Gırtlağına kadar zillete batmış olduğu halde hala izzetten söz ediyorsa, o kişinin zihin dünyasında bu iki kelimenin hangi manalara geldiğini sorgulayarak işe başlamak lazım.
Zillet çukurunun tam dibinde dolaştığı halde, yüce dağlarda, yüksek yüksek tepelerde dolaştığını zannediyorsa o zaman da bu zihniyetin çukurdan ve yücelerden ne anladığını iyice anlamak gerekir.
Gerçek hayatta, hayatın gerçekleri karşısında itibarı yerlerde sürünüyor ama kendisi hayal dünyasında havalarda uçuyorsa işinin ehli bir doktoru acilen ziyaret etmesinde fayda var demektir.
Öyle bir ekonomik sisteme yakalar kaptırılmış, zihinler teslim edilmiş ki, dört bir tarafından takılan hortumlarla alın terinin ve emeğin küresel tefecilere aktarıldığının farkında bile değil.
Sofralardan zeytinin, lokmanın, çocukların okul harçlığının ve simit parasının çalındığı, paketlendiği ve küresel tefecilere gönderildiği bu kapitalist sistemin ne yazık ki en sadık bekçisi de sömürülen bu kitlelerdir.
Anadolu'nun uçsuz-bucaksız yaylarında, ovalarında, şarıl şarıl akan ırmakların kenarlarında dönüm dönüm arazi sahibi olduğu halde kredi ile aldığı traktörünü mazot pahalılığında ötürü çalıştıramadığının sebeplerini düşünemeyecek kadar zillet bekçiliğine razı olmuş kitleler...
İçinde debelendiği zilletin farkında değil bir kere.
Birileri tarafından mecbur ve mahkûm edildiği bu sömürü sisteminin dışında sistemlerin de olabileceğini akledemiyor, aklına sokmaya çalışanları da peşinen reddediyor.
Onlarca yıldan beri Prof. Dr. Haydar Baş'ın adeta feryad ederek anlatıp duyuramadığı gerçek bu; "Ey insanlar, aziz milletim, değerli hemşehrilerim! Sizi iliklerinize kadar sömüren bu kapitalist sistemin dışında bir sistem daha var.
İnsanı en güzel surette, izzet ve şeref sahibi olarak yaratan Yüce Yaratıcı, elbette onun zillete düşmemesi için de kanunlar vaaz etmiş kurallar koymuştur, bu kurallara dikkat edin, bu buyruklara kulak verin ve rahat edin.
Bu modelin adına ben Milli Ekonomi Modeli dedim, zararı yok siz de başka bir şey deyin ama kulağınızı ve gözünüzü ilahi ölçülerden ve buyruklardan ayırmayın ki tefecilere yem olmayasınız."
Bu uyarıları, bu kurtarıcı sesi ve soluğu dünya duydu ama Türk insanı duymadı.
Din adına, bilim adına kapitalist sistemin, yani zilletin, yani sömürünün, yani küresel tefecilerin bekçiliğini yapanlar, ısrarla gerçekleri milletten sakladıkları gibi böylesine kurtarıcı sesleri ve modelleri de saklıyorlar.
Onun için diyoruz ki; zillete bekçi ise bir kişi/izzet ile olmaz onun işi.
Zillet çukurunun tam dibinde dolaştığı halde, yüce dağlarda, yüksek yüksek tepelerde dolaştığını zannediyorsa o zaman da bu zihniyetin çukurdan ve yücelerden ne anladığını iyice anlamak gerekir.
Gerçek hayatta, hayatın gerçekleri karşısında itibarı yerlerde sürünüyor ama kendisi hayal dünyasında havalarda uçuyorsa işinin ehli bir doktoru acilen ziyaret etmesinde fayda var demektir.
Öyle bir ekonomik sisteme yakalar kaptırılmış, zihinler teslim edilmiş ki, dört bir tarafından takılan hortumlarla alın terinin ve emeğin küresel tefecilere aktarıldığının farkında bile değil.
Sofralardan zeytinin, lokmanın, çocukların okul harçlığının ve simit parasının çalındığı, paketlendiği ve küresel tefecilere gönderildiği bu kapitalist sistemin ne yazık ki en sadık bekçisi de sömürülen bu kitlelerdir.
Anadolu'nun uçsuz-bucaksız yaylarında, ovalarında, şarıl şarıl akan ırmakların kenarlarında dönüm dönüm arazi sahibi olduğu halde kredi ile aldığı traktörünü mazot pahalılığında ötürü çalıştıramadığının sebeplerini düşünemeyecek kadar zillet bekçiliğine razı olmuş kitleler...
İçinde debelendiği zilletin farkında değil bir kere.
Birileri tarafından mecbur ve mahkûm edildiği bu sömürü sisteminin dışında sistemlerin de olabileceğini akledemiyor, aklına sokmaya çalışanları da peşinen reddediyor.
Onlarca yıldan beri Prof. Dr. Haydar Baş'ın adeta feryad ederek anlatıp duyuramadığı gerçek bu; "Ey insanlar, aziz milletim, değerli hemşehrilerim! Sizi iliklerinize kadar sömüren bu kapitalist sistemin dışında bir sistem daha var.
İnsanı en güzel surette, izzet ve şeref sahibi olarak yaratan Yüce Yaratıcı, elbette onun zillete düşmemesi için de kanunlar vaaz etmiş kurallar koymuştur, bu kurallara dikkat edin, bu buyruklara kulak verin ve rahat edin.
Bu modelin adına ben Milli Ekonomi Modeli dedim, zararı yok siz de başka bir şey deyin ama kulağınızı ve gözünüzü ilahi ölçülerden ve buyruklardan ayırmayın ki tefecilere yem olmayasınız."
Bu uyarıları, bu kurtarıcı sesi ve soluğu dünya duydu ama Türk insanı duymadı.
Din adına, bilim adına kapitalist sistemin, yani zilletin, yani sömürünün, yani küresel tefecilerin bekçiliğini yapanlar, ısrarla gerçekleri milletten sakladıkları gibi böylesine kurtarıcı sesleri ve modelleri de saklıyorlar.
Onun için diyoruz ki; zillete bekçi ise bir kişi/izzet ile olmaz onun işi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025