İmam Bakır’dan öfke kontrolü
Ebu Hamza es-Sumâlî rivayet eder: “Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki
20.09.2023 18:21:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ebu Hamza es-Sumâlî rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki:
"Şu öfke ki, şeytandan kopan bir kordur. Ademoğlunun kalbinde yanar. Sizden biriniz kızdığı zaman gözleri kıpkırmızı kesilir, boyun damarları şişer ve şeytan içine girer. İçinizden biri bu şekilde öfkeleneceğini hissettiği zaman yere otursun, o zaman şeytan ondan uzaklaşıp gidecektir."
Ebu Hamza rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki: "Kim insanlara karşı öfkesini tutarsa, Allah, kıyamet günü azabını ondan uzak tutar."
İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Mü'min mü'minin kardeşidir. Ona sövmez, onu yoksun bırakmaz ve onun hakkında suizan beslemez."
İmam Bakır'ın (a.s.) cömertliği
Râvi diyor ki: "İmam Bâkır'ın (a.s.) ailesi çok, durumunun orta halli olmasına rağmen, özel ve umumî insanlar hakkındaki bağış ve cömertliği yaygın ve âşikârdı; kerem ve sahaveti, ihsan ve lutfu mâruftu."
İmam Bakır (a.s.) fakirlerin babası idi
Ehl-i Beyt'in içinde mal varlığı en az olan İmam Bâkır (a.s.) yine de sadaka vermek ve fakirlerin ihtiyaçlarını gidermek konusunda çok hassas davranırdı.
Râvi diyor ki: "İmam Bâkır'ın (a.s.) evinden, 'Ey dilenci, Allah sana bereket versin' veya 'Ey dilenci, bunu al' sözleri duyulmamıştır.
İmam Bâkır (a.s.) ev halkına, 'Muhtaç ve fakirleri en güzel ismiyle çağırın' diye buyuruyordu."
Süleyman bin Kurm şöyle diyor: "İmam Bâkır (a.s.) kardeşlerine, ona yönelenlere, ondan ümit edenlere ve ondan bir şey bekleyenlere bağışta bulunup iyilik etmekten usanmıyordu."
İmam Câfer (a.s.) buyurmuştur ki: "Babam İmam Bâkır (a.s.) bir şeyi sadaka verdiğinde, onu dilencinin eline bırakıyor, sonra geri alarak öpüyor ve koklayarak tekrar dilenciye veriyordu. Bunun sebebi olarak da, 'Sadaka dilencinin eline geçmeden Allah'ın eline geçer' derdi."
Râvi diyor ki: "İmam Bâkır (a.s.), Arefe günü hiçbir dilenciyi, eli boş ve geri çevirmiyordu."
İmam Bâkır'ın (a.s.), Yesrib fakirlerine verdiği sadakanın hesabı tutulmuş, seksen bin dinara ulaştığı tespit edilmiştir."
İmam Bâkır (a.s.) fakirlere sadaka verilirken şöyle konuşulmasını buyurmuştur:
Ailesine, bir dilenci kendilerine geldiğinde, ona, "Ey dilenci, şunu al" dememelerini, bunun yerine, "Ey Allah'ın kulu, Allah sana bereket versin" demelerini tenbih etmiştir.
Hasan bin Muhammed kendi senedi ile Hasan b. Kesir'den anlatıyor: "Ebu Câfer Muhammed bin Ali'ye, muhtaç duruma düşüşümü ve kardeşlerimin cefasını şikayet ettim. Bana dedi ki:
'Zenginken seni gözeten, yoksul düştüğünde seninle ilişkisini kesen kimse ne kötü kardeştir!'
Sonra hizmetçisine emretti ve içinde yedi yüz dirhem bulunan bir kese çıkardı ve şöyle dedi: Bunu harca, bitirdiğin zaman bana haber ver."
Ebu Nuaym Nehâî, Süleyman b. Kurenî'den rivayet etmektedir: "İmam Bâkır (a.s.) bize iyilikler yaparak beş yüz ila bin dirhem veriyordu. Yanına kim gelse bahşiş ve ihsanda bulunuyordu. Ümitle kendine yönelenleri geri çevirmiyordu." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
"Şu öfke ki, şeytandan kopan bir kordur. Ademoğlunun kalbinde yanar. Sizden biriniz kızdığı zaman gözleri kıpkırmızı kesilir, boyun damarları şişer ve şeytan içine girer. İçinizden biri bu şekilde öfkeleneceğini hissettiği zaman yere otursun, o zaman şeytan ondan uzaklaşıp gidecektir."
Ebu Hamza rivayet eder: "Ebu Câfer (Muhammed Bâkır) buyurdu ki: "Kim insanlara karşı öfkesini tutarsa, Allah, kıyamet günü azabını ondan uzak tutar."
İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Mü'min mü'minin kardeşidir. Ona sövmez, onu yoksun bırakmaz ve onun hakkında suizan beslemez."
İmam Bakır'ın (a.s.) cömertliği
Râvi diyor ki: "İmam Bâkır'ın (a.s.) ailesi çok, durumunun orta halli olmasına rağmen, özel ve umumî insanlar hakkındaki bağış ve cömertliği yaygın ve âşikârdı; kerem ve sahaveti, ihsan ve lutfu mâruftu."
İmam Bakır (a.s.) fakirlerin babası idi
Ehl-i Beyt'in içinde mal varlığı en az olan İmam Bâkır (a.s.) yine de sadaka vermek ve fakirlerin ihtiyaçlarını gidermek konusunda çok hassas davranırdı.
Râvi diyor ki: "İmam Bâkır'ın (a.s.) evinden, 'Ey dilenci, Allah sana bereket versin' veya 'Ey dilenci, bunu al' sözleri duyulmamıştır.
İmam Bâkır (a.s.) ev halkına, 'Muhtaç ve fakirleri en güzel ismiyle çağırın' diye buyuruyordu."
Süleyman bin Kurm şöyle diyor: "İmam Bâkır (a.s.) kardeşlerine, ona yönelenlere, ondan ümit edenlere ve ondan bir şey bekleyenlere bağışta bulunup iyilik etmekten usanmıyordu."
İmam Câfer (a.s.) buyurmuştur ki: "Babam İmam Bâkır (a.s.) bir şeyi sadaka verdiğinde, onu dilencinin eline bırakıyor, sonra geri alarak öpüyor ve koklayarak tekrar dilenciye veriyordu. Bunun sebebi olarak da, 'Sadaka dilencinin eline geçmeden Allah'ın eline geçer' derdi."
Râvi diyor ki: "İmam Bâkır (a.s.), Arefe günü hiçbir dilenciyi, eli boş ve geri çevirmiyordu."
İmam Bâkır'ın (a.s.), Yesrib fakirlerine verdiği sadakanın hesabı tutulmuş, seksen bin dinara ulaştığı tespit edilmiştir."
İmam Bâkır (a.s.) fakirlere sadaka verilirken şöyle konuşulmasını buyurmuştur:
Ailesine, bir dilenci kendilerine geldiğinde, ona, "Ey dilenci, şunu al" dememelerini, bunun yerine, "Ey Allah'ın kulu, Allah sana bereket versin" demelerini tenbih etmiştir.
Hasan bin Muhammed kendi senedi ile Hasan b. Kesir'den anlatıyor: "Ebu Câfer Muhammed bin Ali'ye, muhtaç duruma düşüşümü ve kardeşlerimin cefasını şikayet ettim. Bana dedi ki:
'Zenginken seni gözeten, yoksul düştüğünde seninle ilişkisini kesen kimse ne kötü kardeştir!'
Sonra hizmetçisine emretti ve içinde yedi yüz dirhem bulunan bir kese çıkardı ve şöyle dedi: Bunu harca, bitirdiğin zaman bana haber ver."
Ebu Nuaym Nehâî, Süleyman b. Kurenî'den rivayet etmektedir: "İmam Bâkır (a.s.) bize iyilikler yaparak beş yüz ila bin dirhem veriyordu. Yanına kim gelse bahşiş ve ihsanda bulunuyordu. Ümitle kendine yönelenleri geri çevirmiyordu." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.