logo
25 NİSAN 2024

İstanbul'un taksi sorunu nasıl çözülür

Türkiye'nin en büyük metropolü İstanbul'da 17 bin 395 araçla 50 binden fazla şoförün vardiyalı hizmet verdiği taksiler, kurumsallaşmadan dijitalleşmeye kadar birçok sorun için çözüm bekliyor
07.09.2021 21:38:00
İstanbul'un taksi sorunu nasıl çözülür
İstanbul'un taksi sorunu nasıl çözülür
İstanbul'un taksi sorunu nasıl çözülür, taraflar önerilerini anlattı
 
Türkiye'nin en büyük metropolü İstanbul'da 17 bin 395 araçla 50 binden fazla şoförün vardiyalı hizmet verdiği taksiler, kurumsallaşmadan dijitalleşmeye kadar birçok sorun için çözüm bekliyor.
 
Taksicilerin kentte kısa mesafede yolcu almaması, sergiledikleri davranışlar, özellikle yabancı turistlerden fazla ücret talep etmeleri, taksimetre açmamaları, müşteride turist ve yerli ayrımı ile hizmet kalitesine ilişkin şikayetler son günlerde gündemi sıklıkla meşgul ediyor.
 
Ulaşım sorunlarının masaya yatırıldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantılarında, İBB'nin kentteki taksi sayısının yetersiz olduğu gerekçesiyle sunduğu, önce 5 bin sonra 1000 yeni taksi plakası teklifleri ise reddedildi.
 
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir, İstanbul Taksiciler Esnaf Odası (İTEO) Başkanı Eyup Aksu ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Murat Çelik, İstanbul'daki taksi sorununun çözümüne yönelik önerileri değerlendirdi.


Teknolojiye geçilirse verimlilik artar
 
İTEO Başkanı Aksu, taksi sayısının yeterli olduğunu, bu yüzden plakaya ihtiyaç duyulmadığını, teknoloji kullanılarak verimliliğin arttırılmasıyla mevcut sorunun ortadan kalkacağını söyledi.
 
UKOME toplantılarına başkanlık eden İBB Genel Sekreter Yardımcısı Demir ise taksilerin çeşitli sebeplerle teknolojiyi kullanmadıklarını, hedeflerinin 23 bin taksi sayısına çıkmak olduğunu, mevcut sistemi kurumsallaştırmak için de mülkiyeti İBB'ye ait taksilerle piyasaya çıkmayı planladıklarını belirtti.

Akademinin çözüm önerisi de taksi sayısından ziyade verimliliğin arttırılması yönünde oldu.
 
İstanbul'daki taksi sorunuyla ilgili rapor hazırlayan İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çelik, yapılan ölçümlere göre mevcut taksi sayısının yeterli düzeyde kullanılmadığını belirtti.
 
Bir taksinin çalıştığı saatin yüzde 68'ini yolcu taşıyarak geçirmesi gerektiğini, salgın döneminde bu oranın yüzde 32'ye düştüğünü aktaran Çelik, öncelikle mevcut sistemin verimliliğinin artırılması gerektiğini, hala taksi bulamama gibi bir sorun varsa araç yetersizliğinin o zaman konuşulması gerektiğini söyledi.


İBB anlaşılıyor ki yerel seçimler öncesi belli gruplara söz vermiş
 
Aksu, İstanbul'da 17 bin 395 taksinin bulunduğunu, 1986 yılında 10553 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla şahıslara verilmiş ticari plakaların şu anda hizmet verdiğini belirtti.
 
Bir araçta araç sahibiyle beraber 3 kişi çalıştığı düşünüldüğünde yaklaşık 52 bin şoförün, İstanbul halkına gece gündüz hizmet verdiğini ifade eden Aksu, şöyle devam etti:
 
"İstanbul Büyükşehir Belediyemiz son 1 yıldır sürekli İstanbul'da taksi sayısının artışını gündeme getiriyor. Bu konuda İTÜ'nün hazırladığı taksi analiz raporuna göre teknolojiye geçilmesi gerekmektedir. İstanbul'da şu anda taksi sayısının artışına ihtiyaç yok. Büyükşehir Belediyemiz, duyumlarımıza göre anlaşılıyor ki yerel seçimler öncesi belli gruplara söz vermiş, İstanbul'da taksi sayısının artışını gündeme getirerek, artışı sağlamak istiyor."
 
1000 yeni taksi hizmete başlayacak
 
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Demir ise temmuz ayındaki UKOME'de alınan kararla 1000 yeni taksinin mevcut sayıya ilave edildiğini, bunların 250'sinin taksi dolmuşların, 750'sinin de minibüslerin taksiye dönüştürülmesiyle gerçekleşeceğini ifade etti.
 
Kısa bir süre sonra 1000 yeni taksinin hizmet vermeye başlayacağını aktaran Demir, taksilerde çalışacak kişilere şoför kartı verilirken psikoteknik ve bağımlılık testleri ile sağlık muayenesinden geçildiğini anlattı.
 
Taksiler 10 saatte sadece 3,2 saat yolcu taşıyor
 
İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çelik, İstanbul'da yapılan ölçümlerde şu andaki taksi sayısının hala yeterli düzeyde kullanılmadığının görüldüğünü söyledi.
 
Ölçümlemeden de bahseden Çelik

"Bir taksinin çalışıyor olduğu saatin yüzde 68'ini yolcu taşıyarak geçiriyor olmasıdır ölçüm. Her 100 taksiden 68'i çalışıyorsa, yüzde 32'si boşsa, sistem yeni taksiye ihtiyaç duyuyor demektir ama İstanbul'da bu oran yüzde 32'ye düşmüştü pandemide. Yani 10 saatte sadece 3,2 saat yolcu taşıyor taksiler. Geriye kalan zamanda boş dolaşıyorlar. Mevcut durumda yeni taksi entegre etmeden önce mevcut sistemin verimliliğini arttırmak gerekiyor." dedi.
 
Acil bir şekilde teknolojiye geçilmeli
 
İstanbul'da taksilerde acil şekilde teknolojiye geçilmesi gerektiğinin altını çizen İTEO Başkanı Aksu da bir yolcunun arka sokakta taksi ararken bir sokak ilerideki aracın saatlerce yolcu beklediğini, burada taksiciyle yolcuyu buluşturan bir sisteme geçilmesi gerektiğini kaydetti.


İBB'nin "iTaksi" uygulamasını hayata geçirdiğini fakat başarılı olmadığını ifade eden Aksu

"Cihazlar araç üzerinde laptop tarzı cihazlar. Yazın ve kışın soğuktan ve sıcaktan donuyorlar, verim alınmıyor. Lokasyon anlamında yolcuyla taksiciyi buluşturamıyor. Bu konuda biz şöyle bir talepte bulunduk Büyükşehir Belediyesinden: Rekabete açılsın, iTaksi dayatması kalksın. İsteyen teknoloji firmaları yerli ve milli olmak şartıyla sahada çalışmalarını yapsın. İsteyen taksici kardeşimiz de hangisinin teknolojisi güzelse o teknolojiyle hizmet alsın. Bu konuda oda olarak da bir aplikasyonu en kısa zamanda hayata geçireceğiz, lansmanı yapılacak. Biz diyoruz ki, bu işin mutfağında biz varız, bu işi Taksiciler Esnaf Odası yapmalı." diye konuştu.
Aksu, teknolojiye geçilirse verimliğin artacağını, böylece İstanbul'da taksi sayısının artışına ihtiyaç kalmayacağını belirtti.
 
Sorun dijitalleşmede değil
 
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Demir ise 17 bin 395 taksinin, 14 bin 800'ünde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ücretsiz monte ettiği iTaksi cihazlarının yer aldığını belirtti.
 
Başka bir deyişle taksilerdeki dijitalleşme oranının yüzde 85 olduğunu ifade eden Demir

"Dolayısıyla sorun dijitalleşmede değil. Taksicilerin aplikasyonları kullanma oranları maalesef çok yüksek değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin aplikasyonunu yani iTaksi uygulamasını, diğer aplikasyonları kontrol eden bir üst uygulama olarak düzenlemeye çalışıyoruz. Başka aplikasyonlar elbette kullanılabilir ama bunların denetlenmesi için iTaksi aplikasyonu kullanılacak. Dolayısıyla dijitalleşmiş bir sistemden bahsediyoruz aslında. Ona rağmen bulunamıyorsa daha fazla nereye kadar dijitalleşecek?" değerlendirmesinde bulundu.
 
Demir, İBB'nin aplikasyonunun çalıştığını ama kullanmak istemeyenlerin olduğunu, bu kullanıldığı zaman yolda müşteri bulunca aplikasyondan çıkan şoförlere rastladıklarını belirtti.
 
Özel aplikasyonların cep telefonuyla çalıştığını ve daha fazla tercih edildiğini ifade eden Demir

"Biz, iTaksi'yi müşteri bulma aplikasyonu olarak devam ettirme niyetinde değiliz. iTaksi ya da ismi her ne olursa olsun cihazlar, diğer aplikasyonları kontrol eden bir konumda olmak zorunda ve müşteri taksiye bindiğinde gideceği mesafeyi, ödeyeceği ücreti doğru olup olmadığını kontrol eden bir üst mekanizma olarak düzenlenecek. Ödeme biçimi de elektronik sisteme geçtiğinde kaçak da azalacak aslında." dedi.
 
Taksi sayısının hala yeterli düzeyde kullanılmadığını görüyoruz
 
Şu anda çok verimsiz çalışan bir taksi sistemi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çelik ise uygulama aplikasyonunun yapılması gerektiğini dile getirdi.
 
Çelik, aplikasyonu kimin yapıp, kimin işleteceğinin söz konusu olduğunu anlatarak

"Şu an BiTaksi var, korsan bir yazılım, şu anda en yaygın o fakat belediyeden, UKOME'den yetki almamış bir yazılım şirketi. En yaygın taksi servisi sağlayıcısı BiTaksi, şu an market yayılımı yüzde 40 civarında taksici kayıtlı. iTaksi var, Büyükşehir Belediyesinin yaptığı yazılım. Bu da çok uygulanabilir değil çünkü onun için araç içi ayrı bir modül olması gerekiyor ya da taksimetreye bağlı olarak yönlendiriyor sistemi. Şoför o an hasbelkader direksiyon başında değilse yolcu talebini alamıyor, intikal edemiyor." diye konuştu.
 
İBB'nin aplikasyonunun BiTaksi'de olduğu gibi yazılması ve kim tarafından işletileceğinin belirlenmesi gerektiğini kaydeden Çelik, Ankara ve İzmir'de esnaf ve sanatkarlar odasının yazılımını yaptığını, sistemi işlettiğini, belediyenin de gözetlediğini ve bu durumun çok makul bir şekilde çözüldüğünü söyledi.
 
Eğitim ve denetim
 
İstanbul'da trafik sorunu olduğuna değinen İTEO Başkanı Aksu, mesai saatlerinde şehrin kilitlendiğini, aynı saatlerde metro, metrobüs, tramvay ve otobüslerde yolculuk yapmanın mümkün olmadığını kaydetti.
 
Aynı saatlerde taksi sorunu varmış gibi gözüktüğünü ama alınan yolcunun kısa mesafe de olsa trafikten dolayı bir yerden bir yere gidemediğini, trafik sorunu rahatlarsa sorunun olmayacağını dile getiren Aksu

"Teknolojiye tam anlamıyla geçersek, eğitimler şoför arkadaşlarımıza düzenli olarak verilirse emniyetimiz, zabıta birimlerimiz, esnaf odamız ve belediyemizin içinde olduğu bir masa kurularak denetimler de yapılırsa İstanbul'da gerçekten kaliteli bir hizmet verilmiş olur. Ayrıca bunlar sağlandıktan sonra da var olan taksi sayısının yeterli olduğu gözükür." ifadelerini kullandı.
 
İstanbul'da 1 taksi başına 889 kişinin, İzmir'de ise 1207 kişinin düştüğüne, bu karşılık İzmir'de taksi sayısı artışının hiç gündeme gelmediğine dikkati çeken Aksu, İstanbul'daki oranlamanın Türkiye geneli ile dünya genelinde çok normal olduğunu bildirdi.
 
İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi'nin dijitalleşme ve çalışma yetkisini İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına verdiğini anlatan Aksu, odanın teknolojiyi hayata geçirdiğini ve bütün taksilerin teknolojiyle çalıştığını, bu kapsamda verimliliği arttırdıklarını, böylece taksi sayısının artışına ihtiyaç kalmadığını kaydetti.
 
İstanbul'da taksi sorununun iki ayağı var
 
İstanbul'da taksilerde sayısının yetersiz olması ve nitelik sorunu olduğunu kaydeden İBB Genel Sekreter Yardımcısı Demir, yakın mesafe almama, yağmurlu havalarda müşteri seçme, bagaj parası isteme, kaba davranış ve turist görünce yerli müşteri almama gibi çok sayıda şikayet aldıklarını ifade etti.
 
Taksilerin niteliğinin yükselmesi ve bakımlarının tam yapılması gerektiğini anlatan Demir, kendilerine gelen şikayetlerin büyük bölümünü kaba davranış ve müşteri seçme oluşturduğunu anlattı.
 
Geçmiş yıllardaki çalışmalarda taksi sayısının 23 bine ulaşılması gerektiğinin aktarıldığını belirten Demir

"Bizim yaptığımız hesaplarda yaklaşık o rakama geliyor. Biz ilk önce 5 bin taksi hedefiyle yola çıkmıştık ama 5 bin taksi reddedilince taksinin nasıl olması gerektiğini göstermek için 1000 rakamına indik ama o da reddedildi."
 
Demir, yeni taksi teklifinin UKOME'den geçene kadar toplantıların gündemine gelmeye devam edeceğini, teklifin doğru olduğuna inandıklarını dile getirdi.
 
İBB, esnaf odasını işin içine dahil etmeden bu işi çözemez
 
İBB'nin esnaf odasını işin içine dahil etmeden bu işi çözemeyeceğini dile getiren İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çelik, sonuçta bu işin pastasını elinde tutan bir esnaf odasının olduğunu söyledi.
 
Prof. Dr. Çelik, "Yıllardır bu sisteme yatırım yapmış. Beğenin ya da beğenmeyin sonuçta bu şekilde senin devlet olarak yetkilendirdiğin bir kesim var. Şimdi bu kesimi işin içine ya da çözümün içine katmanız gerekiyor. Bunu İzmir ve Ankara çok iyi tanımladı. Orada hiç duymuyoruz taksi sorununu." değerlendirmesini yaptı.
 
İBB'nin ısrarla 5 bin yeni taksi talebinde bulunmasının sorunu çözmeyeceğini dile getiren Çelik, "Bu, sistem iyileştirmesi getirmez. Sistem denetimini iyi hale getirmeden, doğrudan doğruya bu arzı genişleterek aynı koşullar altında bunu yaptığında, bunu bir sistem iyileşmesi olarak sunmuyorsun demektir." dedi.
 
İBB eğitim ve denetim yerine sayı artışını gündeme getiriyor
 
İstanbul'da taksi şoförlerinin eğitimleriyle ilgili konuşan İTEO Başkanı Aksu, bir önceki İBB yönetiminin, belli periyodik aralıklarla şoförlere eğitimler verdiğini, yeni yönetimin ise bunu hiç vermediğini ifade etti.
 
Ulaşım koordinasyon toplantılarında hep taksi sayısının gündeme gelerek, eğitim konusunun ise gelmemesini anlamadıklarını kaydeden Aksu

"Var olan bir sistemi rehabilite etmek, çalışma düzenini iyileştirmek, kaliteli hale getirmek lazım. İlk önce var olan düzeni rehabilite edersiniz, ondan sonra ölçümleme yaparak önünüzü görebilirsiniz ama Büyükşehir Belediyemiz sürekli var olan sistemin rehabilitesinin, eğitimin, denetimin yerine sayısının artışını gündeme getiriyor. Bunu da anlamıyoruz." ifadelerini kullandı.
 
Taksi sektöründe "plaka ağası", "baron" ve "mafya" diye bir şeyin olmadığını, bunların tamamen karalama ve algı operasyonu olduğuna değinen Aksu, 1986 yılında 10553 sayılı tahditli plaka verilmesi kanununda, geçiminin şoförlükten sağlayan kişilerin plaka alabildiğini ve 1 kişinin ikinci plakayı kesinlikle alamadığını, sürekli haberlerde gündeme gelen bir kişinin çok sayıda taksisi olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
 
Kurumsallaşma bu işin çözümü gibi görünüyor
 
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Demir, İBB'nin yeni yönetiminin taksicilere eğitim vermediği iddiasını kabul etmeyerek, şöyle konuştu:
 
"Ulaşım Akademisi kurma çalışmamız var. Akademi kurulduğunda eğitim yaygınlaşacak ama asıl sorun kurumsallaşmada. Yani taksiler, bireysel olarak işletildikleri için, kurumsallaşmadıkları için belli kuralları yok. İstanbul'da 17 bin 395 taksi varsa 17 bin 395 ayrı kural var. Herkesin kendi kuralı var. Mevcut sistemi kurumsallaştırmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesinin mülkiyetinde olan, başka bir deyişle 16 milyon İstanbullunun mülkiyetinde olan taksilerle piyasaya çıkmayı planlıyoruz ve kuralları İBB kuracak. Her şoför kendi istediği kuralı uygulayamayacak."
 
Taksicilere düzenli olarak eğitimler verilmesine dikkat çeken Prof. Dr. Çelik, yeni İBB yönetimin eğitimlere başlaması gerektiğini dile getirdi.
 
Yeni yönetimin 2 yıldır görevde olduğunu kaydeden Çelik, "Sonuçta bu kadroları derlemek elimizde var. Eğitim verecek kişiler aynı kişiler. Önemli olan bunu organize edip bir araya getirmek." dedi.
 
Taksi çalıştırma yetkileri esnaf odasına verilmeli
 
Özellikle taksi çalıştırma ve çalışma düzeninin sağlanması konusundaki yetkilerin esnaf odasına verilmesini isteyen İTEO Başkanı Aksu, bunun şikayetleri azaltacağını kaydetti.
 
Aksu, taksicilerin masrafların fazla, taksimetre ücretinin az olduğunu, korsan taksicilik sorununu anımsatarak, ÖTV muafiyetinin istendiğini, bagaj sorunu yaşandığını dile getirdi.
 
Salgın sürecinde taksicilerin mağdur olduğunu, yakıtı pahalı kullandıklarını, gelirlerin azalarak giderlerin artığını, taksimetre ücretlerinin enflasyonun altında kaldığını aktaran Aksu, bu yüzden en kısa zamanda İBB'den taksimetre ücretlerine bir iyileştirme yapılmasını talep ettiklerini sözlerine ekledi.
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı

'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Kara Yolları Trafik Yönetmeliği'nde değişiklik yapıldığı iddialarını yalanlayarak, uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyet alamayacağı ve ehliyetini yenileyemeyeceği iddiasının manipülasyon içerdiğini bildirdi.
25.04.2024 13:48:00
İhlas Haber Ajansı
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, sürücü adayları ve sürücülerde aranacak sağlık şartları ile muayenelerine dair usul ve esasların Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik kapsamında belirlendiğ hatırlatılarak, 'Yürürlükte olan yönetmeliğin 7. maddesi kapsamında ağır derecede veya orta derecede uyku apnesi olanlar ile birlikte gündüz uyuklama hali tespit edilen kişilerin tedavi görmeden sürücü belgesi alamayacakları, ancak uyku apnesinin kontrol altına alındığı veya tedavi edildiği doktor heyeti tarafından tespit edilen kişilere sürücü belgesi verilebileceği açıkça belirtilmiştir. Yönetmelikte güncel bir değişiklik söz konusu değildir' denildi.


Açıklamada, kamuoyunu manipüle etmeye yönelik paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuldu.

Çorlu tren kazası davasında karar çıktı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davada 9 sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezası verildi
25.04.2024 12:03:00 / Güncelleme: 25.04.2024 12:38:25
AA
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılanan 13 sanıktan 9'una, 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verildi.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda görülen davanın 20. duruşması yapıldı.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar dönemin Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, dönemin Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, dönemin Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, dönemin Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, dönemin Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya, kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşma, mahkemeye sunulan belgelerin okunmasıyla başladı.

Daha sonra karar öncesi sanıklara son sözleri soruldu.

Sanıklardan Karasu ek iddianame ve mütalaa da görevini yapanın cezalandırılmak istendiğini ileri sürerek "Halkalı'dan Kapıkule'ye kadar olan hatla ilgili uyarıları ve denetimi yazışmalar ile bildirmiştim. Görevimi yerine getirdim. Beraatımı talep ediyorum." dedi.

Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını talep etti.

Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından açıkladığı kararda "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan Karasu'ya 17 yıl 6 ay, Kurt'a 16 yıl 3 ay, Aslan'a 15 yıl, Polat'a 13 yıl 9 ay, Önder'e 10 yıl,  Meriçli, Parlak ve Başkaya'ya 9 yıl 2'şer ay, Aras'a ise 8 yıl 4 ay hapis verdi.

Heyet, sanıklardan Kaytan, Ortancıl, Yıldırım ve Çubuk'un ise beraat etmesine hükmetti.

Mahkeme ayrıca sanıklardan Aslan, Karasu, Kurt ve Polat'ın hükümle birlikte tutuklanmasına karar verdi.

Tekirdağ'daki tren kazası

Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.
Davanın iddianamesinde "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
 
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporları ve değerlendirme neticesinde 9 Eylül 2022'de soruşturmanın genişletilmesine karar verilmiş, bu kapsamda aynı suçtan Nihat Aslan, Levent Meriçli, Mümin Karasu, Levent Kaytan, Nizamettin Aras, Burhan Ortancıl, Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
 
Dava kapsamında söz konusu dönem TCDD 1. Bölge Müdürlüğü'nde Bakım Servis Müdürü olan Mümin Karasu 10 Ekim 2022'de tutuklanmış, tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Kasım 2022'de hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmişti.
 
Davanın 17'nci duruşmasında Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki son görüşünde, tutuksuz 13 sanığın tamamının "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmasını, Karasu, Kurt ve Polat'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suç için öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olmasından tutuklanmalarını istemişti.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı
25.04.2024 10:48:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.



Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.


Grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon'da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.
25.04.2024 09:12:00
İhlas Haber Ajansı
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, 'Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte' dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, 'Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza'nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs'ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye'den Çin'e giden de var, Çin'den Türkiye'ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor' diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.