Irak'ta iç çatışma riski artıyor
Irak'ta eski başbakanlardan Nuri el-Maliki'nin ve İran'a yakın Koordinasyon Çerçevesi'nin başbakan adayı olarak Muhammed Şiya es-Sudani’yi açıklaması, siyasi havayı yumuşatmak bir yana Sadr yanlılarının sokağa çıkmasına yol açtı. Uzmanlar ülkede iç çatışma çıkabileceğinden endişeli
30.07.2022 15:50:00





Irak'ta 10 Ekim 2021'de yapılan seçimlerin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen hükümetin kurulamaması ve Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ile eski başbakanlardan Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki arasındaki "rekabetin" büyümesi ülkeyi bir iç çatışma ortamına doğru götürüyor. Maliki'nin ve İran'a yakın Koordinasyon Çerçevesi'nin başbakan adayı olarak ilan ettikleri Muhammed Şiya es-Sudani'yi geri çekmemeleri halinde Sadr'ın sokakları yeniden harekete geçirmesinden ve gerilimin önü alınamaz bir şekilde büyümesinden endişe ediliyor. Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve Maliki arasında geçmişe dayanan husumet, ses kayıtlarındaki suçlamalar ve protestolarla tırmanan gerilim, ülkede siyasi süreci zora sokarak hükümetin kurulmasını geciktiriyor. Birkaç siyasi grubun oluşturduğu Koordinasyon Çerçevesi'nin hükümetin kurulmasını hızlandırmak için Sudani'nin başbakan adaylığını açıklaması, siyasi havayı yumuşatmak bir yana Sadr yanlılarının sokağa çıkmasına yol açan bir gelişme oldu. Çünkü Sadr, Sudani'yi "İkinci Maliki" olarak değerlendiriyor ve adaylığını kabul etmeyeceğini ortaya koyuyor.
Sadr ile Maliki arasındaki anlaşmazlıkların daha da derinleşmesi ve bir iç çatışmaya dönüşmesi tehlikesi bulunuyor. İki tarafın da tutumu gerilimin daha da tırmanacağını gösteriyor. Sadr, 2006 ile 2014 arasında başbakanlık yapan Maliki'nin yolsuzluk yaptığını ve ülkeyi kötü yönettiğini iddia ederek kendisi ya da ona yakın birisinin tekrar iktidara gelmesine izin vermemek için sokakları harekete geçiriyor. Sadr, terör örgütü DEAŞ'in ülkenin büyük bir bölümünü ele geçirmesinden de Maliki'yi sorumlu tutuyor. Sadr'ın Meclis'ten çekilmesinin siyasi gelişmelerle ilgilenmeyeceği anlamına gelmediği kanaati hakimdi. Uzmanlar, Sadr'ın aktif siyaseti bırakarak, sokakları harekete geçireceği yorumları yapmıştı. Irak'ta 13 Temmuz'da Maliki'ye ait olduğu iddia edilen gizli kaydedilmiş bir ses kaydının yayınlanması Sadr'ın meydanlara çıkmasına yol açtı. Ses kaydında Maliki olduğu iddia edilen kişi, Sadr'ı "korkaklıkla" suçluyor ve onunla savaşmaya hazır olduğunu ifade ediyordu. Bu nedenle Sadr 15 Temmuz'da taraftarlarına "kitlesel cuma namazı" çağrısı yapmış ve Bağdat'ta Maliki karşıtı bir gösteri düzenlenmişti. Sadr 18 Temmuz'da yaptığı açıklamada ise Maliki'den "tövbe etmesini" ve siyaseti bırakmasını istedi. Sadr, açıklamasında Maliki'nin aşiretine de çağrıda bulunarak Şii siyasetçinin çekilmesi talebini iletti. Ayrıca Sadr, Maliki'nin kendisini ölümle tehdit ettiğini ileri sürdü. Halihazırda Sadr ile Maliki arasındaki husumet 2008'deki operasyonlara dayanıyor. Maliki, başbakanlığının birinci döneminde, ülkenin güney şehirlerinde Sadr'a bağlı Mehdi Ordusuna yönelik operasyon emri verdi. Düzenlenen baskınlarda Mehdi Ordusundan yüzlerce milis hayatını kaybetti, yüzlercesi de tutuklandı. Bu olay Sadr ile Maliki arasındaki düşmanlığı derinleştirdi. İki Şii siyasetçi nedeniyle Irak'ta siyasi gerilim gittikçe artıyor, hükümetin kurulması gecikiyor ve belirsizlikler öne çıkıyor. Nuri Maliki'nin Sadr yanlılarının 27 Temmuz'daki gösterisinin ardından eline silah alarak sokağa çıkması da çatışma riskinin ne kadar büyük olduğunun en çarpıcı örneği olarak dikkati çekiyor.
Bağdat'ta gerginlik hakim
Sadr ile Maliki arasındaki anlaşmazlıkların daha da derinleşmesi ve bir iç çatışmaya dönüşmesi tehlikesi bulunuyor. İki tarafın da tutumu gerilimin daha da tırmanacağını gösteriyor. Sadr, 2006 ile 2014 arasında başbakanlık yapan Maliki'nin yolsuzluk yaptığını ve ülkeyi kötü yönettiğini iddia ederek kendisi ya da ona yakın birisinin tekrar iktidara gelmesine izin vermemek için sokakları harekete geçiriyor. Sadr, terör örgütü DEAŞ'in ülkenin büyük bir bölümünü ele geçirmesinden de Maliki'yi sorumlu tutuyor. Sadr'ın Meclis'ten çekilmesinin siyasi gelişmelerle ilgilenmeyeceği anlamına gelmediği kanaati hakimdi. Uzmanlar, Sadr'ın aktif siyaseti bırakarak, sokakları harekete geçireceği yorumları yapmıştı. Irak'ta 13 Temmuz'da Maliki'ye ait olduğu iddia edilen gizli kaydedilmiş bir ses kaydının yayınlanması Sadr'ın meydanlara çıkmasına yol açtı. Ses kaydında Maliki olduğu iddia edilen kişi, Sadr'ı "korkaklıkla" suçluyor ve onunla savaşmaya hazır olduğunu ifade ediyordu. Bu nedenle Sadr 15 Temmuz'da taraftarlarına "kitlesel cuma namazı" çağrısı yapmış ve Bağdat'ta Maliki karşıtı bir gösteri düzenlenmişti. Sadr 18 Temmuz'da yaptığı açıklamada ise Maliki'den "tövbe etmesini" ve siyaseti bırakmasını istedi. Sadr, açıklamasında Maliki'nin aşiretine de çağrıda bulunarak Şii siyasetçinin çekilmesi talebini iletti. Ayrıca Sadr, Maliki'nin kendisini ölümle tehdit ettiğini ileri sürdü. Halihazırda Sadr ile Maliki arasındaki husumet 2008'deki operasyonlara dayanıyor. Maliki, başbakanlığının birinci döneminde, ülkenin güney şehirlerinde Sadr'a bağlı Mehdi Ordusuna yönelik operasyon emri verdi. Düzenlenen baskınlarda Mehdi Ordusundan yüzlerce milis hayatını kaybetti, yüzlercesi de tutuklandı. Bu olay Sadr ile Maliki arasındaki düşmanlığı derinleştirdi. İki Şii siyasetçi nedeniyle Irak'ta siyasi gerilim gittikçe artıyor, hükümetin kurulması gecikiyor ve belirsizlikler öne çıkıyor. Nuri Maliki'nin Sadr yanlılarının 27 Temmuz'daki gösterisinin ardından eline silah alarak sokağa çıkması da çatışma riskinin ne kadar büyük olduğunun en çarpıcı örneği olarak dikkati çekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.