Bu benim Yeni Mesaj'daki ilk yazım. Bu nedenle sizinle ilk buluşmamı Hocam'la birlikte yapmak istedim.
Sevgili üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, aramızdan ayrılalı 8 ay oldu. Acımız hala çok taze. Gidişini kabullenmemiz çok zor. Her an bir yerden çıkıp gelecek hissi kalbimizden bir an dahi çıkmadı.
Nasıl unutabiliriz ki... Hayatımızın her anına dokundu, iz bıraktı. Zifiri karanlığa girdiğimiz, ahlaki değerlerin yok olduğu şu dönemde önümüzü, yönümüzü aydınlatan fikirleriyle bizlere ışık oldu.
Ondan çok şeyler öğrendik. Allah'ı, Peygamber'i, Eyl-i Beyt'i sevmeyi ondan öğrendik.
İbadeti, takvayı, Allah'tan korkmayı ondan öğrendik.
Vatanı, milleti, devleti, Atatürk'ü sevmeyi ondan öğrendik.
Güzel ahlakı, şecaati, cömertliği, mertliği ondan öğrendik.
İnsanı sevmeyi, insanî olmayı, kendine ve etrafına yararlı olmayı ondan öğrendik.
Allah'ın sevdiği, razı olduğu kul nasıl olunur ondan öğrendik.
Haramdan kaçınmayı, riyadan, kibirden, hasetten, ucubtan (kendini beğenmişlikten) kaçınmayı ondan öğrendik.
Cimriden ve cimrilikten nefret ederdi. Yardımlaşmayı ondan öğrendik.
Bütün bunları O, yaşayarak bize öğretti.
Kendi çocuklarına dahi bir kere bile şunu şöyle yap, bunu böyle yap demedi. "Benden gördüler yaptılar" derdi.
Çocuğumuz doğduğunda sevincimizi paylaşmada, düğünümüzde, mutlu günümüzde o vardı. Sevincimizi paylaşarak artırmıştı.
Hastalıkta, cenazemizde O vardı. Üzüntümüzü paylaşarak azalttı.
Birçok yuvanın kurulmasına vesile oldu. Krize girip boşanma aşamasına gelen nice yuvaların kurtulmasına vesile oldu.
Yani kısaca hayatımızın her anında O vardı.
Bize her zaman yönümüzü bulmamız için Ehl-i Beyt külliyatını yazdı ve emanet etti.
Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir dedi. Onlara sarılırsak kurtuluruz dedi.
İmam Hasan eserinin önsözünde bize şu eşsiz tavsiye ve vasiyeti yaptı:
"Öyleyse yapılacak iş bellidir. Mensubu bulunduğumuz yüce Türk milletimizin; kimliğini, asaletini ve medeniyetini şekillendiren, Allah'ın ve Peygamber'in (s.a.v.) bize sahip çıkmamızı emrettiği Ehl-i Beyt'i her yönüyle tanıyalım, tanıtalım. Onların ölçüleri ve istikameti üzere olalım, onlarla olalım. Onlara benzeyelim, benzeşelim. Bize bıraktıkları manevi mirasa dört elle sarılalım. Hayatımızın her bir detayını onların ahlakıyla süsleyelim. İmanı, istikameti, kulluğu, Allah aşkını, gerçek hürriyeti, adaleti, insanlık sevgisini, paylaşmayı, yardımlaşmayı, fedakârlığı, gayreti, şecaati, ibadeti… zirvede yaşamış bu "üstün" aileyi mutlak bir örnek olarak kabul edip, tam bir teslimiyetle onları yaşayalım, yaşatalım."
Çağlar boyu önümüzü aydınlatacak bu güzel tavsiyeyi, vasiyeti bize sunduğu ve bütün bu güzellikleri yaşamamıza vesile olduğu için Üstadımız, Hocamız, Babamız Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza minnettarız. Onu çok seviyoruz ve onu çok özlüyoruz.
Bize bıraktığı bütün emanetlere, başta Ehl-i Beyt külliyatı olmak üzere, fikirlerinin ve sosyal projelerinin uygulama sahası olan Bağımsız Türkiye Partisi'ne ve Genel Başkanımız Hüseyin Baş beye sahip çıkacağımıza söz veriyoruz.
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023
- Fatıma Zehra Aydın: İnancımızı anlamadığımız için Atatürk’ü de anlamadık / 20.08.2023
- Rabia Sümeyye Aydın: Yolsuzluk konusunda da ‘NAS’ olduğunu biliyor muydunuz? / 13.08.2023
- JÜLİDE DOYURUM: ‘Allah dostları aynadır’ / 05.07.2023
- İlyas Güneştekin: Seçim analizi ve BTP lideri Hüseyin Baş / 03.06.2023
- R.Sümeyye Aydın: Sandıktan sonra da umut var / 26.05.2023
- ALİ HAMZA AYDIN: Bireyin mutluluğu toplumsal huzurdur / 02.04.2023