logo
30 NİSAN 2024

Japonya'ya atom, bize kültür bombası attılar

13.12.2004 00:00:00
Türkiye bir cendere içine sıkıştırılmış vaziyette, Türkiye nereye doğru gittiğini bilmez bir vaziyette önüne sürekli getirilen konuların, adeta bir ateş çemberinin içinde boğulma tablosu yaşıyor. Ateş çemberi içinde boğulmakta olan Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan çok iyi gözlemleyen insanlardan biri Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nu Sohbet Masamıza davet ettik. Kendisi ile konuşulacak çok konu var elbette. Prof. Dr. Sinanoğlu daha önceleri kendisi ile yaptığımız söyleşilerde 2000 yılından itibaren Türkiye'nin üzerine iyice çullanacaklarını söylüyordu. Şu anda da en kesif hatlarıyla işte bu, Türkiye'nin işinin bitirilmesi sürecini yaşıyoruz. Bunu matematik olarak tahmin ettiğini söyleyen Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, bunları dikkatli herkesin de çok önceden görebileceğini belirtiyor. Fakat bizim insanımızın bir özelliğine dikkat çekiyor. "Başına bir musibet gelmeden farkına varmıyor" diyen Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ile söyleşimiz şöyle sürdü:

MİLLETE YUTTURULAN YALANLAR

n Sayın Hocam, Türkiye, şu anda tamamen AB'ye kilitlenmiş durumda. Politikası, ekonomisi, siyaseti, vatandaşı ile "acaba bize 17 Aralık'ta müzakere tarihi verecekler mi?"yi hem de paranoyak derecesinde konuşuyoruz. Ne oluyoruz?

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu- Ben ABD'de olduğu gibi devamlı olarak Avrupa ülkelerinde de faaliyetlerde bulunuyorum. Bundan bir kaç sene önce inanılmaz, vatanın tasfiyesine yol açacak kanunlar sessiz-sedasız çıkarılıyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Sonra da biraz da üstü kapalı olarak "AB istedi de yaptık" diyorlar. Biz ondan iki gün sonra Avrupa'ya gidiyoruz. Bu işlerden doğru dürüst anlayan Avrupalılarla görüşüyoruz. "Gazetede okuduk. AB istiyor diye şöyle şöyle kanunlar çıkarmışsınız. Biz şaşırdık" diyorlar. Kimisi düşmansa şöyle bir gülüyor. Biraz insancıl olanları ise "vah vah, ne yaptınız?" diyor. Avrupa'nın bu işlerden haberi bile yok. Kaç senedir, yazıyoruz, çiziyoruz, hâlâ uyuyoruz. İnsaf. Bir millet böyle ömrübillah uyutulamaz ki. Bir de millete yutturdular. "AB'ye gireceğiz. Herkes orada iş bulacak. Zengin olacak" dediler.

"ON SENEYE KALMAZ DA?ILIR"

n Bize iş vermeyecek mi AB?

Sinanoğlu- Ben AB ülkelerinden daha yeni geldim. AB'nin en önemli ülkesi Almanya'nın altı ay içinde daha da fakirleştiğini gözünle görüyorsun. Almanya en düzgün ülkelerden biridir. Herşeyi muntazamdır. Ama tramvay yollarında her tarafı ot bürümüş. "Ne oldu sizin Almanya'ya?" diyoruz. "Ne yapalım. Belediyenin parası yok" diyor. İşsizlik almış yürümüş. Almanya'nın merkez bankası gibi en büyük bankaları yabancıların eline geçti. Onlara borsa numaraları çekmişler. Zayıf durumda bırakmışlar. Sonra da hisselerini ucuza toplamışlar. Siz hangi AB'den bahsediyorsunuz? Avrupa'nın en büyük adamlarından, işin başında olan adamlardan biri geçen sene Le Monde iki sayfa yazmıştı. "Hangi AB? Burası 10 seneye kalmaz dağılır" diyordu.

n Yani dağılan bir birliğe mi girmeye çalışıyoruz biz?

Sinanoğlu- Avrupa ülkelerinde tabanda, AB'den memnun olan daha bir kişiye rastlamış değilim. Hepsi AB'den şikayetçi, hepsi Euro'dan kan ağlıyor. Vaktiyle söylemiştim. "Bu Euro ile Avrupa'yı soyacaklar, çökertecekler" demiştim. Küresel kraliyet olayının ara nağmesi Avrupa. Avrupa'nın başı belada, dertte. Avrupa'da şimdi "Fransa ve Almanya'yı bombalayacaklar" diye herkesin ödü patlıyor. ABD'de muazzam bir Avrupa, özellikle Fransa ve Almanya düşmanlığı körüklenmeye başladı. Amerikan ahalisini bir düşman icad edip, ona saldırtmak çok kolaydır. Ahaliyi bir kışkırtırlar, sonra da giderler oralarda bir şeyler yaparlar. Müslüman düşmanlığı zaten vardı. İki senedir de muazzam bir Avrupa düşmanlığı pompalanıyor. Avrupalıların da 3. Dünya harbi çıkacak diye ödü patlıyor. Durum bu iken, dünya birileri tarafından büyük bir uçuruma doğru sürükletilirken ertesi hafta Türkiye'ye geliyorsun, maçmış, popmuş, o parti imiş, bu parti imiş, AB imiş gibi bir sürü hikayelerle millet meşgul ediliyor.

n Türkiye'de estirilen hava şu: Avrupa bağrını açmış bizi bekliyor. "Gözlerimiz yollarda kaldı. Nerede kaldınız?" diyorlarmış.

Sinanoğlu- Adamlar her gün beyanat veriyor. "Biz bunları kesin almayız" diyor. Ondan sonra da "Şu tarihte belki sizinle görüşüp görüşmeyeceğimizi kararlaştırırız" diyor. Aslında işin aslı o değil. Bir kere sen Amerika'lı mı, Avrupa'lı mı olmak istiyorsun? Başka bir şey olmak isteyen, üç-beş kişi hariç zaten kalmadı. ABD ile AB birbirine karşı mı yoksa aynı takım mı? Görünüşte karşı gibi diyelim. En azından rakipse, Amerika, çantasında olan şeyi rakibine verir mi?

NE ZAMAN UYANACA?IZ?

n Demek ki biz daha yönümüzü bile çizmiş değiliz.

Sinanoğlu- Ne yönü, bize dışarıdan ne derlerse 50 senedir o oluyor. Her şey talimatlı oluyor. Bir millete bunlar, düşmanlar tarafından 10 sene yapılır. Sonra millet akıllanır, toparlanır. Ama bizde 50 senedir hep böyle gidiyor. Böyle milletleri tarihten silerler. Hâlâ "Çocuğumu koleje göndereceğim. İngilizce eğitim yapıyor" diyorlar. İngilizce eğitim yapıyor da ne oluyor. Çocuk, hiç bir şey öğrenemiyor. Bir de kimliğini kaybediyor. Türk olduğunun farkında değil. Müslümanlıktan haberi yok. Dünyadan haberi yok. Ondan sonra top, pob vs ile uğraşıyor. Okumadan imzayı basıyor. Toprakların verilmesi için beş tane gizli kanuna 550 milletvekili imzayı bastı. Yarın, öbür gün, "Buralar bizim, Siz çıkın, gidin" diyecekler.

n Türkiye'de mahalle satın alan İngilizler var.

Sinanoğlu- İngiliz mi bir bak bakalım. Acaba ne? Bir da bak bakalım aslında nedir?

Bütün dünya karışmış vaziyette. Buraya geliyoruz. Hiç kimsenin hiç bir şeyden haberi yok. Millet nelerle meşgul. Millet oyalanıyor. Türkiye adım adım götürülüyor. Adamlar gün almak için kanunlar çıkarıyor. AB'nin böyle bir şey istediği yok. Başkası bir taraftan Türkiye'yi tasfiye ederken millete ayarlı basınla "AB istiyor" diyorlar. Vatan elden gidiyor. Ne zaman uyanacağız? Türkiye'yi, adını, sanını tarihten yok etmek planı adım adım uygulanıyor. Şimdi 9'a 5 var.

AMERİKALILAR ZIRCAHİL

n İnşaallah bu beş dakika hiç geçmeyecek. Biraz önce Amerikan halkının çok cahil olduğunu söylediniz. Bizde ise Amerika deyince çok bilinçli, çok kültürlü akla geliyor. Bu cahillik meselesini biraz açabilir misiniz?

Sinanoğlu- İngilizlerde bir avam, bir de asilzadeler, lordlar vardır. İkisinin de ayrı meclisi vardır. Avam kamarası, lordlar kamarası vardır. Sınıf farkı hâlâ vardır. Bu, Amerika'ya da geçti. Amerika, lordlar istemedi. Ama para asilzadeleri türedi. Bir de en fazla bir milyon kişiden oluşan çok iyi yetişmiş, her şeye kafası çalışan, Amerika'yı Amerika yapan bir üst sınıf da vardır. Bunların eğitim sistemi de farklıdır. Halk çocuklarının gittiği okuldan halk şikayetçidir. Bir eyaletin en iyi liselerinden birinde matematik dersini kaç senedir futbol koçu verirmiş. Bir de Türkiye'den 30-50 bin dolar vererek gelen öğrencilerin büyük çoğunluğu bu fasulye üniversitelere gider. Bir iki milyonluk takımın eğitimi şato gibi yerlerde özel okullarda olur. Oradan çıkanlar da Harvard ve Yale gibi üniversitelere, Osmanlı Devletinin Enderun'u gibi okullara gider. Amerika'nın iki tane Enderun'u vardır. Hükümetmiş, siyasilermiş hepsi bu iki enderundan çıkar. Sayı da az tutulur. Öbürlerinde 50 bin öğrenci vardır. Bunlarda doktora dahil altı binden fazla yoktur. 270 milyonu tamamıyla kara cahil yetiştirirler. Şartlandırırlar. Bunlar hemen inanırlar. Gaza gelirler. Dünyadan haberleri yoktur. Irak neresi, Türkiye neresi, hiç haberleri bile yoktur. Baştakilerin dediklerine teşnedirler. Diyelim, Müslümanlar, Avrupalılar, karşı geldikleri zaman hemen "asalım, keselim, nükleer bomba atalım" derler. Ayak takımından gelen askerleri görüyorsunuz, neler yapıyorlar. Bunları mezheplerle bağlamışlar. Armageddon savaşı meselesi var ya, işte 2000'lerin başlarında Ortadoğu'da büyük bir savaş olacak, her taraf yerle bir olacak, Müslümanlar yok edilecek, ondan sonra da bunların mesihleri gelecek; böyle yutturmuşlar. Bunlar da "Aman bir an evvel oraları bitirelim de mesihimiz gelsin" diyorlar. % 60 böyle abuk sabuk şeylerle uğraşıyor. Bir de "ortalık yıkılacak, dünyanın sonu gelecek. Biz ne olacağız?" demesinler diye "Bizim takımdan olanlar, her yer yerle bir olurken tanrı tarafından alınacak, Cennet'te korunacak" demişler, yutturmuşlar. % 40 da aklı başında insanlardan oluşuyor. ABD'nin temeli bozuldu, anayasası işlemez oldu, diye ağlaşan % 40 insan var. Dünya böyle. Ortalık çok feci. Türkiye ise AB gün verecek diye vakit geçiriyor. Her ülkede satılmışlar vardır.

SATILMIŞLARIN

MİKTARI ARTTI

n Türkiye'de de var mı?

Sinanoğlu- Türkiye kadar Afrika'da bile bulamazsın. Hiç bir yerde bulamazsın. Niye bu kadar çok arttı? Haitili bir arkadaş bir gün "Kültürün gitmişse her şeyin gitmiş demektir" dedi. Biz de 20 seneden beri yazdık ki "Türkçen giderse her şeyin gider." Çünkü Türkçen giderse kültürün, gönlün, geleneklerin, inançların, tasavvufun, herşeyin gider. Ondan sonra topraklarını, fabrikalarını, tarımını da götürürler, aç bırakırlar, seni keserler. Milletin gelenekleri, tasavvufu, inançlarına makas atıldıktan sonra, eğitimde de tarzan, ana okullarında Micky Mouse yetiştirirsen olacağı budur. Milleti millet yapan ortak unsurlar kalmadıkça satılmışların miktarı da arttı.

n "Biz Bizansın çocuklarıyız" diyenlerin sayısı da arttı.

Sinanoğlu- Artar. Onlar Bizansın çocuklarıdır, doğru. Ama biz değiliz. Biz, Asya'dan gelmiş, 10 binlerce yıldır dünyanın en büyük medeniyetini, en büyük devletlerini kurmuş, Batı'ya da 1700'lere kadar ilmi, tıbbı, matematiği, cebiri, bunların hepsini öğretmiş şerefli bir milletin torunlarıyız.

AFRİKA'DA BİLE BÖYLE ÜLKE YOK

n Amerika'nın Türkiye'yi AB'ye bırakmayacağını söylediniz. Arada gizli bir kavga mı var?

Sinanoğlu- 1945'ten beri burayı kim yönetiyor? Bütün malları, tarımı, bankaları ile geldiler, bizimkileri yok ettiler. Soya fasulyesini Türkiye'de yasaklatıyor. Çünkü burada kendi getirip satıyor. Buğdayı, tütünü öyle yaptılar. Bütün bunlar elinde olan bir devlet, hâlâ herşeye evet demeyen Avrupa'ya seni verir mi? Sen olsan rakibine en kıymetli varlığını verir misin? O bakımdan "AB istiyor" diye çıkartılan kanunların AB ile alakası yok. Dünyayı yok etmek isteyen küresel kraliyetçilerin -yakında Amerikanın da başına bela oluyorlar- işi bu. Onlar dedirtiyor. Buradaki gizli cemiyet üyesi gibi kuyruklar da "eyvallah" deyip imzayı basıyorlar. Hatta görmeden basıyorlar. Bu, en az 50 yıldır devam ediyor.

n Ne acı bir durum bu değil mi?

Sinanoğlu- Acı durum tabiî. Ama acıyı bilmezsen kafanı kestikleri zaman haberin olmaz. Hayrettir ki toplu halde millet intihar ediyor. Azmanistan çökse bile hemen bağımsız olup bu ülke kendini toparlar mı? Hayır! Çünkü en kötü sömürgeleşme gönüllerin, kafaların sömürgeleşmesidir. Bize bu yapıldı. Eğitimle yapıldı. İşin temeli eğitimdir. Onun için veliler okula gitsin. "Doğru-dürüst eğitim yapın" desin. "Çocuğum meslekini, kendi tarihini dosdoğru öğrensin. Kültürüne vakıf olsun" desin. Önce eğitim-kültür işini halletmek şart. Yoksa tarihten silineceğiz. 2-3 yılda bir bakan değişir. Yeni bakan işin aslını öğreninceye kadar asıllar getirir sana her şeyi imzalatır. Afrika'da bile böyle bir ülke yok. Onun için bunu iktidardan beklemeyin. İş velilere düşüyor. n

Arınç'tan Özgür Özel övgüsü
'O benim kahramanım'
Boykot dediğin böyle olur
Malezya'dan İsrail kuklası KFC'ye sille
Yabancı, Türk şirketini yaşatır mı hiç?
Uçtu uçtu, pat diye düştü, karizmayı çizdirdi!
Hükümet onları bekliyor lakin...
Hiç de aceleleri yok!
Kiraları 4'e, 5'e katladılar
Mağaza sahipleri kara kara düşünüyor
AKP 'yasak' dedi, sendikalar ve partiler kararlı
Yine 1 Mayıs yine gerilim!
Türkiye, NATO Genel Sekreterliği için Rutte'yi destekleyecek
26 Nisan'da Erdoğan'la görüşmüştü
İsrail'den UCM'nin tutuklama kararı ihtimaline hazırlık
Büyükelçiliklere talimat geçildi
'Doktora olmayan mülakat neden öğretmen için var?'
Ayrımcılığa tepki gösterdi
Özel'den Yerlikaya'ya 1 Mayıs telefonu
'Kararı gözden geçirin'
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı
22 kişi cinayetten yargılanacak
İstanbul'da müthiş yarış
Yağmur yağdı, dereceler güzelleşti
'AKP, 31 Mart'ta neden oy kaybetti' anketi
CHP'nin performansı 7. sırada
Oturma izni biten Kenyalı kadın kaçamadı
Soyunarak polise direnmeye çalıştı!
Su baskını ve yıldırım tehlikesine dikkat
Kuvvetli sağanak uyarısı
Arınç'tan Özgür Özel övgüsü
'O benim kahramanım'
Boykot dediğin böyle olur
Malezya'dan İsrail kuklası KFC'ye sille
Yabancı, Türk şirketini yaşatır mı hiç?
Uçtu uçtu, pat diye düştü, karizmayı çizdirdi!
Hükümet onları bekliyor lakin...
Hiç de aceleleri yok!
Kiraları 4'e, 5'e katladılar
Mağaza sahipleri kara kara düşünüyor
AKP 'yasak' dedi, sendikalar ve partiler kararlı
Yine 1 Mayıs yine gerilim!
Türkiye, NATO Genel Sekreterliği için Rutte'yi destekleyecek
26 Nisan'da Erdoğan'la görüşmüştü
İsrail'den UCM'nin tutuklama kararı ihtimaline hazırlık
Büyükelçiliklere talimat geçildi
'Doktora olmayan mülakat neden öğretmen için var?'
Ayrımcılığa tepki gösterdi
Özel'den Yerlikaya'ya 1 Mayıs telefonu
'Kararı gözden geçirin'
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı
22 kişi cinayetten yargılanacak
İstanbul'da müthiş yarış
Yağmur yağdı, dereceler güzelleşti
'AKP, 31 Mart'ta neden oy kaybetti' anketi
CHP'nin performansı 7. sırada
Oturma izni biten Kenyalı kadın kaçamadı
Soyunarak polise direnmeye çalıştı!
Su baskını ve yıldırım tehlikesine dikkat
Kuvvetli sağanak uyarısı

İzmir açıklarında 34 düzensiz göçmen yakalandı

İzmir'in Çeşme ilçesi açıklarında 34 düzensiz göçmen yakalanırken, göçmen kaçakçıçılığı yaptıkları iddia edilen 4 şüpheli ise gözaltına alındı.
29.04.2024 23:48:00
İhlas Haber Ajansı
İzmir açıklarında 34 düzensiz göçmen yakalandı
İzmir açıklarında 34 düzensiz göçmen yakalandı
Edinilen bilgiye göre, Sahil Güvenlik Komutanlığı İnsansız Hava Aracı tarafından Çeşme ilçesi açıklarında lastik bot içerisinde bir grup düzensiz göçmen olduğu tespit edildi.

Bölgeye gönderilen ekiplerce durdurulan lastik bottaki 34 düzensiz göçmen yakalandı. Düzensiz göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.

Öte yandan, Sahil Güvenlik Kolluk Destek Timi ve İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından yapılan takip sonucunda göçmen kaçakçılığı iddiasıyla 4 kişi de yakalanarak gözaltına alındı.

Getir'in yurtdışı macerası bitti!

 
 
Getir Türkiye'ye odaklanmak için, gelirlerinin yüzde 7'sini elde ettiği Avrupa ve ABD'den çıkacağını açıkladı. Getir'in bu pazarlardan çekilmesiyle ne kadar zarar ettiği belirsiz. Faturanın kim tarafından nasıl ödeneceği de! Mevcut haliyle Getir yabancı ortaklı bir şirket... Türkiye'den elde edilen kârın bir bölümü yurtdışına transfer edilecek maalesef!
29.04.2024 22:46:00 / Güncelleme: 29.04.2024 22:51:35
AHMET TURAN YİĞİT
Getir'in yurtdışı macerası bitti!
Getir'in yurtdışı macerası bitti!

Türkiye'nin ilk online marketi Getir, uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için en büyük potansiyeli gördüğü ana pazarı olan Türkiye'ye odaklanacak. Getir İngiltere, Almanya, Hollanda ve ABD'den çıkma kararını açıkladı. Getir'in ABD'deki iştiraki Fresh Direct ise faaliyetlerine devam edecek.

Gelirlerinin yüzde 7'sini çıkmakta olduğu pazarlardan elde ettiğini açıklayan Getir, bu kararın Türkiye'ye odaklanmasına olanak sağlayacağını belirtti. Buna paralel olarak Getir, Mubadala ve G Squared'den yeni bir finansman sağladı. Getir, bu finansmanı Türkiye'deki işlerindeki rekabetçi konumunu güçlendirmek için kullanacak. Getir İngiltere, Almanya, Hollanda ve ABD'deki tüm çalışanlarına bugüne kadarki gayretli ve özverili çalışmaları için teşekkür ettiğini belirtti.

Pandemi sonrası işler ters gitti

Batı Avrupa'nın yanı sıra New York ve Chicago pazarlarına da atılan ve pandemi sırasında hızla büyüyerek yüksek profilli yatırımcıların ilgisini çeken Getir'in iki yıl önceki değerlemesi 12 milyar dolara ulaşmıştı. Ancak pandemi sonrasında insanların normal hayata dönmesiyle şirketin yüksek kâr marjları düştü ve bu pazarlara yapılan yatırımları karşılaması zorlaştı.

İşler niye ters gitti?

Getir geçen Ağustos 2023'te küresel olarak yeniden yapılanmaya giderek faaliyet gösterdiği beş ülkede, toplam işgücünün yüzde 10.9'una denk gelen 2 bin 500 işe son vereceğini açıklamıştı.
Şirket yaptığı açıklamada verimliliği artırmak için küresel operasyonunu yeniden yapılandırma kararı aldığını belirtmişti. Getir bundan hemen önce İspanya, İtalya, Portekiz ve Fransa pazarlarından çekildiğini de açıklamıştı. 2015'te Türkiye'de kurulduktan sonra dünyaya açılan Getir, Aralık 2022'de Alman teslimat şirketi Gorillas'ı 1.2 milyar dolara satın almıştı.
Şirket Nisan 2023'te son yatırım turunda 550 milyon doların üzerinde fon topladığını ve değerlemesinin 7.5 milyar doları geçtiğini açıklamıştı. Gelirin Getir'in ABD'deki genişlemesini hızlandırmak için kullanılacağı belirtilmişti.

1 Mayıs için Taksim çağrısı yapan sendika ve partiler hangileri?

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs kutlaması için uygun olmadığını açıkladı. Ancak birçok sendika ve parti, 1 Mayıs için Taksim çağrısı yaptı.
29.04.2024 15:10:00 / Güncelleme: 29.04.2024 15:31:54
Yaşar Cebesoy
1 Mayıs için Taksim çağrısı yapan sendika ve partiler hangileri?
1 Mayıs için Taksim çağrısı yapan sendika ve partiler hangileri?
Her yıl 1 Mayıs yaklaşırken başlayan Taksim Meydanı gerilimi bu yıl da yaşanıyor. 1 Mayıs 1977'de yaşanan kanlı 1 Mayıs'ın ardından işçiler için sembol haline gelen Taksim Meydanı, 2004 yılına kadar İstanbul'daki kutlamaların adresi oldu.

AK Parti iktidarı ise 2004'te Taksim Meydanı'nı 1 Mayıs kutlamalarına kapattı. 2010 yılına kadar ise her yıl 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkmak isteyen gruplar polisin sert müdahalesi ile karşılaştı .

2010 yılında Taksim Meydanı 1 Mayıs kutlamalarına yeniden açılırken, 2013 yılında yeniden yasaklandı.

O yıl 1 Mayıs kutlamaları için Taksim'e çıkmak isteyenlere yapılan sert müdahale, hemen arkasından patlak verecek olan Gezi eylemlerinin de ateşleyicisi oldu.

O günden sonra AK Parti, 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kutlanmasını bir daha serbest bırakmadı ve alan çıkmak isteyen kitleler her yıl gözaltına alındı.

Bu yıl da Taksim gerginlik  sebebi

Bu yıl da 1 Mayıs yaklaşırken başta DİSK ve KESK olmak üzere çeşitli sendikalar ve siyasi partiler Taksim Meydanı için çağrıda bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi de (CHP) 1 Mayıs için Taksim çağrısı yaptı.

Ancak önce İstanbul Valisi Davut Gül, ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs gösterilerine yasaklandığını açıkladı.

Ancak 1 Mayıs'a iki gün kala sendikaların ve partilerin Taksim ısrarı sürerken, iktidar ise alternatif bir kutlama alanı göstermedi.

İktidara yakın HAK İŞ Konfederasyonu 1 Mayıs'a Kocaeli'nde, Memur Sen ise İzmir'de kutlama kararı aldı.

Taksim'e çağrı yapanlar

Öte yandan 1 Mayıs için pek çok sendika, meslek örgütü ve siyasi parti de 1 Mayıs için Taksim çağrısı yaptı.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) basın açıklamasında sendikaların 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını açıklayarak üyelerine Taksim çağrısı yaptı.
Öte yandan CHP, DEM,  TKP, HKP ve EHP gibi partiler de 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını duyurdu.

Sosyalistlerden ortak çağrı

Emek Partisi, Halkevleri, SOL Parti, Türkiye İşçi Partisi ve Türkiye Komünist Hareketi'nin İstanbul örgütleri, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürümek üzere Saraçhane'de saat 10.00'da buluşma çağrısı yaptı.

Ortak açıklamada "Türkiye işçi sınıfının mücadelesiyle tarihsel ve kentsel bir anlam kazanmış olan Taksim'i emekçilere kapatarak işçi sınıfının ortak mücadele hafızasını kesintiye uğratmak istiyorlar. AYM kararını tanımayarak kendi yarattıkları hukuku dahi ayaklar altına alıyor, gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal etmeye devam ediyorlar. Yasaklarla, baskılarla engellemeye çalıştıkları, işçi ve emekçilerin insanca bir yaşam ve çalışma talebi, eşit ve özgür bir yaşam mücadelesidir" denildi.

AYM kararı var

Anayasa Mahkemesi 2023 yılında, Taksim'de kutlama yapılmasının engellenmesinin "Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının engellenmesi" olduğuna hükmetmişti.

2009'da resmi tatil ilan edildi

Türkiye Cumhuriyeti'nin Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkileri çerçevesinde, Ankara'da, 1 Mayıs 1922'de işçi bayramı kutlandı.

Cumhuriyet tarihindeki ilk resmi kutlama ise 1 Mayıs 1923'te yapıldı.

Milli Güvenlik Konseyince 12 Eylül döneminde resmi tatil olmaktan çıkarılan 1 Mayıs, 2009'da "Emek ve Dayanışma Günü" olarak yeniden resmi tatil ilan edildi.

Türkiye, yeni NATO Genel Sekreterliği için Hollanda Başbakanı Rutte'yi destekleyecek

Türkiye, yeni NATO Genel Sekreterliği için Hollanda Başbakanı Mark Rutte'nin adaylığına destek vereceğini, örgütün diğer üyelerine bildirdi

29.04.2024 14:13:00 / Güncelleme: 29.04.2024 14:19:01
AA
Türkiye, yeni NATO Genel Sekreterliği için Hollanda Başbakanı Rutte'yi destekleyecek
Türkiye, yeni NATO Genel Sekreterliği için Hollanda Başbakanı Rutte'yi destekleyecek

Türk yetkililerden alınan bilgiye göre, Türkiye, yeni NATO Genel Sekreterlik görevi için Rutte'yi destekleyeceğini açıkladı.

Rutte'nin geçen hafta NATO Genel Sekreterliği için destek talep etmek üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la İstanbul'da görüşmesinin ardından Türkiye, NATO üyelerine bugün Rutte'yi destekleyeceğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Nisan'da Türkiye'yi ziyaret eden Hollanda Başbakanı Rutte ile Vahdettin Köşkü'nde baş başa görüşme gerçekleştirmişti.

Mark Rutte, düzenlenen ortak basın toplantısında, NATO'nun güney kanadının Türkiye'ye ve Türkiye'nin liderliğine ihtiyaç duyduğunu söylemişti.

Hollanda Başbakanı Rutte, "Türkiye belirleyici bir rol oynuyor. Bunu yaparken de Gazze'deki durumu çözmeye yönelik çabalar sarf ediyor. Aynı zamanda Ukrayna'daki bu korkunç savaşla ilgili de çabaları var. O bakımdan siz önemli bir rol oynamaktasınız" ifadesini kullanmıştı. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.