Ülkemiz, dünya incir üretiminde yüzde 55-60'lık pay ile birinci sırada yer almaktadır. Dünyada incir denince Türkiye akla gelirken ülkemizde de incir denince Aydın ve onun sarılop inciri akla gelmektedir.
Bu güzelim incirimiz 2007 yılından bu yana kurulan jeotermal santrallerle büyük bir tehlikeyle karşı karşıya sevgili okurlar.
Adnan Menderes Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü 2015 yılında Alangüllü bölgesinde yaptığı 'İncirde verim ve kalite üzerine jeotermal enerji santrallerinin olası etkilerinin belirlenmesi' adlı çalışmasından öne çıkan başlıklar Aydın inciri için tehlike sinyalleri veriyor.
Bu çalışmada incir ağaçları ve meyvelerinin jeotermallerden salınan bora maruz kaldığı, jeotermale yakın alanlarda kuru incir ürünlerinde ağır metal oranlarının fazla, jeotermale uzak incirlerde ise az olduğu, jeotermale yakın alanlarda kuru incir verim ve kalitesinde azalma, jeotermalden uzaklaştıkça ise kalitede artma olduğu saptanmış.
Şu anda Türkiye'de üretimde olan tüm jeotermal santrallerin yüzde 85'i Aydın'da yer almaktadır. Türkiye'de gelecekte yapılması düşünülen tüm jeotermal santrallerin yüzde 70'i de Aydın'da yapılacaktır. Aydın'da jeotermal santraller kurulum aşamasında binlerce zeytin ve incir ağacını keserek yok etmektedir. Bu santraller faaliyetleri sırasında saldıkları akışkan ve gazlar ile toprakları çoraklaştırarak üretim dışı bırakmak dışında, incir ile zeytinin verim ve kalitesinde de ciddi azalma meydana getirmektedir. Aydın'da incir üreticisi ve işletmecisinin mağduriyeti her geçen gün artmaktadır.
Aydın Tabip Odası incirin sağlıklı sürdürülebilir geleceğinden endişe duyarak bir bildiri yayınlamak zorunda kaldı. Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın'ın yayınladığı bildiri gerçekleri bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor:
"Aydın'da jeotermal santrallerin saldığı Bor ve kükürt dioksitin incir üzerine etkisi yapılan ulusal ve uluslararası laboratuar incelemeleri ile artık ispatlanmıştır. Kuru incirde çıkan bu kükürt dioksitin sebebi jeotermal santrallerin gece gündüz, yılın 365 günü havaya salgıladıkları gazlar ve içeriğindeki kimyasal maddelerdir. İncirde tespit edilen bu düzeydeki kükürt dioksit miktarları Aydın'ın yurtdışına yaptığı incir ihracatının bitmesi, işletmecilerin iflas etmesi, üreticinin incir üretememesi veya ürettiği incirin elinde kalması demektir. Bu durum Aydın'da sürdürülebilir tarımın ve yaşamın topyekûn yok oluşunun ilanından başka bir şey değildir. Ve bu sonuç enerji adına Aydın'daki tarımın, sağlıklı yaşamın tamamen göz ardı edildiği bir kararın acı sonucudur.
Aydın'da 30 bin aile geçimini incir üretiminden sağlamakta ve Aydın'a yıllık 200 milyon dolar girdi sağlamakta. 2014 yılında jeotermal elektrik üretiminin Aydın'a sağladığı girdi 150 milyon dolar. Aydın'da jeotermal kaynakların yüzde 95'i sadece elektrik üretimi için kullanılmakta. Oysa bu kaynaklar ile 100 bin dekar sera işletilebilir, 100 bin konut ısıtılabilir, 100 bin kişiye iş imkanı sağlanabilir. Aydın Tabip Odası olarak Aydın ilinin sürdürülebilir sağlıklı geleceğinden endişeliyiz. Ve soruyoruz; tarım üreticisinin haklarını savunan ziraat odaları, bu işin ticaretini yapan işletmecileri savunan ticaret odaları ve borsalar, gıda güvenliğini korumakla yükümlü Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, çevre kirliliğini kontrol ve denetlemekle yükümlü Çevre Müdürlüğü, çevre kirliliğinin, sağlıksız gıdaların insana etkilerini önlemekle yükümlü Sağlık Müdürlüğü, Aydın'da herkesin sağlıklı yaşamasını, çalışmasını, güvenliğini, huzurunu, geleceğini korumakla ve adaleti sağlamakla yükümlü sayın Aydın Valiliği, Aydın halkına hizmet etmek için seçilmiş sayın belediye başkanları, Aydın'ın haklarını TBMM'de korumakla yükümlü sayın milletvekilleri, Aydın'da tarımın, yaşamın bitmesine sebep olan yasaları çıkaran ve uygulanmalarına izin veren sayın hükümet yetkilileri sizlere göre bu karar adil midir? Gerçekçi midir? Ekonomik midir? Yoksa bir kentin yok olmasına göz yumulacak kadar önemsiz midir?"
Bu güzelim incirimiz 2007 yılından bu yana kurulan jeotermal santrallerle büyük bir tehlikeyle karşı karşıya sevgili okurlar.
Adnan Menderes Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü 2015 yılında Alangüllü bölgesinde yaptığı 'İncirde verim ve kalite üzerine jeotermal enerji santrallerinin olası etkilerinin belirlenmesi' adlı çalışmasından öne çıkan başlıklar Aydın inciri için tehlike sinyalleri veriyor.
Bu çalışmada incir ağaçları ve meyvelerinin jeotermallerden salınan bora maruz kaldığı, jeotermale yakın alanlarda kuru incir ürünlerinde ağır metal oranlarının fazla, jeotermale uzak incirlerde ise az olduğu, jeotermale yakın alanlarda kuru incir verim ve kalitesinde azalma, jeotermalden uzaklaştıkça ise kalitede artma olduğu saptanmış.
Şu anda Türkiye'de üretimde olan tüm jeotermal santrallerin yüzde 85'i Aydın'da yer almaktadır. Türkiye'de gelecekte yapılması düşünülen tüm jeotermal santrallerin yüzde 70'i de Aydın'da yapılacaktır. Aydın'da jeotermal santraller kurulum aşamasında binlerce zeytin ve incir ağacını keserek yok etmektedir. Bu santraller faaliyetleri sırasında saldıkları akışkan ve gazlar ile toprakları çoraklaştırarak üretim dışı bırakmak dışında, incir ile zeytinin verim ve kalitesinde de ciddi azalma meydana getirmektedir. Aydın'da incir üreticisi ve işletmecisinin mağduriyeti her geçen gün artmaktadır.
Aydın Tabip Odası incirin sağlıklı sürdürülebilir geleceğinden endişe duyarak bir bildiri yayınlamak zorunda kaldı. Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın'ın yayınladığı bildiri gerçekleri bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor:
"Aydın'da jeotermal santrallerin saldığı Bor ve kükürt dioksitin incir üzerine etkisi yapılan ulusal ve uluslararası laboratuar incelemeleri ile artık ispatlanmıştır. Kuru incirde çıkan bu kükürt dioksitin sebebi jeotermal santrallerin gece gündüz, yılın 365 günü havaya salgıladıkları gazlar ve içeriğindeki kimyasal maddelerdir. İncirde tespit edilen bu düzeydeki kükürt dioksit miktarları Aydın'ın yurtdışına yaptığı incir ihracatının bitmesi, işletmecilerin iflas etmesi, üreticinin incir üretememesi veya ürettiği incirin elinde kalması demektir. Bu durum Aydın'da sürdürülebilir tarımın ve yaşamın topyekûn yok oluşunun ilanından başka bir şey değildir. Ve bu sonuç enerji adına Aydın'daki tarımın, sağlıklı yaşamın tamamen göz ardı edildiği bir kararın acı sonucudur.
Aydın'da 30 bin aile geçimini incir üretiminden sağlamakta ve Aydın'a yıllık 200 milyon dolar girdi sağlamakta. 2014 yılında jeotermal elektrik üretiminin Aydın'a sağladığı girdi 150 milyon dolar. Aydın'da jeotermal kaynakların yüzde 95'i sadece elektrik üretimi için kullanılmakta. Oysa bu kaynaklar ile 100 bin dekar sera işletilebilir, 100 bin konut ısıtılabilir, 100 bin kişiye iş imkanı sağlanabilir. Aydın Tabip Odası olarak Aydın ilinin sürdürülebilir sağlıklı geleceğinden endişeliyiz. Ve soruyoruz; tarım üreticisinin haklarını savunan ziraat odaları, bu işin ticaretini yapan işletmecileri savunan ticaret odaları ve borsalar, gıda güvenliğini korumakla yükümlü Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, çevre kirliliğini kontrol ve denetlemekle yükümlü Çevre Müdürlüğü, çevre kirliliğinin, sağlıksız gıdaların insana etkilerini önlemekle yükümlü Sağlık Müdürlüğü, Aydın'da herkesin sağlıklı yaşamasını, çalışmasını, güvenliğini, huzurunu, geleceğini korumakla ve adaleti sağlamakla yükümlü sayın Aydın Valiliği, Aydın halkına hizmet etmek için seçilmiş sayın belediye başkanları, Aydın'ın haklarını TBMM'de korumakla yükümlü sayın milletvekilleri, Aydın'da tarımın, yaşamın bitmesine sebep olan yasaları çıkaran ve uygulanmalarına izin veren sayın hükümet yetkilileri sizlere göre bu karar adil midir? Gerçekçi midir? Ekonomik midir? Yoksa bir kentin yok olmasına göz yumulacak kadar önemsiz midir?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025