Bu mübarek günün ehemmiyetine önem veren inanan kardeşlerimi en içten duygularımla selamlıyorum. Bu münasebetle bugünün öğrenilmesini ve hatırlatılmasını sağlayan çok kıymetli dostumuz, merhum Prof. Dr. Haydar Baş Beyi anmak istiyorum, çünkü o çevresinde onunla beraber olan insanlara Gadir-i Hum'u öğretti. Gadir-i Hum bayramı ile alakalı anma programları tertip etti. Şimdi de bütün mutluluğumla O'nun aile efradının ve çevresinde bulunanların O'nun yolundan giderek, O'nun metodunu uygulayarak, aynı programları yaptıklarını görüyorum.
Gadir olayı yalnız bir mezhebe veya bir gruba ait özel bir olay değildir. Bu olay İslam dininin büyük bir olayıdır. Bu olay İlahi bir olaydır. Kurani bir olaydır. Muhakkak ki Nebevi bir olaydır.
Peygamber Efendimiz (s.a.a.) hadis-i şeriflerinde ittifakla mütevatir olarak birçok kişinin rivayet etmesi ile Gadir olayı mevcuttur. Bütün Müslümanların üzerinde ittifak ettikleri bir olaydır.
Peygamber Efendimiz (s.a.a.) Veda Haccını bitirdikten sonra dönüş yolunda Müslümanları Gadir-i Hum diye isimlendirilen yerde topladı. Büyük bir tören kutlama yapıldı. Müslümanların bu toplanmasında büyük bir duyuru yapıldı.
Peygamber Efendimiz (s.a.a.); "Ben Müslümanlara kendi nefislerinden daha evla değimliyim?" diye sordu. Bütün Müslümanlar; "evet" dediler. O da "Ben kimin Mevlası isem Ali de O'nun Mevlasıdır" buyurdu.
Bu olay bir mezheple alakalı değildir. İslam dini ile alakalı büyük bir olaydır.
En iyi hakikatini Peygamber Efendimiz (s.a.a.) bildiği Allah-ü Teâlâ tarafından lütfedilip ortaya konulan büyük bir hedeftir. Allah-ü Teâlâ burada açık ve kuvvetli bir şekilde şöyle beyan buyurmuştur.
Bu ayet Müslümanlar arasında müfessirler arasında muhaddisler arasında Gadir olayında indiği meşhur olan ayet-i kerimedir: "Ey Peygamber Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O'nun verdiği Peygamberlik tebliğ görevini yerine getirmemiş olursun. Şüphesiz Allah kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir."
"Ey Resul Rabbinden sana indirileni tebliğ et" Allah Sübhanehü ve Teala Hazretlerinden Peygamberine bir emirdir. Bu ayet-i kerimede O'na indirilen emri Müslümanların geneline hepsine tebliğ etme mükellefiyeti vardır.
Sonra Allah-ü Teâlâ'dan bir güvencedir. Allah-ü Teâlâ'nın muhafazasıdır. Allah-ü Teâlâ'dan bir ismettir, Peygamber (s.a.a.) için. Muhakkak ki Allah O'nu insanların sözlerinden korur, ihtilaflarından korur, O'nu, Peygamberini (s.a.a.) insanların kötülüklerinden korur. Bu garanti güvence Allah-ü Teâlâ'dandır.
"Muhakkak ki Allah-ü Teâlâ seni insanlardan korur. Eğer bunu yapmazsan, O'nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Eğer bu emri yerine getirmezsen bu görevi yapmazsan, peygamberlik tebliğ görevini yerine getirmemiş olursun. Hiç bir şey yapmamış olursun."
Bu ayet-i kerime Gadir günündeki Peygamber (s.a.a.) görevinin büyüklüğüne işaret etmektedir. Bu emir neticenin önemini göstermektedir. Büyük tehlikeyi göstermektedir.
O Peygamber (s.a.a.) bu emri tebliğ etmese hiçbir şeyi tebliğ etmemiş olurdu. Peygamber (s.a.a.) bu büyük olayı emri ilan etti, şöyle tebliğ etti; "Ey insanlar ben sizin nefislerinizden daha evla değil miyim?" Herkes "evet" dedi. "Ben kimin mevlası isem Ali de O'nun mevlasıdır. Ey İnsanlar, ey Müslümanlar ben sizin işlerinizde karar veren emiriniz değil miyim? Ben sizin işlerinizden sorumlu olan mesulünüz değil miyim? Sizin işlerinizde sizden daha çok yetkiye ve emirliğe layık olan değil miyim?"
Peygamber (s.a.a.) burada şu ayet-i kerimeye işaret etmektedir ki; "Peygamber inanalar üzerinde kendi canlarında daha fazla sözü dinlenmeye tercih edilmeye daha yakın ve tasarruf hakkına daha layık olanıdır."
Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurdular; "Müslümanlara kendi canlarından daha layık değil miyim? Müslümanlar da; "Evet" dediler.
"Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır." Benim vekilim olarak Ali benim karşılığımdır. Benim Mevlalığımda, benim makamımda olacak kişidir Ali.
Sonra bu büyük kutlamayı yaptılar. Sonra da Maide suresi 3. ayet-i kerime nazil oldu. Meşhur bir şekilde Gadir-i Hum günü nazil olduğunda ittifak vardır. Müfessirlerin birçoğu bu rivayetleri yazmışlardır.
"Bugün dininizi ikmal ettim, size verdiğim nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam'ı seçtim."
Bu büyük günde Allah-ü Teâlâ dinini tamama erdirmiştir. Nimeti tamamlamıştır. En büyük nimet İslam nimeti ise işte en büyük nimet İslam bugünde tamam ermiştir. "Size verdiğim nimeti tamamladım. Sizin için din olarak İslam'ı seçtim. Bugün İslam'ı din olarak size beğendim. Razı oldum."
Allah-ü Teala İslam'dan bir parça ile, bir cüz ile O'na kulluk yapılmasından razı değildir. İslam'ın bazı hükümleri ile yaşayıp bazı hükümleri ile yaşanmamasından razı değildir.
Din tamama erdi. Nimeti tamamladı. "İslam'ı sizin üzerinize seçtim." Öyle ise bu büyük münasebetten dolayı bugün büyük bir gündür.
Kur'an-ı Kerim'de geçen bu ilahi konu, nebevi beyan, mütevatir olarak çok rivayet olunan bu olay tefsirlerin çoğunda da yazıldığı gibi Gadir-i Hum olayında nazil olmuştur.
Bu olay ümmetin istikamet üzere olabilmesi, hedefine ulaşabilmesi, geleceğini koruyabilmesi ve ümmetin başarılı olabilmesi için ilahi bir kanundur.
Burada en önemli olay, Peygamber Efendimizin (s.a.a.) rıhletinden sonra güçlü sahabiler fikir ayrılığına düştüklerinden dolayı İmam Ali (a.s.) yoldaşlığı konusunda onu yalnız bıraktılar onunla aynı fikirde olmadılar.
Hz. Ali'nin İhlası ile ilmi ile sıdkı ile Peygamber (s.a.a.) arkadaşlığı makamı ile Allah-ü Teala'nın yanında ve Müslümanların gönüllerindeki yeri en açık bir şekildedir.
İmam Ali (a.s.) Müslümanların birliğinde beraberliğinde, ilmi sıdkı ihlası ile ilk adrestir. Birleşme noktasıdır.
Müslümanları Hakka ulaştıran hakta birleştiren, Allah'a ve Resulüne (s.a.a.) yönelten ihlaslı, takvalı ameller işlemelerini diliyorum.
Her zaman birlikten yana olalım, çünkü ihtilaflar çekişmeler Müslümanlara fayda vermez.
Çok kıymetli merhum Prof. Dr. Haydar Baş Beye Allah-ü Teala'dan rahmet diliyorum. Aile efradının ve çevresinde onunla beraber olanların onun yolundan gitmesi için Mevla'ya niyaz ediyorum.
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023
- Fatıma Zehra Aydın: İnancımızı anlamadığımız için Atatürk’ü de anlamadık / 20.08.2023
- Rabia Sümeyye Aydın: Yolsuzluk konusunda da ‘NAS’ olduğunu biliyor muydunuz? / 13.08.2023
- JÜLİDE DOYURUM: ‘Allah dostları aynadır’ / 05.07.2023
- İlyas Güneştekin: Seçim analizi ve BTP lideri Hüseyin Baş / 03.06.2023
- R.Sümeyye Aydın: Sandıktan sonra da umut var / 26.05.2023
- ALİ HAMZA AYDIN: Bireyin mutluluğu toplumsal huzurdur / 02.04.2023