İbadet bir sanattır
Doğruluk olmadan bilginin sana ne yararı dokunur? Doğruluğun olmadığı için bilgi sana belâ oldu
03.01.2022 00:01:00





Doğruluk olmadan bilginin sana ne yararı dokunur? Doğruluğun olmadığı için bilgi sana belâ oldu. Öğrendin, namaz kıldın, oruç tuttun; sebebi, sana mal versinler, iyiliğini söylesinler, evlerine gittikleri zaman seni övsünler, oldu. Sana yakışır mı bu düşünce?
Farzet, halkın teveccühü sana geldi; ölüm ve o andaki sıkıntı başladığı zaman neye yarar? Ölüm anında aranızda uçurumlar olur. Seni kurtaramazlar. Halktan topladığın malı bir başkası yer, hesabı ve cezası sana kalır.
Ey tedbirci ve bununla beraber mahrum yaşayan, sen çalışan ve yorulan kimselerdensin; dünyadaki hâlin budur. Asıl yorulmak yarın cehennemde başlar.
İbadet bir sanattır; onu yapanlar, Allah'ın sevgili kullarıdır. Varlığını Hak varlığına katanlar ve ihlâs sahibi olanlar ibadet edebilir. Asıl kulluğu Aziz ve Celil olan Hakk'a yakın olanlar yapabilir.
İlmi ile iş gören bilgi sahipleri, yeryüzünde Allah'ın vekilleridir. Onlar peygamberlere vâris olmuşlardır.
Ey heves peşinde koşanlar, dil gürültüsü ile uğraşanlar ve iç bilgisini bırakıp dış şeylerle meşgul olanlar, siz onlardan olamazsınız.

Ey evlat! İslâm dininin hiçbir şeyi ile değilsin. İslâm dini sende sıhhat bulmadı. İslâm dini bir temeldir; şahadet onun özünü sağlar. Şahadeti tam getirmeyen hem temelden, hem binadan mahrum olur.
Yalnız dille şahadet getirmen sana fayda vermez; çünkü kalbinde birçok ilâh vardır. Şahından ve dış idarecilerden korkun kalbine ilâhtır.
Çalışmana, ticaretine, kuvvetine, gözüne, kulağına ve bunlarla yaptığın ticarete güvenmen sana birer ilâhtır.
İyiliği, kötülüğü halktan görmen, vermeyi, almayı onlardan bilmen, kalbine yine bir ilâh olur. Allah'tan başka güvendiğin ve dayandığın her şey sana bir ilâhtır. Onları kalbinden çıkarmadıkça: "Allah'tan başka Allah yoktur" demen faydasızdır.
Halkın çoğu, yukarıda anlatılan şeylere dayanır, kalplerini onlara verir; ama kendilerini Hakk'a bağlı sanırlar. Hakk'ı anmak onlar için bir âdettir; bunu sadece dilleriyle yaparlar. Kalpleri habersizdir. Onların hali böyle devam eder, sonra meydana çıkar. Halleri yüzlerine vurulur. Biz Müslüman değil miydik, diye feryat ederler; ama faydasız...
Yazık sana! Sözünle "ilâh yoktur" derken her şeyi yok görüyorsun; "Ancak Allah vardır" derken de bütün varlığı O'na veriyorsun; başkasına varlık tanımıyorsun. Her ne zaman kalbin, Hak'tan başkasına dayanırsa yukarıdaki sözlerin yalan çıkar.
Neye itimat ediyorsan ve kime dayanıyorsan sana ilâh odur. Dışa itibar yoktur. Kalp var ya; inanan, ihlâs yolunu tutan işte odur; muttaki odur, sana tehlikeli olan şeyi o bıraktırır. Allah'a tam inanan odur. Arta kalan duygular onun askerleri ve onun tebaasıdır.
Buna göre: "Allah'tan başka ilâh yoktur" dediğin zaman evvelâ kalbinle de sonra dilinle söyle! Tevhidin hakikatine dayan ve ona itaat et. Allah'tan başkasına güvenme.
Dışını zahir hükme ver, iç âlemini Hakk'a bağla. Hayrı, şerri dışında bırak; sonra iç âlemine yönel, onları yaratanla ol." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden) H: Akın Aydın
Farzet, halkın teveccühü sana geldi; ölüm ve o andaki sıkıntı başladığı zaman neye yarar? Ölüm anında aranızda uçurumlar olur. Seni kurtaramazlar. Halktan topladığın malı bir başkası yer, hesabı ve cezası sana kalır.
Ey tedbirci ve bununla beraber mahrum yaşayan, sen çalışan ve yorulan kimselerdensin; dünyadaki hâlin budur. Asıl yorulmak yarın cehennemde başlar.
İbadet bir sanattır; onu yapanlar, Allah'ın sevgili kullarıdır. Varlığını Hak varlığına katanlar ve ihlâs sahibi olanlar ibadet edebilir. Asıl kulluğu Aziz ve Celil olan Hakk'a yakın olanlar yapabilir.
İlmi ile iş gören bilgi sahipleri, yeryüzünde Allah'ın vekilleridir. Onlar peygamberlere vâris olmuşlardır.
Ey heves peşinde koşanlar, dil gürültüsü ile uğraşanlar ve iç bilgisini bırakıp dış şeylerle meşgul olanlar, siz onlardan olamazsınız.

Ey evlat! İslâm dininin hiçbir şeyi ile değilsin. İslâm dini sende sıhhat bulmadı. İslâm dini bir temeldir; şahadet onun özünü sağlar. Şahadeti tam getirmeyen hem temelden, hem binadan mahrum olur.
Yalnız dille şahadet getirmen sana fayda vermez; çünkü kalbinde birçok ilâh vardır. Şahından ve dış idarecilerden korkun kalbine ilâhtır.
Çalışmana, ticaretine, kuvvetine, gözüne, kulağına ve bunlarla yaptığın ticarete güvenmen sana birer ilâhtır.
İyiliği, kötülüğü halktan görmen, vermeyi, almayı onlardan bilmen, kalbine yine bir ilâh olur. Allah'tan başka güvendiğin ve dayandığın her şey sana bir ilâhtır. Onları kalbinden çıkarmadıkça: "Allah'tan başka Allah yoktur" demen faydasızdır.
Halkın çoğu, yukarıda anlatılan şeylere dayanır, kalplerini onlara verir; ama kendilerini Hakk'a bağlı sanırlar. Hakk'ı anmak onlar için bir âdettir; bunu sadece dilleriyle yaparlar. Kalpleri habersizdir. Onların hali böyle devam eder, sonra meydana çıkar. Halleri yüzlerine vurulur. Biz Müslüman değil miydik, diye feryat ederler; ama faydasız...
Yazık sana! Sözünle "ilâh yoktur" derken her şeyi yok görüyorsun; "Ancak Allah vardır" derken de bütün varlığı O'na veriyorsun; başkasına varlık tanımıyorsun. Her ne zaman kalbin, Hak'tan başkasına dayanırsa yukarıdaki sözlerin yalan çıkar.
Neye itimat ediyorsan ve kime dayanıyorsan sana ilâh odur. Dışa itibar yoktur. Kalp var ya; inanan, ihlâs yolunu tutan işte odur; muttaki odur, sana tehlikeli olan şeyi o bıraktırır. Allah'a tam inanan odur. Arta kalan duygular onun askerleri ve onun tebaasıdır.
Buna göre: "Allah'tan başka ilâh yoktur" dediğin zaman evvelâ kalbinle de sonra dilinle söyle! Tevhidin hakikatine dayan ve ona itaat et. Allah'tan başkasına güvenme.
Dışını zahir hükme ver, iç âlemini Hakk'a bağla. Hayrı, şerri dışında bırak; sonra iç âlemine yönel, onları yaratanla ol." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden) H: Akın Aydın
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.