Vatan toprağının tapu tapu satılmasını duydukça, "ithal toprak" da nereden çıktı, diyeceksiniz şimdi.
Evet, bir yandan bir karışı için binlerce şehit verdiğimiz cennet vatanımızın üretim kaynakları, tarım topraklarımız, bizleri savaş meydanlarında yenemeyenler tarafından satın alınırken; bugün tarımın temeli olan toprağı bile ithal edecek duruma düştük. Şöyle ki, şu anda Ege bölgesindeki tüm seralarda çiçek ve turfanda sebze üretenler 'torf' denen ithal toprağı komyonlarla kullanmaktadır.
Bu üreticiler, tohumları çimlendirirken bu özel toprağı kullanmak zorunda kalmaktadırlar. Tarım Bakanlığı, Bolu Gerede ile Van -Başkale civarındaki torf kaynağı olan yerleri değerlendirip, Türk çiftçisinin kullamına tahsis edecekken, üstüne üstlük Van'daki torf toprağı kaynağının işletmesini yabancı bir firmaya kiralayarak Türk ziraatçısını, kendi ülkesinde kendi toprağını yabancı bir ülke firmasından satın almak zorunda bırakmaktadır.
Bugün Litvanya, Estonya gibi Baltık ülkelerinin humuslu toprağı olan torfu, Almanya'dan 20 kiloluk plastik torbalarla Flora Gard markasıyla Türkiye'ye pazarlanmakta. İsrail de ülkemizde çıkan torfuyu Dr. Green ismiyle, Türk çiftçisine satılmaktadır. Tarım ülkesi olan Türkiye düne kadar kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken yıllardır tarımı ihmal etmekten ve yanlış tarım politikaları uygulamaktan bugün tarımın temeli olan toprağı bile ithal edecek duruma düşmüştür.
Düşünebiliyor musunuz; bir yandan ecnebilere hektar hektar toprak satışı, bir yandan da ithal hibrit tohum, kimyasal büyütücü, tarım ilacı ve gübreden sonra şimdi de ithal toprak... Hem de kendi ülkemiz toprağının İsrailli şirket tarafından bu ülkede çıkarttırılıp Dr. Green ismiyle Türk çiftçisine satışı. Kuşatılmışlığın, sömürünün böylesi ne görüldü ne de duyuldu.
Türk tarımı üzerinde oynanan bu oyunun hedefi, ülkenin ve devletin temeli olan toprağı ve onun sahibi olan çiftçiyi yok etmek, yerine kendi ülkelerinin ürünlerini yerleştirmek, çiftçimizi ve sanayicimizi kendi tarımlarına muhtaç hale getirmek ve ülkede neyin ekileceği, neyin ekilmeyeceğine kendi çıkarlarına göre yön vermektir.
Ve; ülkede tarım üzerinde oynanan bu kumarda malesef Türk köylüsü bitrilmiş, eli böğründe çaresiz kalmış sefilleri oynamaktadır. Bugün tezelden yapılması gerken, yabancı ülkelerin ürettiği hibrit tohum ihracından ve yabancılara yapılan toprak şatışından önce, bu satışı gerçekleştiren siyasilere dur demek ve ilkin onları toprağa; -pardon- sandığa gömmektir.
Türk köylüsü ve çiftçisi kendinden, kendi kanından olanı önümüzdeki seçimde iktidar etmedikçe can çekişmeye ve en nihayetinde toprağı üzerinde parya ve maraba olmaya yüz tutacaktır.
Adem BİRİNCİ
Evet, bir yandan bir karışı için binlerce şehit verdiğimiz cennet vatanımızın üretim kaynakları, tarım topraklarımız, bizleri savaş meydanlarında yenemeyenler tarafından satın alınırken; bugün tarımın temeli olan toprağı bile ithal edecek duruma düştük. Şöyle ki, şu anda Ege bölgesindeki tüm seralarda çiçek ve turfanda sebze üretenler 'torf' denen ithal toprağı komyonlarla kullanmaktadır.
Bu üreticiler, tohumları çimlendirirken bu özel toprağı kullanmak zorunda kalmaktadırlar. Tarım Bakanlığı, Bolu Gerede ile Van -Başkale civarındaki torf kaynağı olan yerleri değerlendirip, Türk çiftçisinin kullamına tahsis edecekken, üstüne üstlük Van'daki torf toprağı kaynağının işletmesini yabancı bir firmaya kiralayarak Türk ziraatçısını, kendi ülkesinde kendi toprağını yabancı bir ülke firmasından satın almak zorunda bırakmaktadır.
Bugün Litvanya, Estonya gibi Baltık ülkelerinin humuslu toprağı olan torfu, Almanya'dan 20 kiloluk plastik torbalarla Flora Gard markasıyla Türkiye'ye pazarlanmakta. İsrail de ülkemizde çıkan torfuyu Dr. Green ismiyle, Türk çiftçisine satılmaktadır. Tarım ülkesi olan Türkiye düne kadar kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken yıllardır tarımı ihmal etmekten ve yanlış tarım politikaları uygulamaktan bugün tarımın temeli olan toprağı bile ithal edecek duruma düşmüştür.
Düşünebiliyor musunuz; bir yandan ecnebilere hektar hektar toprak satışı, bir yandan da ithal hibrit tohum, kimyasal büyütücü, tarım ilacı ve gübreden sonra şimdi de ithal toprak... Hem de kendi ülkemiz toprağının İsrailli şirket tarafından bu ülkede çıkarttırılıp Dr. Green ismiyle Türk çiftçisine satışı. Kuşatılmışlığın, sömürünün böylesi ne görüldü ne de duyuldu.
Türk tarımı üzerinde oynanan bu oyunun hedefi, ülkenin ve devletin temeli olan toprağı ve onun sahibi olan çiftçiyi yok etmek, yerine kendi ülkelerinin ürünlerini yerleştirmek, çiftçimizi ve sanayicimizi kendi tarımlarına muhtaç hale getirmek ve ülkede neyin ekileceği, neyin ekilmeyeceğine kendi çıkarlarına göre yön vermektir.
Ve; ülkede tarım üzerinde oynanan bu kumarda malesef Türk köylüsü bitrilmiş, eli böğründe çaresiz kalmış sefilleri oynamaktadır. Bugün tezelden yapılması gerken, yabancı ülkelerin ürettiği hibrit tohum ihracından ve yabancılara yapılan toprak şatışından önce, bu satışı gerçekleştiren siyasilere dur demek ve ilkin onları toprağa; -pardon- sandığa gömmektir.
Türk köylüsü ve çiftçisi kendinden, kendi kanından olanı önümüzdeki seçimde iktidar etmedikçe can çekişmeye ve en nihayetinde toprağı üzerinde parya ve maraba olmaya yüz tutacaktır.
Adem BİRİNCİ
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012