Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Ya Ali, Sen Benim kardeşim, vârisim, vasimsin. Seni seven, Beni sevendir, Sana buğzeden, Bana buğzedendir. Ya Ali, Ben ve Sen bu ümmetin iki babasıyız. Ya Ali, Ben Sen ve Senin evlatlarından olan imamlar, dünyada efendiler ve ahirette padişahlarız, Bizi tanıyan, Allah (Azze ve Celle)'yi tanır ve Bizi inkâr eden Allah (azze ve celle)'yi inkar etmiş olur."
"Kim ondan nefret ederse, benden nefret etmiş olur, kim de benden nefret ederse, Allah'tan nefret etmiş olur. Kim onu severse beni sevmiş olur. Kim beni severse Allah'ı sevmiş olur." (Bezzâr; Heysemî, Mecma' IX, 129).
İmam Sâdık, İmam Muhammed Bâkır'dan, o da Hz. Cabir'den şöyle rivayet etmiştir:
"Ben ve Abbas Resûlullah'ın yanında oturuyorduk; o sırada Ali içeri girip selam verdi. Hz. Peygamber, selamını aldı ve kalkıp O'nu kucakladı. İki gözünün arasından öptü. Ardından sağ tarafına oturttu. Abbas, 'Ya Resûlallah, O'nu seviyor musun?' diye sordu. Resûlullah şöyle cevap verdi: Ey amca, Allah'a and olsun ki, Allah O'nu çok seviyor. Allah, her peygamberin neslini onların sulbünde karar kılmıştır. Ama Benim neslimi Ali'nin sulbünde karar kıldı." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.54; İhkâkü'l-Hak, c. 7, s. 5).
Abdullah b. Ömer'den:
Resûlullah'a Ali b. Ebi Tâlib hakkında sorduğumuzda öfkelenerek şöyle buyurdu: "Ne olmuş bazı gruplara? Öyle bir kimsenin hakkında ileri geri konuşuyorlar ki, Allah katında aynı Benim sahip olduğum mertebeye ve Benim sahip olduğum makama sahiptir. Nübüvvet hariç." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.75; Biharü'l Envar, c. 27, s. 114).
İmam Hasan'dan şöyle nakledilmiştir:
Resûlullah, "Bana Arapların efendisini çağırın" dedi. Maksadı Ali b. Ebi Tâlib idi. Aişe, "Arapların efendisi Sen değil misin?" deyince şöyle buyurdu: "Ben Ademoğulları'nın efendisiyim. Ali ise Arapların efendisidir." Ali geldiğinde Ensar'ın peşine gönderdi. Yanına geldiklerinde onlara hitaben şöyle buyurdu: "Ey Ensar topluluğu, size Benden sonra sarıldığınız takdirde asla dalalete düşmeyeceğiniz şeyi göstereyim mi?" "Evet, Ya Resûlallah" dediklerinde şöyle devam etti: "Bu Ali'dir. O'nu Benim sevgim için sevin. O'na Ben değer verdiğim için değer verin. Saygı gösterin. Bunu bana Cebrail emretti. Bunu Ben Allah (c.c.) tarafından size söyledim." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.76; Hilyetü'l-Evliya c. 1, s. 102).
Ammar b. Yâsir, Resûlullah'tan şöyle nakletmiştir:
"Bana Allah tarafından şöyle vahyedildi: Kim Bana ve Ali b. Ebi Tâlib'in velayetine iman ederse, Cennette Benimle olacaktır, binaenaleyh kim O'nu severse, Beni sevmiştir ve kim Beni severse Allah'ı sevmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.100; İhkakü'l-Hak, c. 6, s. 437).
"Biliniz ki, Ali'yi seven kimse göklerde ve yerde Allah'ın (muhabbetinin) esiri olarak adlandırılır." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.123; Fezailü'ş-Şia, s. 4; Biharü'l Envar, c. 27, s. 115).
Hz. Ali'den, Resûlullah'ın kendisine hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Ya Ali, Sen Benim vasimsin, Senin savaşın Benim savaşımdır ve Senin barışın Benim barışımdır. Sen imamsın, tertemiz ve masum olan onbir imamın da babasısın ki yeryüzünü adaletle dolduracak Mehdi de onlardandır. O'na düşmanlık besleyenlerin vay haline! Ya Ali, bir kimse Seni ve evladını Allah için severse, Allah onu seninle ve evladınla haşredecektir. Siz de yüksek derecelerde Benimle beraber olacaksınız. Sen Cenneti ve ateşi bölensin. Sevenlerini Cennete ve düşmanlarını (Cehennem) ateşine sokacaksın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.111; İhkakü'l Hak c. 4, s. 264).
"Kim ondan nefret ederse, benden nefret etmiş olur, kim de benden nefret ederse, Allah'tan nefret etmiş olur. Kim onu severse beni sevmiş olur. Kim beni severse Allah'ı sevmiş olur." (Bezzâr; Heysemî, Mecma' IX, 129).
İmam Sâdık, İmam Muhammed Bâkır'dan, o da Hz. Cabir'den şöyle rivayet etmiştir:
"Ben ve Abbas Resûlullah'ın yanında oturuyorduk; o sırada Ali içeri girip selam verdi. Hz. Peygamber, selamını aldı ve kalkıp O'nu kucakladı. İki gözünün arasından öptü. Ardından sağ tarafına oturttu. Abbas, 'Ya Resûlallah, O'nu seviyor musun?' diye sordu. Resûlullah şöyle cevap verdi: Ey amca, Allah'a and olsun ki, Allah O'nu çok seviyor. Allah, her peygamberin neslini onların sulbünde karar kılmıştır. Ama Benim neslimi Ali'nin sulbünde karar kıldı." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.54; İhkâkü'l-Hak, c. 7, s. 5).
Abdullah b. Ömer'den:
Resûlullah'a Ali b. Ebi Tâlib hakkında sorduğumuzda öfkelenerek şöyle buyurdu: "Ne olmuş bazı gruplara? Öyle bir kimsenin hakkında ileri geri konuşuyorlar ki, Allah katında aynı Benim sahip olduğum mertebeye ve Benim sahip olduğum makama sahiptir. Nübüvvet hariç." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.75; Biharü'l Envar, c. 27, s. 114).
İmam Hasan'dan şöyle nakledilmiştir:
Resûlullah, "Bana Arapların efendisini çağırın" dedi. Maksadı Ali b. Ebi Tâlib idi. Aişe, "Arapların efendisi Sen değil misin?" deyince şöyle buyurdu: "Ben Ademoğulları'nın efendisiyim. Ali ise Arapların efendisidir." Ali geldiğinde Ensar'ın peşine gönderdi. Yanına geldiklerinde onlara hitaben şöyle buyurdu: "Ey Ensar topluluğu, size Benden sonra sarıldığınız takdirde asla dalalete düşmeyeceğiniz şeyi göstereyim mi?" "Evet, Ya Resûlallah" dediklerinde şöyle devam etti: "Bu Ali'dir. O'nu Benim sevgim için sevin. O'na Ben değer verdiğim için değer verin. Saygı gösterin. Bunu bana Cebrail emretti. Bunu Ben Allah (c.c.) tarafından size söyledim." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.76; Hilyetü'l-Evliya c. 1, s. 102).
Ammar b. Yâsir, Resûlullah'tan şöyle nakletmiştir:
"Bana Allah tarafından şöyle vahyedildi: Kim Bana ve Ali b. Ebi Tâlib'in velayetine iman ederse, Cennette Benimle olacaktır, binaenaleyh kim O'nu severse, Beni sevmiştir ve kim Beni severse Allah'ı sevmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.100; İhkakü'l-Hak, c. 6, s. 437).
"Biliniz ki, Ali'yi seven kimse göklerde ve yerde Allah'ın (muhabbetinin) esiri olarak adlandırılır." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.123; Fezailü'ş-Şia, s. 4; Biharü'l Envar, c. 27, s. 115).
Hz. Ali'den, Resûlullah'ın kendisine hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Ya Ali, Sen Benim vasimsin, Senin savaşın Benim savaşımdır ve Senin barışın Benim barışımdır. Sen imamsın, tertemiz ve masum olan onbir imamın da babasısın ki yeryüzünü adaletle dolduracak Mehdi de onlardandır. O'na düşmanlık besleyenlerin vay haline! Ya Ali, bir kimse Seni ve evladını Allah için severse, Allah onu seninle ve evladınla haşredecektir. Siz de yüksek derecelerde Benimle beraber olacaksınız. Sen Cenneti ve ateşi bölensin. Sevenlerini Cennete ve düşmanlarını (Cehennem) ateşine sokacaksın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.111; İhkakü'l Hak c. 4, s. 264).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016