logo
25 NİSAN 2024

İktidar, muhalefet ve yılların kısırdöngüsü

21.03.2006 00:00:00
Türkiye'de ilginç bir siyasi anlayış var.İktidar partisi, seçimleri kazanırken dış kaynaklı bazı unsurlara bir takım sözler vermiştir. 3 yıl boyunca bu sözler yerine getirilmeye çalışılır. Taviz üstüne taviz verilir. Muhalefet ise aynı kaynaklardan beslendiği için bu icraatları görmezlikten gelir.3. yıldan sonra her şey değişmeye başlar. İktidar da muhalefet de tekrar kendi tabanına yönelik mesajlar vermeye başlar. İcraatlarda fazla bir değişiklik olmaz, ama söylemler bir anda değişiverir.3 yıl yapılanlar ve o an yapılmakta olanlar, o söylem kargaşası içerisinde millete unutturulmaya ve yutturulmaya çalışılır.Son yaşanan tartışmalar da aynen böyle. Bir danışıklı dövüş olduğu her halinden belli. Muhalefet iktidarın yaptığı bütün icraatları bir kenara bıraktı, Merkez Bankası'na atanan şahsın hanımının örtüsüyle uğraşmaya başladı. Tabii bu polemik gibi görülen şey, yaklaşan seçimler için iktidara bir kıyak olmuş oldu, diğer taraftan da kendi tabanına mesaj vermiş oldu.İktidar da, muhalefet de bu tür boş tartışmalarla gündemi meşgul ederken, bu işten en çok zararlı çıkan her zaman vatandaş ve devlet oluyor.Esasen muhalefetin sorgulaması gereken, Merkez Bankası'na atanan şahsın özel hayatı değil, Merkez Bankası'nın 3 yıldır neden verimli kullanılmaması olmalıydı.Merkez Bankasının yıllarca yanlış kullanılması piyasada maliyetli unsurların dolaşmasına sebep olmuştur.Olması gereken iç piyasamıza dövizin ve kredi kartlarının hakim olması değil, kendi paramızın hakim olmasıydı. Çünkü hem dövizin, hem de kredi kartlarının maliyeti oldukça yüksektir.Döviz ülkemiz açısından değerlendirirsek mal hükmündedir. Bize olan maliyeti kur değeri ve borç alırken belirlenen faiz kadardır. Tabii ödeyemediğimiz zaman bu faiz de katlanarak borç hanesine eklenmektedir. Dolar için düşünelim ve 1 doların TL değerini 1,34 YTL olarak kabul edelim. Dışarıdan borç olarak aldığımız her 1 dolar için 1,34 YTL ve buna ilaveten faiz ödüyoruz. Bu faiz eğer kredi olarak aldıysak yüzde 14'ten başlıyor, borsaya sıcak para olarak girdiyse yüzde 70'e kadar çıkıyor.Yani dövizle yatırımın bizim için maliyeti oldukça yüksek. Yol, köprü, fabrika yapacağız, maden çıkaracağız, dövizin gelmesini bekliyoruz. Halbuki yol için kullanacağımız malzeme, çalışacak işçi ve ne gerekiyorsa hepsi ülkemizde mevcut. Maden ülkemizde, onu çıkaracak emek de ülkemizde. Her şey bizden ama çarkın işlemesi için illaki döviz lazımmış. Sizce bu ne kadar mantıklı, ne kadar doğru?Yıllarca para basmadık, vatandaşımızı çeke, senede, kredi kartına mahkum ettik. Para yetersizliğinden çekler dönmeye başladı, senetler ise hacizlik oldu. Kredi kartlarında ise durum daha da vahim. Tam 1 milyon kart sahibi hacizlik durumda, 13 milyon kart sahibi de bu noktaya doğru hızla gidiyor. Kredi kartlarıyla tüketimin bedeli oldukça ağır. Gününde ödenemediği takdirde yıllık bazda yüzde 120'lere varan bir faiz yükü vatandaşın sırtına yükleniyor.Anlayacağınız piyasada gerek yatırım ve üretim, gerekse tüketim için kendi paramızı yeterli miktarda devreye koymamamız, hem devletimize hem de vatandaşımıza ağır bir bedel ödettiriyor.Türkiye'de gerçekten para darlığı var mı?2005 yılında 400 milyar dolara yakın, yani 536 milyar YTL civarında bir mal ve emek üretimi olmuş, ama emisyon hacmi 18 milyar YTL. Bu kadar para ile bu kadar malı alabilmeniz, ya da emeğin karşılığını bulması mümkün mü? İşte hükümet, bu açığı, Merkez Bankasını kullanarak, kendi emisyonumuzu üretim ve tüketim amaçlı genişleterek değil de, yabancı para ve kredi kartlarıyla sağlamaya çalışıyor. Giren paranın bir çoğu da tasarrufa, yani para ile para kazanmaya yönelince, vatandaşın elinde avucunda bir şey kalmıyor, devlet de faiz ödemekten yatırıma ve desteğe fırsat bulamıyor.Son 25 yılda toplam 1.2 trilyon dolar borç alınmış, 450 milyar dolar sadece faiz borcu ödenmiş. Ne kadar vahim bir durum.İşte muhalefetin sorgulaması gereken nokta burası. Merkez Bankası'na atananın başının örtüsüyle uğraşıp, hem toplumu rencide edip, hem de iktidara oy kazandıracağına, Merkez Bankası'nın yerinde ve doğru bir şekilde kullanılmamasını eleştirmeli.Bütün gelişmiş ülkeler Merkez Bankalarını gerektiği şekilde kullanırken, hatta ABD fazlasıyla bunu yaparken, bağımsız bir ülke olarak biz niye değerlendiremiyoruz?Bu ancak Milli bir modelle mümkündür. İşte iktidarıyla, muhalefetiyle yıllarca eksik olduğumuz nokta burası. Bir model olmayınca IMF'ye el açmaktan başka çare kalmıyor.Bütün bu kısırdöngüyü ortadan kaldıran tek bir lider, tek bir ses önümüze çıkıyor: Prof. Dr. Haydar Baş. Sayın Baş, 26-27 Kasım 2005 tarihlerinde yerli ve yabancı 100'ü aşkın bilim adamının iştirak ettiği, tebliğ sunduğu "Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi" ile gerçek çözümü bütün dünyaya ilan etti.Bu modelde Merkez Bankası'nı nasıl kullanmamız gerektiği, kendi paramız ve kaynaklarımızla nasıl kalkınacağımız, üretimi ve tüketimi nasıl şaha kaldıracağımız, kendi paramızı nasıl bir hard currency, yani dünya parası yapacağımız ve daha nice çözümler yer almaktadır.Alakasız tartışmalarla milleti meşgul edeceğimize, bu hazır çözümle milletimizi buluşturmak doğru olan değil midir?
 
Murat Çabas / diğer yazıları
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.