Öncelikle ilk tespitimizi başta yapalım. Hükümetin hazırladığı yasa teklifinde imam hatip liselerinin mağduriyeti tam olarak giderilemiyor. İmam Hatip liselerine uygulanan çifte standardın bir miktar dozu azaltılarak, hükümet ekonomide ve dış politikada uğradığı hüsranı unutturmaya çalıyor.
İkinci tespit: İktidar İHL'lerin sorununu çözmek gibi bir derdi olmadığı için kaş yapayım derken göz de çıkartıyor. İHL'leri meslek lisesi statüsüne sokarak gelecekteki keyfi uygulamalara kapı aralayarak laik saplantılı sol çevrelerin istediği İHL'leri az sayıda meslek liselerine dönüştürmenin alt yapısını hazırlıyor.
Üçüncü tespit: Madem öyle CHP-YÖK ve askeri bürokrasinin kopardığı "laiklik elden gidiyor" vaveylalarının anlamı ne? Kavgayı verenleri ikiye ayırabiliriz: Birici grup, iktidar muktedir olursa bizim saltanatımız sona erer korkusu ile çığlık koparıyor. CHP'nin dümen suyuna girerek, Meclis basarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Asıl soru işareti ise askeri bürokrasi ile ilgili. Kendilerinin de itiraf ettiği AB reformları doğrudan askerin yetkilerini kısıtlarken ses çıkarmayan Genelkurmay'ın İHL'ler söz konusu olduğunda demokratik sınırları zorlamasının anlamı ne?
ABD Türk askerine çuval geçirdiğinde; Kuzey Irak'ta milli bütünlüğümüzü korumak için konan kırmızı çizgilerimiz pembeleştiğinde susan, Kıbrıs Rum devletine dönüştürüldüğü günde "bir saptama dahi yapmaktan kaçınan", AB uğruna egemenliğin devri gibi anayasal bir suçu irtikap eden iktidara karşı susan Genelkurmay Başkanı'nın İHL konusunda iktidara yönelik sert açıklamaları da ne oluyor?
Kaldı ki, İHL'den mezun olanların avukat, savcı kaymakam olması tehlikeli ise başbakan ve bakan olması tehlikeli değil mi?
Erdoğan ve onun gibi İHL mezununun bakan ve başbakan olmasının yolunu açan, ayrıcalıklı kılan sırları ne? Hem de yasal olarak Genel Başkan olması dahi mümkün değilken, Başbakanlık yolunu açan sadece ABD mi?
Hem de daha 2000 yılına kadar devletle kavgalı bir üslubun sahibi olan Erdoğan başbakan olurken İHL'lerin önünü tıkamaya dönük bu çıkışlara kim bir anlam verebilir?
Millet bunu en hafifinden kayıkçı kavgası ya da "dine ve dindarlara" bir tavır olarak görüyor.
Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, şapkasını önüne koyup sessiz çoğunluğun yerine kendini koyarak bu sorulara kamuoyun önünde cevap verecek açıklamalar yapmalı.
Dördüncü tespit: Bu yapılmazsa ayak izleri belli olan ekonomik krizin sorumluluğunu iktidar askere yıkmaktadır. Dış politikada çözülüşün faturasının yanında böyle bir faturayı taşıyamazsınız.
Beşinci tespit: Yunanistan'dan ayağının tozu ile gelen Başbakan Erdoğan'ın esip gürlemelerine bakmayın. Erdoğan askere ve YÖK'e dönük sert açıklamaları ile milletin gazını alırken, İHL konusunda ipe un serecek.
Nereden mi çıkarıyorum? Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in açıklamalarından. Size de tavsiyem hükümetin ne dediğine değil, ne yaptığına bakmak için Cemil Çicek'i iyi takip edin.
AKP'yi bürokrasi ile aynı hızada tutan o da ondan.
İkinci tespit: İktidar İHL'lerin sorununu çözmek gibi bir derdi olmadığı için kaş yapayım derken göz de çıkartıyor. İHL'leri meslek lisesi statüsüne sokarak gelecekteki keyfi uygulamalara kapı aralayarak laik saplantılı sol çevrelerin istediği İHL'leri az sayıda meslek liselerine dönüştürmenin alt yapısını hazırlıyor.
Üçüncü tespit: Madem öyle CHP-YÖK ve askeri bürokrasinin kopardığı "laiklik elden gidiyor" vaveylalarının anlamı ne? Kavgayı verenleri ikiye ayırabiliriz: Birici grup, iktidar muktedir olursa bizim saltanatımız sona erer korkusu ile çığlık koparıyor. CHP'nin dümen suyuna girerek, Meclis basarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Asıl soru işareti ise askeri bürokrasi ile ilgili. Kendilerinin de itiraf ettiği AB reformları doğrudan askerin yetkilerini kısıtlarken ses çıkarmayan Genelkurmay'ın İHL'ler söz konusu olduğunda demokratik sınırları zorlamasının anlamı ne?
ABD Türk askerine çuval geçirdiğinde; Kuzey Irak'ta milli bütünlüğümüzü korumak için konan kırmızı çizgilerimiz pembeleştiğinde susan, Kıbrıs Rum devletine dönüştürüldüğü günde "bir saptama dahi yapmaktan kaçınan", AB uğruna egemenliğin devri gibi anayasal bir suçu irtikap eden iktidara karşı susan Genelkurmay Başkanı'nın İHL konusunda iktidara yönelik sert açıklamaları da ne oluyor?
Kaldı ki, İHL'den mezun olanların avukat, savcı kaymakam olması tehlikeli ise başbakan ve bakan olması tehlikeli değil mi?
Erdoğan ve onun gibi İHL mezununun bakan ve başbakan olmasının yolunu açan, ayrıcalıklı kılan sırları ne? Hem de yasal olarak Genel Başkan olması dahi mümkün değilken, Başbakanlık yolunu açan sadece ABD mi?
Hem de daha 2000 yılına kadar devletle kavgalı bir üslubun sahibi olan Erdoğan başbakan olurken İHL'lerin önünü tıkamaya dönük bu çıkışlara kim bir anlam verebilir?
Millet bunu en hafifinden kayıkçı kavgası ya da "dine ve dindarlara" bir tavır olarak görüyor.
Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, şapkasını önüne koyup sessiz çoğunluğun yerine kendini koyarak bu sorulara kamuoyun önünde cevap verecek açıklamalar yapmalı.
Dördüncü tespit: Bu yapılmazsa ayak izleri belli olan ekonomik krizin sorumluluğunu iktidar askere yıkmaktadır. Dış politikada çözülüşün faturasının yanında böyle bir faturayı taşıyamazsınız.
Beşinci tespit: Yunanistan'dan ayağının tozu ile gelen Başbakan Erdoğan'ın esip gürlemelerine bakmayın. Erdoğan askere ve YÖK'e dönük sert açıklamaları ile milletin gazını alırken, İHL konusunda ipe un serecek.
Nereden mi çıkarıyorum? Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in açıklamalarından. Size de tavsiyem hükümetin ne dediğine değil, ne yaptığına bakmak için Cemil Çicek'i iyi takip edin.
AKP'yi bürokrasi ile aynı hızada tutan o da ondan.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014

















































































