Gerçekten iktidarın fetvacılarının işleri hayli zor ve günden güne de zorlaşıyor.
İktidar mensuplarının, temsilcilerinin ve sözcülerinin eylem ve söylemleriyle sebep oldukları vukuatların birini tamir etmeden, birine bir kılıf dikemeden ve bir fetva uydurmadan diğeri patlak veriyor.
Gündüz vakti, gözler önünde ve göz göre göre öylesine minareler çalıyorlar ki onlara kılıf bulana, kılıf uydurana aşk olsun.
İşin başında, iktidarın ilk yıllarından itibaren iktidarın fetva işlerini üstlenmiş olan üstatların, son zamanlardaki ipe-sapa gelmez, hiçbir ölçüye ve tartıya sığmaz gelişmelerden ötürü oldukça pişman olduklarını düşünüyoruz.
Zavallı hocalar, biçare profesörler, kılı kırk yararak, kırk dereden su getirerek iktidar cenahının dini alanla ilgili kırdıkları potları, sarf ettikleri hiçbir hesaba-kitaba sığmayacak sözleri "kitabına uydurmak" için çırpınıp duruyorlar!
Adamlar; "yolsuzluk hırsızlık değildir" fetvasını bulabilmek için kim bilir kaç cilt kitap karıştırdılar, "iktidara zarar verecekse doğruyu söylemek caiz değildir" hükmünü ilan etmek için kim bilir kaç gece uykusuz kaldılar, kim bilir ne kadar ter döktüler!
Zaten zengin olan bir avuç mutlu azınlığa, yetimin-yoksulun, fakirin-fukaranın, kıt-kanaat geçinen kesimlerin sofrasından servet transferi sağlayacak olan "kur garantili faiz" meselesine "hibe" fetvasını bulabilmek için kim bilir ne kadar emek harcadılar!
Daha o "hibe" fetvasının mürekkebi bile kurumadan, çilekeş hocaların yorgunlukları dahi zail olmadan pat diye yepyeni bir problem zuhur etti.
Gel de çık işin içinden.
"Cenab-ı Allah biliyor. Milletimize hiç ihanet etmedik. Üzerimize ne kadar gelirlerse gelsinler hiç ihanet etmedik. Kim ne derse desin. Onun için sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki bize yaptıran Allah'tır, bize yaptıran Allah'tır, bize yaptıran Allah'tır."
Sayın İçişleri Bakanı'nın Bursa'da yaptığı konuşmadan bir paragraf böyle.
İktidarın fetvacı hocalarının yoğun mesaileri ne yazık ki tekrar başlamış durumda.
Bilmem ki hangi yırtığa yama bulabilecekler, hangi söküğü dikmek için iğne-iplik temin edebilecekler ve hangi çukuru kapatabilecekler.
Zor bir işe giriştikleri zaten baştan belliydi.
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024