Sosyal medyadan kendisini takip eden binlerce seveniyle İstanbul'da ikinci kez buluşan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i sevenleri adeta bağrına bastı...
Sevenlerinden biri tüm hepsine tercüman olacak şekilde duygularını şöyle dile getiriyor: "Haydar Baş Bey, Allah'ın Atatürk'ten sonra bizlere nasip ettiği bir lütuftur. Haydar Hoca Türkiye Cumhuriyeti'nin coğrafyasıdır, bayrağıdır, kalesidir, fabrikasıdır, gülüdür, çiçeğidir, kardeşliğidir, barışıdır, ekmeğidir, aşıdır. Tüm halkıma buradan sesleniyorum; karnımızın doyması, huzurumuzun gelmesi ve sokakta birbirimize güler yüzle bakmamız için, herkesin birbirine komşu olarak gidip gelmemiz adına Haydar Baş diyelim. Kendisinin ellerinden öpüyorum. Ey milletim uyanın uyanın! Haydar Hocayı bir iki kelime ile anlatmak mümkün değildir. Bağımsız bir ülkede özgürce yaşamak istiyorsak, Ehl-i Beyt nefesi ile Atatürk yolunda Haydar Baş diyoruz."
Bu haliyle Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey milletin gönlünde tahtını kurmuş durumdadır. Şöyle de diyebiliriz sevgili okurlar; Prof. Dr. Haydar Baş Bey Türk milletinin gönlünde iktidardır. Sadece ve sadece zahire aksetmesi kalmıştır.
O, bu milletin gönlünün, imanının sesi ve tercümanıdır. O bu toprakların insanıdır. O, bizden, içimizden, canımızdan biridir. O, bizim babamız ve anamızdır, bu milletin korunağı ve limanıdır. O, âşıktır. O, gönüldür gönül...
O, bir insanlık medeniyetidir. O, bugün dünyanın en görgülü, en beyefendi, en nazik, en şık, en güzel insanıdır. Ceddi Hz. Muhammed Mustafa Aleyhisselam gibi tertemiz, ak ve paktır. O, Ehl-i Beyt'in bugün yaşayan son sancaktarıdır.
Bu milleti zengin ve mutlu, müreffeh kılacak iksir O'ndadır. O vazifelidir ve bu görev onundur. Dünya O'nun eşsiz adaletini beklemektedir. Duamız; Yarabbi O'nun gelişini acil eyle şeklinde olmalıdır. Duamız, niyazımız O'dur.
Güdümlü ve bağlı medya kendisini göstermeyip ambargo koyup gizlediğinden dolayı Sayın Haydar Baş hocamız bugüne kadar tanınamadı ve gelişi ertelenmiş oldu. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor; "Haydar Baş, bir geliyor pir geliyor"...
Güdümlü medya artık peşinden koşup O'nu haber yapıp ekranlara taşımak isteyecektir ama nafiledir; O, barajları yıka yıka gümbür gümbür geliyor.
Güneş doğmuş, gün aydınlanmıştır, "Haydar Baş Çağı" başlamıştır artık. Gözün aydın Türkiye'm…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Hz. Abdülkadir Geylânî / 24.12.2025
- Resûlullah’ın hırkası altında: Aşkın, vefanın ve rahmetin dünyası / 14.12.2025
- Ehl-i Beyt’in sır kâtibi: Cennetlik Selman-ı Fârisî / 06.12.2025
- Resûlullah’ın sırdaşı, Ali’nin sadık dostu: Hz. Huzeyfe b. Yemân / 05.12.2025
- Hür b. Yezid er-Riyâhî: Kerbelâ’da vicdanın ve iman yolunun şehidi / 02.12.2025
- Muhammed Fuzûlî - aşkın şairi / 14.11.2025
- Kerbelâ’nın aslanı: Celal Abbas / 13.11.2025
- ‘Kan ve Keder Toprağı: Kerbelâ’ / 11.11.2025
- İmam Ali’nin huzurunda / 09.11.2025
- Lain Hakem bin Ebi'l As / 25.07.2025
- Resûlullah’ın hırkası altında: Aşkın, vefanın ve rahmetin dünyası / 14.12.2025
- Ehl-i Beyt’in sır kâtibi: Cennetlik Selman-ı Fârisî / 06.12.2025
- Resûlullah’ın sırdaşı, Ali’nin sadık dostu: Hz. Huzeyfe b. Yemân / 05.12.2025
- Hür b. Yezid er-Riyâhî: Kerbelâ’da vicdanın ve iman yolunun şehidi / 02.12.2025
- Muhammed Fuzûlî - aşkın şairi / 14.11.2025
- Kerbelâ’nın aslanı: Celal Abbas / 13.11.2025
- ‘Kan ve Keder Toprağı: Kerbelâ’ / 11.11.2025
- İmam Ali’nin huzurunda / 09.11.2025
- Lain Hakem bin Ebi'l As / 25.07.2025






























































































