Ülkenin son yirmi yılında ve hayatın her alanında bizzat mührü olan, attığı adımların, attığı imzaların ve aldığı kararların sonuçlarını hep beraber yaşadığımız, mesela dolar kurunun 10 TL'yi aşmış olmasından, akaryakıt fiyatlarının da aynı rakama dayanmış olmasından, buna bağlı olarak hayatın her alanına hemen her gün zam gelmesinden sorumlu olan Sayın AKP lideri Tayyip Erdoğan diyor ki; "Ekonominin kitabını yazdık, yazmaya da devam ediyoruz."
Ülkenin geldiği bu son derece olumsuz tablosunda hiçbir dahli olmayan BTP lideri Sayın Hüseyin Baş da diyor ki; "Doları mesela 1, ya da 1.5 TL'den almış olsaydım ve bugün 10 TL'ye çıkarmış olsaydım, utancımdan insan içine çıkamazdım, kimsenin yüzüne bakamazdım."
İki tarz-ı siyaset…
İki sorumluluk anlayışı, iki bakış açısı, gelişmeleri iki tür değerlendirme biçimi…
Mizacınıza, karakterinize, basiret ve ferasetinize ve olayları algılayış tarzınıza hangisi uygun ise elbette onu seçer, onu alkışlarsınız.
"Ekonominin kitabını biz yazdık, yazmaya da devam ediyoruz" cümlesini Sayın Erdoğan'ın bizzat ağzından duyduğumda kendi kendime dedim ki; "keşke yazmasaydınız da bir ekonomi kitabı okusaydınız."
Keşke mesela; Prof. Dr. Haydar Baş'ın uzun yıllarını harcayarak kaleme aldığı, 10'a yakın uluslar arası kongre ile dünyaya tanıttığı, bir çok ülkenin kısmen ya da tamamen uygulayıp olumlu neticeler aldığı Milli Ekonomi Modeli adlı ekonomi kitabını hiç değilse bir sefer okusaydınız, emin olun ki bugün içinde bulunduğumuz durumdan çok daha iyi bir durumda olurduk, çünkü devletin tepe yönetiminde bulunan sizin okumanız, herhangi birimizin okuması gibi olmazdı ve mutlaka etkilerini hep beraber görürdük.
Dövizin hiçbir ülkede olmadığı kadar yukarılara fırlamış olduğu, akaryakıt ve enerji fiyatlarının günlük değiştiği ve bütün üretim ve tüketim kalemlerine yansıdığı, sadece ekonomik açıdan bakıldığında bile oldukça vahim, oldukça korkunç bir manzara ile karşılaşıldığı bir ortamda, ülkenin en tepe yöneticisinin ağzından; "ekonominin kitabını biz yazdık, yazmaya da devam ediyoruz" cümlesini duymak gerçekten geleceğimiz açısından oldukça ürpertici bir durum.
Keşke böyle bir ekonomi kitabı yazmamış olsaydınız ve köylüsü ile çiftçisi ile, üreticisi ile tüketicisi ile, amiri ile memuru ile, iş vereni ile işçisi ile, öğretmeni ile öğrencisi ile, kadını ile erkeği ile, ebeveyni ile çocukları ile böyle bir kitabı okumak mecburiyetinde kalmasaydık ve sonuçlarını iliklerimize kadar yaşıyor olmasaydık.
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024