İstanbul'da zamana karşı yarış başladı
İstanbul'da bir yapı denetim şirketi, Kahramanmaraş depremlerinin ardından günde 100’e yakın telefon aldıklarını, insanların binalarının risk denetimlerinin nasıl yaptıracağını öğrenmek istediğini aktardı. Mevzuat gereği riskli çıkan binanın 'yıkım' için tahliye edilmesi gerekiyor. Bu durum ciddi bir mali yükü de beraberinde getiriyor.
24.02.2023 11:13:00





İstanbullular bugünlerde muhtemel büyük bir deprem karşısında oturdukları binalara güven duymakta güçlük çekiyor. Bu güveni sağlamanın bilimsel yolları var ama riskli bir yapı olması ihtimali, büyük mali yükümlülükleri de beraberinde getiriyor. Anadolu Yakası'nda bir yapı denetim şirketi, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş depremlerinin ardından günde 100'e yakın telefon aldıklarını, insanların binalarının risk denetimlerinin nasıl yaptıracağını öğrenmek istediğini aktardı. Şirket yöneticisi, insanlara lisanslı bir firmaya bu denetimi yaptırmalarını önerdiğini ve eğer binanın çürük olması durumunda tahliye edilip yıkılması gerekeceğini hatırlattığını belirterek, "Bunu söyledikten hemen sonra insanlar sessizce telefonu kapatıyor. Bilmek pahalı bir şey… Bilmemekse mutluluk ve huzur getiriyor" diye konuştu.
Megakentte 'üfürsen yıkılacak' binalar var
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) paylaştığı bir veriye göre, megakentte 26 ilçede depremi beklemeksizin her an yıkılması muhtemel 318 binada 10 binin üzerinde insan yaşıyor. Bir İBB yetkilisi, 1525 riskli binanın da hesaba katıldığında 40-50 bin kişiyi aşan insanın riskli yapılarda yaşadığını dile getirdi.
Tespit ücretini vatandaş ödüyor
Peki, insanlar binalarının riskli olup olmadığını nasıl tespit ettirebiliyor ve bu süreçten neden kaçınıyor? Riskli yapıların tespiti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nca lisanslandırılan kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, sermayesinin en az yüzde 40'ı kamuya ait olan şirketler tarafından yapılıyor. Masrafları ise mülk sahiplerine ait… Risk denetimi konusunda atılacak ilk adım 50-100 bin TL gibi bir fatura demek! Yönetmeliklere göre denetim yaptırmak zorunlu değil. Ancak can güvenliği açısından riskin ölçtürülmesi tavsiye ediliyor. Binada yaşayan maliklerden tespit talebi için üçte iki çoğunluk da aranmıyor. Yani maliklerden herhangi birinin müracaatı üzerine risk tespiti yapılabiliyor. Denetim yapan kurum tarafından binanın riskli olarak işaretlenmesi durumunda maliklerden 90 gün içerisinde oturdukları yapıyı tahliye etmeleri isteniyor. Malikler bu karara itiraz edebiliyor. Ancak itirazın ardından yıkım kararı kesinleşirse, bina yıkılmak zorunda… Eğer yıkım karşısında bir direnç söz konusuysa bile yıkım her halükarda kolluk güçlerinin katılımıyla yapılıyor. Yıkım haricinde güçlendirme yapılması istenmesi gibi bir ihtimal daha var. Riskli yapının yıktırılması yerine güçlendirilmesinin istenilmesi durumunda bütün kat maliklerinin beşte dördünün rızasının olması ya da yapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmiş olması gerekiyor. İstanbul'da vatandaşlar güçlendirme yerine 'yıkıp yeniden inşa etme' yolunu izliyor. Özellikle Bahçelievler Merkez Mahallesi'nden izlenen yol bu...
Binası yıkılan malikler devletin 18 aya kadar verdiği kira yardımından ve kredilerde faiz desteğinden faydalanabiliyor. Ancak devlet tarafından evleri yıkılan maliklere yapılan kira yardımı ise 1500 TL. Oysa megakentte 6-7 bin liradan aşağı kiralık ev bulabilmek imkânsız... Haliyle dar gelirli vatandaşlar riskli de olsa oturdukları binanın yıkılıp yeniden inşa edilmesini istemiyor. M. YASİN ERKOL/BBC
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.