İtibarlı Türkiye'den itibarsız Türkiye'ye!

Ermeni soykırımı inkâr edenlere 1 yıl hapis ve 45 bin Euro para cezası öngören yasa, 18 Mayıs'ta Fransız meclisinde olacak. Ermeni soykırım iddialarını ilk kabul eden Fransa olmuştu. Hak ettiği cevabı Türkiye'den almayınca iyice cesaretlenen Fransızlar şimdi de soykırım inkârına hapis ve para cezası vermeye hazırlanıyor. Soykırımı kabul eden Fransa'ya cılız tepki veren Türkiye hükümetinden yine cılız ve etkisiz bir tepki geldi. Dışişleri sözcüsü Namık Tan, "tasarının yasalaşmamasını diliyoruz" dedi. Oysa Dışişlerinin böyle gelişmeler karşısında dilekte bulunmaktan çok daha etkili adımlar atması beklenirdi. AKP hükümeti bu tür gelişmelere ne zamana kadar seyirci kalacak acaba?Türkiye özellikle AKP hükümetiyle beraber AB sürecinde tam anlamıyla teslimiyet göstermiş ve Kıbrıs'tan Heybeliada ruhban okuluna kadar istenen her tavizi geciktirmeksizin yerine getirmişti. Ekonomik olarak gümrük birliği süreciyle Türkiye'nin Avrupa ülkelerine açık pazar olması AKP hükümeti döneminde devam etmiş ve tahminlere göre Türkiye'nin zararı 100 milyar doları çoktan geçmiş durumda. Bütün bu kazanımlarına rağmen AB Türkiye'den hala razı olmuş değil. 1982'den 2003 yılına kadar geçen 21 yılda dünya çapında toplam 7 parlamentoda soykırım iddialarının desteklenmesine ilişkin karar alınmış. 2003'den 2005'e kadar geçen iki yılda ise soykırım iddialarını destekleyen yönde karar alan parlamento sayısı 9 olmuş. 21 yılda 7 olurken, AKP'li 2 yılda 9 parlamento soykırım iddialarını desteklemiş. İşte size hükümetin bir başarı(!) hikâyesi daha. Bu aslında iç politikada ve ekonomide iflas eden AKP hükümetinin dış politikada çoktan iflas etmiş olduğunun en bariz göstergesidir.Türkiye itibarını, etkinliğini, nüfuzunu ve gücünü AKP ile birlikte sıfıra indirmiş ve kolay taviz alınabilecek ülkeler sıralaması yapmaya kalksanız ilk adı geçecek ülke olmuştur. Sevgili okur, şimdi sizi 72 yıl geriye yani 1934'lü yılların Atatürk Türkiye'sine götüreyim ve gerçek bir liderle beraber Türkiye'nin o yıllardaki itibarının ne kadar yüksek olduğunu görün.Eski Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin'in anılarını yer aldığı "Dışişlerinde 34 Yıl" (Türk Tarih Kurumu Yayını-l987) adlı kitabında çok önemli bilgiler var. Türkiye'de Atatürk, Almanya'da Hitler dönemi yaşanırken Feridun Cemal Erkin 1934 yılında Berlin'de diplomat olarak görev yapıyormuş.Bundan sonrasını Erkin'den dinleyelim; "O sıralarda Werfel isimli bir Çek yazarın "Musa Dağında 40 Gün" başlığı altında Ermeni olaylarını hikâye eden bir eser yayınladığı duyuldu. Bakanlıktan aldığım bir telgrafta bu kitabın (Almanya'da) satışının yasaklanması ve toplatılmasının sağlanması isteniyordu. Dışişleri'nde Genel Müdür Dieckhof'a giderek bu yolda girişimde bulundum. Dışişleri'nin isteğimiz doğrultusunda harekete geçme vaadiyle birlikte, bu işlerden doğrudan doğruya yetkili Propaganda Bakanı Göbels nezdinde müracaatımın uygun olacağı önerisini aldım. Randevu ile Propaganda Bakanı'na gittim. Bu zat olağanüstü zekâ sahibi, söz üstadı bir politikacı idi.Beni dinledi ve derhal gereğini yapacağını vaat etti. Üç gün sonra söz konusu kitabın bütün Almanya'da toplattırıldığı büyükelçiliğe bildirildi. Tekrar giderek Bakan'a teşekkür ettim. Bakan şu cevabı verdi:"Türkiye ile dostluğumuza en ufak bir gölge düşmemesine o kadar özenliyiz ki, bu hususta her şeyi yapmaya hazırız."Türk devletine ve Türk milletine yakışan itibar işte budur. Maalesef mevcut hükümetin Türkiye'ye bu itibarı kazandırabilmesi neredeyse imkânsızdır.