Dünya kurulalı ve insanlık var olalı beri elbette sayısız savaşlara ve akıl almaz katliamlara sahne oldu ama kesinlikle böylesi bir vahşete, böylesi bir caniliğe şahit olmadı.
Bugün dahi, yeryüzünün değişik yüzlerinde devam eden savaşlar, anlaşmazlıklar ve kargaşalar var fakat hiç birinde İsrail'in sergilediği caniliğin ve vahşetin bir benzeri kesinlikle yok.
Küflü-paslı bir hançer gibi o coğrafyanın bağrına saplandığı günden beri masum insanların, özellikle kadınların ve çocukların kanları ile beslenen insaf ve iz'an yoksunu sözde devlet, yine insaf ve iz'an yoksunu Amerika ve Avrupa'nın akıl almaz destekleri ve kışkırtmaları eşliğinde katliamlarını sürdürüyor.
15 günü aşkın bir süreden beri devam eden bu vahşet, sergilenen bu canavarlık, hayat hakkı hiçe sayılan binlerce masum çocuğun ve çilekeş anaların yürek yakan feryadı, bir kez daha gösterdi ki İslam coğrafyasını oluşturan ülkeler, kendi ölülerine ağlamak için dahi düşmanların iznine, düşmanların himmetine muhtaçtırlar.
Günlerdir bombardımana tabi tutulan, neredeyse taş üstünde taş kalmayan Gazze şehri ve o şehirde yaşamaya çalışan yaklaşık 2.5 milyon insan, tüm dünyanın gözü önünde adeta ölüme terk edilmiştir.
Gazze'nin bir adım ötesinde-berisinde sıralanan sözde İslam ülkeleri, ateşlere yanan, açlıktan ve susuzluktan bebeklerini kaybeden kardeşlerine bir yudum su, bir lokma ekmek ulaştırmaktan ne yazık ki aciz durumdadırlar.
Gaddar, zalim ve vahşi düşmanlarla savaşmak için, yine düşmanların ürettiği silahlara muhtaç olmak, gaddar, zalim ve vahşi düşmanların açtıkları yaraları tedavi etmek için yine o düşmanların ürettikleri ilaçlara muhtaç olmak her halde acziyetin ve zilletin en dibi olsa gerek.
Maruz kalınan bu zillet, maruz kalınan bu vahşet ve dehşet, İslam âlemini derin düşüncelere, ciddi muhasebelere sevk etmeyecekse daha ne zaman sevk edecek?
Gazze'den yükselen masum çocukların ve dertli anaların feryad-ü figanları, toprağın rengini kızıla dönüştüren masum kanları, İslam ülkelerini yönetenlerin, İslam ülkelerinin kültürünü, algısını, anlayışını ve fıkhını şekillendiren sözde ulemanın akıllarını başlarına almalarına vesile olmayacaksa, ya bu insanlar ne zaman akıllanacaklar ve ne zaman uyanacaklar?
Evet, İsrail zalim, gaddar, cani, vahşi… Evet, Amerika ve Avrupa zalimin ve vahşinin sırtını sıvazlayarak bu korkunç cürümlere ortak oluyorlar, peki İslam ülkeleri ne halde, bir isim, bir sıfat bulabilen var mı?
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025