(dünden devam…)
"c) Müşriklerin Karşılıklı Tapınma Teklifi:
Makam ve mevki teklifiyle Allah'ın Resûlü Hz. Muhammed (sav)'i İslâm'a davetten vazgeçiremeyen müşriklerin ileri gelenleri, bunun üzerine O'na yeni bir teklifle geldiler: "Bir sene sen bizim ilahlarımız olan Lat ve Uzzâ'ya ibadet edersin, bir sene de biz senin ilahına ibadet ederiz. Senin taptığın bizimkinden hayırlı ise biz de bir nasip almış oluruz. Bizim taptığımız seninkinden hayırlı ise sen de bir nasip almış olursun. Böylece anlaşır gideriz" şeklinde olan bu teklif açık bir şirk teklifi idi ki; Kur'ân-ı Kerîm'de Kâfırûn sûresinde onlara sert bir üslupla şöyle cevap verildi: "(Resûlüm!) De ki: Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam. Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz. Ben sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. Evet, siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim de banadır." (Kâfirun: 1-6).
"Allah'tan başkasına ibadet etmemi mi, bana emrediyorsunuz, ey cahiller?" (Zümer, 64 mealindeki âyet-i kerîme, Razi ve İbn-i Cerir'in beyanına göre bu sebeple nazil olmuştu).
Peygamberimiz (sav) Kabe'ye gidip Kureyş'ten kalabalık bir topluluğun yüzlerine karşı bu sûreyi okudu. Onlar da ümitlerini kestiler. (M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili; c: VIII, s: 6218).
d) Diğer Teklifler ve İtirazlar:
Bir gün müşriklerin ileri gelenleri güneş battıktan sonra Kabe'nin arkasında toplanarak getirecekleri teklifleri ve belirleyecekleri tavrı tespit ettiler. Bunlar, Utbe İbn-i Rebîa Velid İbn-i Muğire, Ebu Cehil, Abdullah İbn-i Umeyye EI-Mahzumi, Ümeyye İbn-i Halef, Ebu Süfyan İbn-i Harb, Nadir İbnü'l-Haris, Abdüddar oğullarının kardeşleri, Ebu'l Bahteri İbn-i Hişam, Esvet İbn-i Abdulmuttalib İbn-i Esed gibi azılı müşriklerden oluşuyordu. Peygamberimiz (sav)'i çağırdılar. Ve karşılıklı konuşmaya başladılar.
Müşrikler: "Ya Muhammed dediler, senin yaptığını hiç kimse kavmine yapmadı. Babalarımızı hakir gördün, dinimizi ayıpladın, ilahlarımıza sövdün, inançlarımızı hor gördün. Bizi parçaladın. Maksadın malsa sana pek çok mal toplayalım, reislik ise seni başımıza geçirelim. Seni cin çarpmışsa tedavisine bakalım."
Resûlullah (sav) cevap verdi: "Dediklerinizin hiçbirisi bende yok. Allah beni peygamber olarak gönderdi. Bana kitap verdi. Korkutup müjdeleyici olmamı emretti. Ben de size duyurdum. Kabul ederseniz dünya ve ahirette nasibinizi alırsınız. Reddederseniz Allah benimle sizin aranızda hükmünü bildirinceye kadar sabredeceğim."
Bunun üzerine müşrikler değişik tekliflerle yaklaştılar: "Ya Muhammed bizim tekliflerimizi kabul etmiyorsan o halde sana inanmanız için şunları yap: Biliyorsun ki şehrimizden daha dar ve susuz bir şehir yok. Maişetimiz de herkesten daha dardır. Seni gönderen Rabbine söyle bizi sıkıştıran şu dağları yürütsün. Memleketimizi genişletsin. Burada Irak ve Şam'daki gibi nehirler fışkırtsın. Geçmiş babalarımızdan birini diriltsin, O da Kusey İbn-i Kilap olsun. Çünkü o doğru, bilgili ve mümtaz bir insandır.' Ondan senin söylediklerinin doğru olup olmadığını bir soralım. Eğer senin doğru söylediğini kabul ederse biz de senin Allah nezdindeki makamını bilir, Allah'ın seni gerçekten peygamber gönderdiğini anlarız." (devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020