İstanbul'a su israfı uyarısı
Barajlarındaki su seviyesinin yüzde 50'nın altına düşen İstanbul'da su sıkıntı yaşayacak mı sorusuna yanıt veren meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Toros, en büyük sorunun israf olduğunu belirterek, “Ne su zengini ne su fakiri bir ülkeyiz. Kendimize yetecek kadar suyumuz var ama suyu verimli, akıllı kullanırsak" dedi
08.10.2022 15:50:00





İstanbul barajlarındaki su seviyesi sonbaharda yüzde 50'nin altına düştü. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre barajlardaki doluluk oranı 8 Ekim itibariyle yüzde 46.37 olarak ölçüldü. Barajlardaki su oranı yüzde 50'nin altına düşünce akıllara "İstanbul'da su sıkıntısı yaşanacak mı" sorusu geldi. İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros da bu soruya yanıt verdi. Toros, "1 Ekim'den itibaren 'Tarım Su Yılı' başlar. Yani daha su yılımız yeni başladı. Yağışlı mevsime doğru gidiyoruz. Ekim ayından itibaren yağışlar yavaş yavaş artacağı için şu an için önümüzde herhangi bir riske sokacak durum söz konusu değil" dedi.
Türkiye'nin ne su zengini ne de su fakiri bir ülke olduğunu orta düzeyde sayılabileceğini söyleyen Toros, "Kendimize yetecek kadar suyumuz var ama suyu verimli, akıllı kullanırsak. Yıllık su potansiyelimiz ortalama 450 milyar metreküp. Bu zaman zaman 350 milyar metreküpe, zaman zaman 550 milyar metreküpe kadar değişebiliyor. Ülkemizde 25 tane havza var. Her havzada yağış rejimi birbirinden farklı oluyor. Bazı yıllar bazı bölgeler fazla yağış alırken, bazı yıllar diğer bölgeler yağış alıyor. Dolayısıyla ülkemiz su zengini olmadığı için suyu idareli kullandığımız takdirde su kıtlığımız yok" dedi. İnsanların suyu israf etmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Toros, "İnsanlık, kaynakları verimli kullanmamaya doğru gitmiş durumda. Bugün insanın önündeki en büyük sorun aslında israf. Kaynakları verimli kullanmıyoruz. İstanbul'da günlük verilen su miktarı 3 milyon metreküpün üzerinde. Bu suyun biriktirilmesi, arıtılması, evlere kadar getirilmesi ciddi bir maliyet. Daha da önemlisi evlerden sonra tekrar arıtılması daha fazla bir maliyet ve tüm bu süreçlerde enerji kullanılıyoruz. Kullandığımız enerjiyle atmosferimizi kirletiyoruz. Kirlenen atmosfer, küresel ısınma, küresel iklim değişikliği; yağıştaki rejimlerdeki bozulmalara yol açıyor. Aslında şu anda kısır bir döngüde bildiğimiz dalı kesen bir yapıyla karşı karşıyayız. Burada hepimiz kendi çapımızda ders almalıyız" ifadelerini kullandı.
Su idareli kullanılmalı
Türkiye'nin ne su zengini ne de su fakiri bir ülke olduğunu orta düzeyde sayılabileceğini söyleyen Toros, "Kendimize yetecek kadar suyumuz var ama suyu verimli, akıllı kullanırsak. Yıllık su potansiyelimiz ortalama 450 milyar metreküp. Bu zaman zaman 350 milyar metreküpe, zaman zaman 550 milyar metreküpe kadar değişebiliyor. Ülkemizde 25 tane havza var. Her havzada yağış rejimi birbirinden farklı oluyor. Bazı yıllar bazı bölgeler fazla yağış alırken, bazı yıllar diğer bölgeler yağış alıyor. Dolayısıyla ülkemiz su zengini olmadığı için suyu idareli kullandığımız takdirde su kıtlığımız yok" dedi. İnsanların suyu israf etmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Toros, "İnsanlık, kaynakları verimli kullanmamaya doğru gitmiş durumda. Bugün insanın önündeki en büyük sorun aslında israf. Kaynakları verimli kullanmıyoruz. İstanbul'da günlük verilen su miktarı 3 milyon metreküpün üzerinde. Bu suyun biriktirilmesi, arıtılması, evlere kadar getirilmesi ciddi bir maliyet. Daha da önemlisi evlerden sonra tekrar arıtılması daha fazla bir maliyet ve tüm bu süreçlerde enerji kullanılıyoruz. Kullandığımız enerjiyle atmosferimizi kirletiyoruz. Kirlenen atmosfer, küresel ısınma, küresel iklim değişikliği; yağıştaki rejimlerdeki bozulmalara yol açıyor. Aslında şu anda kısır bir döngüde bildiğimiz dalı kesen bir yapıyla karşı karşıyayız. Burada hepimiz kendi çapımızda ders almalıyız" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.