şahsen düşünemiyorum, Mevlana'nın şu içinde bulunduğumuz yıllar bu ülkede yaşıyor olduğunu.Hakkında en azından 100 soruşturma dosyası açılırdı.Hem sanki, bugün ardından; "kör ölür badem gözlü olur, kel ölür ırma saçlı olur" misali ağıt yakanların, Mevlana ile aynı asırda yaşamış birkaç göbek ötesi dedeleri ona yapmadığını bırakmamış gibi.Hz. Osman'ı (ra), Hz. Ali'yi (kv) ve daha nice İslam büyüğüne hayatı zehredenlerin iddiasıyla Mevlana'ya Konya'yı zindan edenlerin iddiaları cümle farkı dışında aynıdır; "İslam'a hizmet etmek."Bir düşünün, Mevlana'yı gönüller sultanı yapan insan Tebrizli Şems'tir.Prof. Dr. Haydar Baş'ın "İslam ve Mevlana" adlı eserinde de ifade ettiği gibi, üç eğitim dönemi var Mevlana'nın hayatından.Çocukluğu ve delikanlılığı babası Sultanü'l ulema Bahaeddin Velet.Orta yaşı Seyyid Burhaneddin Efendi ve kemal ve vuslat dönemi Tebrizli Şems.Bu ikili öylesine bir olmuştu ki, ne Mevlana'yı Şems'ten, ne de Şems'i Mevlana'dan ayrı ve farklı düşünmek mümkündür.Şems'in Mevlana'dan ayrılmasıyla ruhun bedenden ayrılması arasında Mevlana anlayışı mikyasında hiçbir fark yoktur.Böyle bir durumda Mevlana'yı kurtarma(!) adına Şems'e su-i kast düzenlemek Mevlana'ya yapılabilecek en büyük ihanettir.Bu noktada şuna da dikkat çekmek lazım.Mevlana ile Şems'in dört duvar bir medresede bir arada durabilmesinin sırrı ne ola ki?Böylesi bir tablo karşısında, ceylan derisi koltuklarda bir birlerine bir saat bile tahammül edemeyen vekil-ü vükela zevatın Konya'ya gidip "şeb-i arûs" edebiyatı yapmaları yok mu?Bu büyük İslam alimine gerçekten ve samimi olarak sahip çıkmaları gerekenler başka şeylerle meşgul olunca Mevlana ile bir nokta ağırlığınca ortak paydası olmayanlar onu, sahip çıkma iddiasıyla olduğundan farklı göstermenin gayreti içinde oluyorlar. Mevlana hümanistti, yok Darwinist'ti.Ne komik bir laf.Hatta utanmasalar,Mevlana Hümanist,Hanımı Gevher Hatun Feminist,Şems su-i kastinde rol aldığı rivayet edilen oğlu Sultan Veled de komünistti diyecekler.Biz tarih boyu hep bu üçlüden çekmedik mi?Hümanist,Feminist,Komünist.Mevlana'yı çarpıtmanın bir başka yolu da, onu hep "ne olursan ol yine gel" dizeleriyle başlayan beytiyle yorumlamaya ve çarpıtarak tarife kalkışmak değil mi?Sadece Mevlana'nın değil, bütün İslam büyüklerinin/tebliğcilerinin ortak yaklaşımıdır "ne olursan ol, hangi inanca sahipsen fark etmez, gel ve Müslüman ol, kurtul" çağrısı.İlkini Hz. Peygamber yapmadı mı bu "gel" çağrısı.İlk açık davet emrini alır almaz Ebu Kubeys tepesine çıkar ve bütün Arap kabilelerini "gelin" diyerek meydana toplar.Sonra da "ne durumda olursanız olun, davetime kulak verin ve Allah'ın bir ve şeriksiz olduğuna, benim de Allah'ın resulü olduğuma iman edin" davetini yapmıştır.Mevlana'nın "gelin" davetiyle Hz. Peygamber'in (as) "gelin" daveti arasında ne fark var?Yoksa Mevlana'yı amuda kalkık yorumlamaya çalışanların gayreti, Budist de putperest de, Yahudi de Hıristiyan da Müslüman'dır" mı demek istiyor?O isteyebilir, ama Hz. Mevlana için tek kurtuluş Hz. Kur'an ile Hz. Muhammed'e (as) tabi olmaktan, yani Müslüman olmaktan geçer."Ben yaşadıkça Kur'anın bendesiyim. Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.v.) yolunun tozuyum. Biri benden bundan başkasını naklederse, Ondan da, o sözden de uzağım." Mevlana'yı doğru anlamanın yolu işte bu dörtlükten geçer.İslam inancında velinin kerameti haktır.Bu dörtlük aynı zamanda onun bir kerametidir de.Çünkü anlayana şunu söylüyor hazret:Benden sonra bazıları çıkıp bana ait olmayan abuk sabuk sözler söyleyip beni yanlış anlatmaya çalışacaklar. Ey benim yolumdan gidenler, onlara sakın inanmayın. Beni benden öğrenin. Ne diye yaşasaydım bana hayatı zindan edecek olan bu sahte aşıklarıma inanıyorsunuz?İşte ben buyum."Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim. Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.v.) yolunun tozuyum. Biri benden bundan başkasını naklederse ondan da, o sözden de uzağım." Beni bunun dışında anlatmaya çalışanlardan bizarım, uzağım, şikayetçiyim.Daha ne desin Mevlana?Daha nasıl bir keramet izhar etsin? Şimdi bir dallama çıkar da, "bak bu dörtlükte 'ben yaşadıkça" kaydı var, Mevlana yaşamadığına göre bugün geçersizdir" derse ne yapacağız? Oturup ağlayacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024