Son yıllarda iktidar çevrelerinde, iktidarı destekleyen, iktidarca bol keseden desteklenen basın-yayın muhitlerinde şöyle bir gelenek oluştu; eğer eleştirecekseniz asla bizim kapının önünden geçmeyin.
Dediklerimize ve yediklerimize, aldıklarımıza ve verdiklerimize, aldıklarımıza ve sattıklarımıza, açtıklarımıza ve kapattıklarımıza bir eleştiri, bir itiraz geliştirecekseniz kesinlikle çay içtiğimiz masamıza dahi yaklaşmayın.
Her vesile ile ve her fırsatta, el atından sempatizanlarına, kayıtsız-şartsız alkışçılarına şöyle haberler uçuruyorlar; bizim bir söylediklerimiz var bir de kastettiklerimiz var, bizim bir yaptıklarımız var bir de bu eylemlerden amaçladıklarımız var, duyanlar ve görenler mutlaka arka planda bazı hikmetler arasınlar.
Dört bir yana haber uçurmaya, sosyal medyada esip-savurmaya devam ediyorlar; bazı açıklamalarımız sizlere ters gelse de, bazı adımlarımız ve bazı imzalarımız sizlerin uykularını kaçıracak tarzda olsa da, bekleyin çok büyük hikmetleri yakında ortaya çıkacaktır.
Bin bir çeşit propaganda ile kitlelere yaydıkları 'hikmet' beklentilerinin tam aksine sonuçlar tezahür edince, hayal kırıklıkları yoğunlaşıp diyar diyar dolaşmaya başlayınca, toplumda sosyal ve ekonomik sıkıntılar baş gösterince, bu sefer de raflarda hazır bekleyen bahaneleri tedavüle sokuyorlar; "dış güçler, dış mihraklar…"
Yaklaşık yirmi yıldan bu yana beklenen ve kitlelerin umut bağladıkları 'hikmetler' zinciri bir türlü yola çıkıp gelmedi ama millet fertlerinden, sosyal hayattan, iktisadi ve ekonomik hayattan kopup gidenlerin haddi-hesabı yok.
"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovma" mekanizmasını titizlikle uyguladıkları için, "alkışçılar gurubundan" kolay kolay doğru söyleyenler çıkmıyor, dışarıdan dostça uyaranlara da zaten kulak asmıyorlar, dolayısıyla yanlışlar katlanarak, katmerleşerek bir sonraki güne, bir sonraki haftaya, bir sonraki aya ve yıla devredip duruyor.
Dürüstçe eleştirilere kapılar kapalı, dostça uyarılara gönüller kapalı, sosyoloji ve iktisat ilminin evrensel kurallarına göre gösterilen formüllere ve çıkış yollarına gözler kapalı.
İktidar gücünü elinde tutanların, yazılı, görsel ve sosyal medya gücünü de fütursuzca kullananların geliştirdiği formül şu; bütün söylediklerimizi, bütün yapıp-ettiklerimizi, doğru yanlış demeden, yararlı-zararlı demeden, isabetli-isabetsiz demeden kayıtsız ve şartsız alkışlayacaksanız buyurun, hatta iktidar nimetlerinden hissedar da olabilirsiniz.
Aksi durumlarda, muhalif vaziyetinde selamınızı dahi almayız.
Tarafsız gözlemciler için durum vaziyet böyle böyle.
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024