"Ey o bütün iman edenler! Sizler kendinizi düzeltmeğe bakın, siz doğru gittikten sonra öte taraftan sapanlar size bir ziyan dokunduramaz, hepinizin varacağı nihayet Allah, o vakit haber verecek o size neler yapıyordunuz." (Maide: 105).
Kalkıp doğrulma, derlenip toparlanma vakti çoktan geldi geçiyor.
Dünden bize yansıyan tecrübeler ışığında günü doğru yorumlayarak geleceğimizi inşa etmek, çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşayacakları güzel bir gelecek hazırlamak için seferberlik ilanı şarttır ve de zaruridir.
İşler ters gidiyorsa, çukura düşmeler ve duvara toslamalar ard arda geliyorsa önce dönüp kendimize bakmalıyız, geriye doğru bizden sadır olan söylemleri ve eylemleri bir bir masaya yatırmalıyız.
İlk adım öz eleştiri olsun.
İlk başta okuduğumuz Maide 105. ayetin ışığında yürüyerek bu alandaki eksiklerimizi giderip hastalıklarımızı tedavi edebiliriz.
Bu ayetin tefsiri sadedinde merhum Elmalılı'nın uzunca yorumundan bir kısmını okumakta fayda var:
"? Bununla beraber âyet bize asıl şunu da gösteriyor ki, kurtuluş ve toplumun hidayeti, kurtuluşun başlangıcı ve hidayeti de ferdîdir. Fertler doğrulunca toplum da doğrulmuş olur. Toplumu ıslah ve tanzim etmek isteyen kişiler ilk önce kendilerini düzeltmeli, iyiliği emir ve kötülükten menetmeye önce kendi şahıslarından başlamalıdırlar. Her fert, hak yolunu tutup kendini bizzat düzeltince, başkasına örnek olması, kurtuluş ve hidayetinin diğerlerine bulaşması nisbeten kolay olur. Ferdî nefis böyle olduğu gibi, sosyal nefis de böyledir. Nefsinde kendi işleri hasta, kurtuluş ve hidayete muhtaç olan bir toplum da diğer bir toplumu düzeltemez, başkalarını ıslah etmek veya onların zararlarından kendilerini korumak isteyen bir millet ilk önce kendi iç işlerini düzeltmeli ve nizama sokmalı, kendi yolunu doğrultmalıdır. Bunun için müminler de başkalarından önce kendilerini düzeltmeli ve kendi iç işlerini ıslaha dikkat etmelidirler. Bunu yaptılar mı, diğer bozuk olan bireylerin ve toplumların sapıklıklarından rahatsız ve sorumlu olmazlar. Onların zarar ve sorumlulukları sırf kendilerine ait kalır. Bundan dolayı sapıklara bakmayın da önce kendinize dikkat ediniz. Zira her kim, hangi birey veya hangi toplum olursa olsun. Sonunda hepinizin dönüş yeri ancak Allah'adır. Mümin ve kâfir, salih, fâsık, doğru ve eğri hepiniz sonuçta Allah'a gidecek, Allah'ın huzuruna varacaksınız ve Ondan başka bir dönüş yeri bulamayacaksınız. O da, o zaman size her ne yaptınızsa hepsini haber verecek, ona göre muamele edecektir; kâr mı, zarar mı ettiniz, o zaman anlaşılacaktır. Şu halde doğru yol ancak Allah'ın yolu, Allah'ın rızası yoludur. Akıllı olan, önce ve sonra, bundan ayrılmaması gerekir. Her kim olursa olsun ölümden, ahiretten, Allah'tan kurtuluşa imkan yoktur."
Millet olarak şöyle bir alışkanlığımız var; başarılar bizim, başarısızlıklar başkalarının eseri, iyilikleri hep biz yaparız ama kötülükler bizden sadır olsa bile sebep olanlar başkalarıdır.
Kendi ellerimizle, kendi tedbirsizliğimizle sebep olduğumuz zarar ve ziyanları bile başkalarına fatura etmeye bayılıyoruz.
Mesela, iyi notları, yüksek notları hep biz alırız ama zayıf ve düşük notları hep hocalar verir, "zaten notu çok kıtmış, ondan en yüksek alan da anacak şu kadar alıyormuş" gibi bahaneler peş peşe sıralanır durur.
Öz eleştiri, nefis muhasebesi, hayatımıza pek uğramayan, uğrasa da öylesine teğet geçen hasletler...
Kitap ve Sünnetteki ikazlara, tarihi tecrübeler ışığında ecdadımızın yaptığı uyarılara kulak vermediğimiz için, onları kale almadığımız için, içimizi, işimizi ıslah etmediğimiz, edemediğimiz için karşılaştığımız sıkıntıları, yaşadığımız duvara toslamaları dahi hep başkalarından biliyoruz; "dış güçler, dış mihraklar" söylemi ile rahatlıyoruz.
Derlenip toparlanmaya, kendimize gelmeye özeleştiri ile başlayabiliriz.
Kalkıp doğrulma, derlenip toparlanma vakti çoktan geldi geçiyor.
Dünden bize yansıyan tecrübeler ışığında günü doğru yorumlayarak geleceğimizi inşa etmek, çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşayacakları güzel bir gelecek hazırlamak için seferberlik ilanı şarttır ve de zaruridir.
İşler ters gidiyorsa, çukura düşmeler ve duvara toslamalar ard arda geliyorsa önce dönüp kendimize bakmalıyız, geriye doğru bizden sadır olan söylemleri ve eylemleri bir bir masaya yatırmalıyız.
İlk adım öz eleştiri olsun.
İlk başta okuduğumuz Maide 105. ayetin ışığında yürüyerek bu alandaki eksiklerimizi giderip hastalıklarımızı tedavi edebiliriz.
Bu ayetin tefsiri sadedinde merhum Elmalılı'nın uzunca yorumundan bir kısmını okumakta fayda var:
"? Bununla beraber âyet bize asıl şunu da gösteriyor ki, kurtuluş ve toplumun hidayeti, kurtuluşun başlangıcı ve hidayeti de ferdîdir. Fertler doğrulunca toplum da doğrulmuş olur. Toplumu ıslah ve tanzim etmek isteyen kişiler ilk önce kendilerini düzeltmeli, iyiliği emir ve kötülükten menetmeye önce kendi şahıslarından başlamalıdırlar. Her fert, hak yolunu tutup kendini bizzat düzeltince, başkasına örnek olması, kurtuluş ve hidayetinin diğerlerine bulaşması nisbeten kolay olur. Ferdî nefis böyle olduğu gibi, sosyal nefis de böyledir. Nefsinde kendi işleri hasta, kurtuluş ve hidayete muhtaç olan bir toplum da diğer bir toplumu düzeltemez, başkalarını ıslah etmek veya onların zararlarından kendilerini korumak isteyen bir millet ilk önce kendi iç işlerini düzeltmeli ve nizama sokmalı, kendi yolunu doğrultmalıdır. Bunun için müminler de başkalarından önce kendilerini düzeltmeli ve kendi iç işlerini ıslaha dikkat etmelidirler. Bunu yaptılar mı, diğer bozuk olan bireylerin ve toplumların sapıklıklarından rahatsız ve sorumlu olmazlar. Onların zarar ve sorumlulukları sırf kendilerine ait kalır. Bundan dolayı sapıklara bakmayın da önce kendinize dikkat ediniz. Zira her kim, hangi birey veya hangi toplum olursa olsun. Sonunda hepinizin dönüş yeri ancak Allah'adır. Mümin ve kâfir, salih, fâsık, doğru ve eğri hepiniz sonuçta Allah'a gidecek, Allah'ın huzuruna varacaksınız ve Ondan başka bir dönüş yeri bulamayacaksınız. O da, o zaman size her ne yaptınızsa hepsini haber verecek, ona göre muamele edecektir; kâr mı, zarar mı ettiniz, o zaman anlaşılacaktır. Şu halde doğru yol ancak Allah'ın yolu, Allah'ın rızası yoludur. Akıllı olan, önce ve sonra, bundan ayrılmaması gerekir. Her kim olursa olsun ölümden, ahiretten, Allah'tan kurtuluşa imkan yoktur."
Millet olarak şöyle bir alışkanlığımız var; başarılar bizim, başarısızlıklar başkalarının eseri, iyilikleri hep biz yaparız ama kötülükler bizden sadır olsa bile sebep olanlar başkalarıdır.
Kendi ellerimizle, kendi tedbirsizliğimizle sebep olduğumuz zarar ve ziyanları bile başkalarına fatura etmeye bayılıyoruz.
Mesela, iyi notları, yüksek notları hep biz alırız ama zayıf ve düşük notları hep hocalar verir, "zaten notu çok kıtmış, ondan en yüksek alan da anacak şu kadar alıyormuş" gibi bahaneler peş peşe sıralanır durur.
Öz eleştiri, nefis muhasebesi, hayatımıza pek uğramayan, uğrasa da öylesine teğet geçen hasletler...
Kitap ve Sünnetteki ikazlara, tarihi tecrübeler ışığında ecdadımızın yaptığı uyarılara kulak vermediğimiz için, onları kale almadığımız için, içimizi, işimizi ıslah etmediğimiz, edemediğimiz için karşılaştığımız sıkıntıları, yaşadığımız duvara toslamaları dahi hep başkalarından biliyoruz; "dış güçler, dış mihraklar" söylemi ile rahatlıyoruz.
Derlenip toparlanmaya, kendimize gelmeye özeleştiri ile başlayabiliriz.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024