Haziran ayının sonlarına doğru yapılması planlanan Irak'taki genel seçimler konusunda İşgal Koalisyonu büyük bir ikilem yaşıyor.
Saddam'ın gitmesinden sonra karşı karşıya kalınan yeni durum, hem İşgal Koalisyonu'nun geleceği hem de Irak'ın siyasal yaşamı üzerinde derin çatlaklar oluşturacak.
Irak'ın yeniden tesisinin kolay olmayacağını yeni yeni anlayan İşgal Koalisyonu, topu Geçici Yönetim Konseyi gibi suni yapılanmalara atarak demokratik açılımda bulunuyor görünse de, asıl belirleyicinin kendisi olduğunun bilincinde.
Alınan iyi ya da kötü not İşgal Koalisyonu'nun karnesine düşecek.
İnsan hakları dersinden Irak'ta sınıfta kalındı. Bakalım seçimler konusunda nasıl bir sınav verilecek?
Ülkenin kuzeyinde "gevşek federasyon'' ve "otonom yönetim'' gibi elastik fikirler silsilesiyle ortaya çıkan Kürtler'e karşı Amerikan yönetimi fazla bir şey yapamıyor. "Yapamıyor'' derken; Kürtler'in bölgesel menfaatleri ile Amerika'nın çıkarları bu bölgede paralel bir seyir izliyor. Amerikan yönetimi Kürtler'i gerekçe göstererek kafasındaki planı onlar üzerinden devreye sokmayı planlıyor.
Kürtler'e "göz yumuyor'' görünen Amerika'yı eleştirmektense ona karşı alternatif projeler üretmek gerek. Türkiye bu projenin çok uzağında yeralıyor.
Güney bölgesinde çoğunluğa sahip olmasına rağmen tüm Irak'ın genelinde siyasal ağırlığı taşıyan Şiiler ise genel seçimler konusunda mevcut yönetimden yeşil ışık bekliyorlar.
Nüfus bazında seçimlerden karlı çıkacağı kesin olan Şiiler'in Amerikan yönetimine karşı en oportünist politikayı uyguladığını görüyoruz.
Şii lider Sistani'nin İşgal Koalisyonu'nun temsilcileriyle girdiği diyaloglar semeresini vermeye başladı.
Şii lider, görüşmeler sırasında Irak'ın Iraklılar tarafından yönetilmesi gerektiğini ve bütünlük açısından Kuzey'de Kürtler'e büyük tavizler verilmemesini her fırsatta yineledi.
Türkiye'ye de gelen Sistani, aynı kaygıları İran ve Suriye'nin de taşıdığını konu edinerek, Amerikalı Sömürü Valisi Paul Bremer karşısındaki elini de güçlendirmiş oldu. Her fırsatta "Irak'ın yönetimi Iraklılar'ındır''diyen İşgal Koalisyonu tam bir ikilemde.
İşgal Koalisyonu Şiiler'in İran'la ittifak'a giderek bölgede radikal bir devlet kurabilecekleri endişesini taşıyor.
Buna benzer kaygıyı yine İran ve Suriye ile beraber Türkiye de Kürtler ve sonrasında kurulabilecek bir Kürdistan için tahmin ediyor.
18 eyaletli Irak'ta büyük ihtimalle ortak nokta olarak görülen " Tek ülke'' ve eski federal yapıya ağırlık verilecek.
Önceki gün Paul Bremer'in açıklaması da bu yönde idi.
Anlayacağınız; Irak'ta Saddam'ın oturttuğu çok etnikli merkezi yapıya pek dokunulmayacak.
Amerikan yönetimi döndü dolaştı "Saddam tarzı''eski yapıda karar kıldı.
Peki değişen ne oldu?
Kürtler kontrollü olarak başıboş bırakıldı gibi duruyor; ama değil.
Türkmenler eskisinden daha huzursuzlar. Heran "nasıl bir gelişme olabilir''i tartışıyorlar.
Şiiler ise en kazançlı çıkan kesim görülüyor.
Tam bu noktada da işgalciler tedirgin.
İşgal sırasında Amerika'ya zor anlar yaşatan Şiiler eskisinden daha organize durumdalar ve hen geçen gün baskılarını artırıyorlar.
Yakalandığı anda "Saçmaladığı''söylenen Saddam'ın ağzından "Gelin yeni seçimler yapalım. Halk karar versin'' demesi boşa değilmiş...
Biz gülüp geçtik bu söze. "Saddam'ın İncileri'' olarak değerlendirdik.
Aslolan bu söze Amerikalılar'ın itibar eder duruma gelmesi.
İşgal Koalisyonu Irak'ta Saddam'ın stratejisini yeniden devreye sokuyor.
Çoklu etnik ve dini yapının birarada nasıl tutulduğuna akıl erdiremeyen Amerikan yönetiminin Irak'ta yeni şeyler söyleyebilmesi için biran evvel şiddet eylemlerini bitirmesi gerekiyor.
Halk seçimini yapmadan Amerika'nın seçimini yapması gerek.
Sistani Bush'tan daha kurnaz bir politika ile başat konuma yükselirken Irak'taki dengeler Şiilerden yana kayıyor.
Ne Kürtler ne Türkmenler; Şiiler'e daha çok dikkat etmek gerekiyor.
Irak'ın dokusu bunu gerektiriyor.
Saddam'ın gitmesinden sonra karşı karşıya kalınan yeni durum, hem İşgal Koalisyonu'nun geleceği hem de Irak'ın siyasal yaşamı üzerinde derin çatlaklar oluşturacak.
Irak'ın yeniden tesisinin kolay olmayacağını yeni yeni anlayan İşgal Koalisyonu, topu Geçici Yönetim Konseyi gibi suni yapılanmalara atarak demokratik açılımda bulunuyor görünse de, asıl belirleyicinin kendisi olduğunun bilincinde.
Alınan iyi ya da kötü not İşgal Koalisyonu'nun karnesine düşecek.
İnsan hakları dersinden Irak'ta sınıfta kalındı. Bakalım seçimler konusunda nasıl bir sınav verilecek?
Ülkenin kuzeyinde "gevşek federasyon'' ve "otonom yönetim'' gibi elastik fikirler silsilesiyle ortaya çıkan Kürtler'e karşı Amerikan yönetimi fazla bir şey yapamıyor. "Yapamıyor'' derken; Kürtler'in bölgesel menfaatleri ile Amerika'nın çıkarları bu bölgede paralel bir seyir izliyor. Amerikan yönetimi Kürtler'i gerekçe göstererek kafasındaki planı onlar üzerinden devreye sokmayı planlıyor.
Kürtler'e "göz yumuyor'' görünen Amerika'yı eleştirmektense ona karşı alternatif projeler üretmek gerek. Türkiye bu projenin çok uzağında yeralıyor.
Güney bölgesinde çoğunluğa sahip olmasına rağmen tüm Irak'ın genelinde siyasal ağırlığı taşıyan Şiiler ise genel seçimler konusunda mevcut yönetimden yeşil ışık bekliyorlar.
Nüfus bazında seçimlerden karlı çıkacağı kesin olan Şiiler'in Amerikan yönetimine karşı en oportünist politikayı uyguladığını görüyoruz.
Şii lider Sistani'nin İşgal Koalisyonu'nun temsilcileriyle girdiği diyaloglar semeresini vermeye başladı.
Şii lider, görüşmeler sırasında Irak'ın Iraklılar tarafından yönetilmesi gerektiğini ve bütünlük açısından Kuzey'de Kürtler'e büyük tavizler verilmemesini her fırsatta yineledi.
Türkiye'ye de gelen Sistani, aynı kaygıları İran ve Suriye'nin de taşıdığını konu edinerek, Amerikalı Sömürü Valisi Paul Bremer karşısındaki elini de güçlendirmiş oldu. Her fırsatta "Irak'ın yönetimi Iraklılar'ındır''diyen İşgal Koalisyonu tam bir ikilemde.
İşgal Koalisyonu Şiiler'in İran'la ittifak'a giderek bölgede radikal bir devlet kurabilecekleri endişesini taşıyor.
Buna benzer kaygıyı yine İran ve Suriye ile beraber Türkiye de Kürtler ve sonrasında kurulabilecek bir Kürdistan için tahmin ediyor.
18 eyaletli Irak'ta büyük ihtimalle ortak nokta olarak görülen " Tek ülke'' ve eski federal yapıya ağırlık verilecek.
Önceki gün Paul Bremer'in açıklaması da bu yönde idi.
Anlayacağınız; Irak'ta Saddam'ın oturttuğu çok etnikli merkezi yapıya pek dokunulmayacak.
Amerikan yönetimi döndü dolaştı "Saddam tarzı''eski yapıda karar kıldı.
Peki değişen ne oldu?
Kürtler kontrollü olarak başıboş bırakıldı gibi duruyor; ama değil.
Türkmenler eskisinden daha huzursuzlar. Heran "nasıl bir gelişme olabilir''i tartışıyorlar.
Şiiler ise en kazançlı çıkan kesim görülüyor.
Tam bu noktada da işgalciler tedirgin.
İşgal sırasında Amerika'ya zor anlar yaşatan Şiiler eskisinden daha organize durumdalar ve hen geçen gün baskılarını artırıyorlar.
Yakalandığı anda "Saçmaladığı''söylenen Saddam'ın ağzından "Gelin yeni seçimler yapalım. Halk karar versin'' demesi boşa değilmiş...
Biz gülüp geçtik bu söze. "Saddam'ın İncileri'' olarak değerlendirdik.
Aslolan bu söze Amerikalılar'ın itibar eder duruma gelmesi.
İşgal Koalisyonu Irak'ta Saddam'ın stratejisini yeniden devreye sokuyor.
Çoklu etnik ve dini yapının birarada nasıl tutulduğuna akıl erdiremeyen Amerikan yönetiminin Irak'ta yeni şeyler söyleyebilmesi için biran evvel şiddet eylemlerini bitirmesi gerekiyor.
Halk seçimini yapmadan Amerika'nın seçimini yapması gerek.
Sistani Bush'tan daha kurnaz bir politika ile başat konuma yükselirken Irak'taki dengeler Şiilerden yana kayıyor.
Ne Kürtler ne Türkmenler; Şiiler'e daha çok dikkat etmek gerekiyor.
Irak'ın dokusu bunu gerektiriyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005