Yazımın başlığını böyle attım. Çünkü Türkiye, İsrail'e bir jest yapma aşamasında bulunuyor.Nedir bu jest?Mavi Marmara gemisinde katledilen 9 Türk'ün hesabını sormayarak İsrail'e ne ilk ne de son olacak bir jest yapacak hükümet.Plan ABD'ye ait?ABD planına göre, Başbakan Erdoğan ile İsrailli mevkidaşı Netanyahu önce "gizli bir telefon" görüşmesi yapacak. Ardından da her iki başbakan halklarına ayrı ayrı deklarasyon yapacaklar.Başbakan Erdoğan, "İsrail özür diledi" diyecek.Netanyahu ise "özgünüz dedik" diye halkına konuşacak.Ve Mavi Marmara katliamının üstü bu ABD formülüyle kapanmış olacak.Plan, Netanyahu ve Erdoğan'a halklarına onların durmak istediklerini söyleme fırsatı sunması açısından dikkat çekiyor. Plan nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın Türkiye'nin katledilen vatandaşlarının hakkını aramakta aciz kaldığını gözler önüne seriyor. Mavi Marmara saldırısından sonra olayın özür ve tazminat ödeme noktasına indirgenmesi AKP hükümetinin akan kanın hesabını soramayacağının göstergesiydi. Gelişmeler bunu teyit etti. Zaten İsrail'le derine inmeyen yüzeysel sözde gerginlik ilişkilerde bozulma oluşturmadı. Diplomatik ilişkilerin kesilmesi ise göstermelik olmaktan öteye gidemedi. ABD'nin dümen suyunda yelken açmış olan, yelkenlerini Atlantik ötesinden esen rüzgarlarla dolduran AKP, ABD'ye rağmen İsrail'le gerginliği daha fazla uzatamadı. Bu gerçeği çok iyi bilen İsrail, hiçbir özür dilemeden 9 vatandaşını katlettiği Türkiye'ye -AKP'nin icraatları sayesinde- diz çöktürdü.Kılıçdaroğlu'nun zor günleriKonjonktür biraz zorlamayla da olsa Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanı olmasına olanak tanıdı.Ama CHP'de Genel Başkan olmaktan daha zor bir şey vardı?Bu da Genel Başkan kalabilmekti.İşte Kılıçdaroğlu şimdi bu mücadeleyi veriyor.Açık söylemek gerekirse beni CHP'nin başında kimin olacağı değil, başında kim olursa olsun CHP'nin adam gibi muhalefet yapıp yapamayacağı ilgilendiriyor. Kılıçdaroğlu'nun başında olduğu CHP, Libya'da yaptıkları ortada olan AKP hükümetinin Suriye'de yapmaya çalıştıkları hususunda gıkını bile çıkarmıyor.Böyle bir ana muhalefet partisi olsa ne olur olmasa ne olur?4'te 1 formülü KKTC'yi bitirirRumlar Kıbrıs'ta, 4 Rum'a 1 Türk düşmesi önerisi getirmiş. Türklerin nüfus artışından korkan Rumlar, Türk nüfusun böylelikle oransal olarak azınlıkta kalmasını garanti etmiş olacaklar.Yani yeni bir Rum hinliği ile karşı karşıyayız.Rumların, iki kesimliliği kabul etmediğini, "geçiş döneminden sonra iki kesimlilik ortadan kalkacak'' şekilde öneriler yaptığını aktaran KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rumların önerilerine göre, "federasyonun kalıcı olacağını, nüfusun 1/4 oranında (4 Rum - 1 Türk) kalıcı olacağını, ama iki kesimliliğin kalıcı olmayacağını'' belirtti. Rumların niyeti Kıbırs Türklerini hazmetmek, yani asimilasyon.Eroğlu, Rumların bu entrikasının umarım farkındadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024