Bizim hayat telakkimizde bir fevkalade farklılık, bir çizgi vardır. Biz bunu yaşarız ve bu bizi mutlu eder. Dağda çoban dahi olsan mutlusundur. Ev hanımı da olsan mutlusundur. Memleketi idare eden cumhurbaşkanı da olsan mutlusundur. Vekil de olsan mutlusundur. Çiftçi de olsan, çöpçü de olsan mutlusundur. Çünkü sen artık yaptığın bütün işleri niyetinle birleştirip seni yaratan Rabbini mutlu etme kulvarında yürüyen ve o zenginlikleri yaşayan bir insansın, bir kainatsın sen artık.Bunların hepsinin toplandığı merkez insanın kalbidir. Kalp alemimiz, kalp dünyamızdır. Ona neyi doldurursan, onu hangi duygularla bezersen, o istikamette hayatını yönlendirirsin. Nefsani arzuların istikametinde şayet gözlerini, kulaklarını, ellerini çalıştırırsan, tabiat malzemesinden hep o yönde görüntüler alır ve oraya, o kalbe doldurursun. Niyetine göre aldığın görüntüler kalbini doldurduğu için eğer niyetin Rabbine vuslat edip O'nunla dost olmak, arkadaş olmak, her işte O'nunla musafaha edip sohbet etmek olmazsa her şey O'ndan seni koparır. Kalbin o duyguların esiri olur. Bazen çok defa söyleriz. "Namaza duruyorum. Her türlü vesvese aklıma geliyor. Namazda arkadaşla kavga ediyorum. Satamadığım malı namazda satıyorum. Çek senet tahsilatı yapıyorum." Kısaca namaza durduğumuz zaman her şey orada ortaya çıkıyor. İnsanoğlunun duyu organları günlük hayatı kalbine resmediyor. Niyetin ve maksadın kulluk istikametinde olmazsa filmler kalpte ona göre şekil alıyor. Niyetin, maksadın, kainat kitabında Allah'ı bulmak olursa iş başka oluyor. Kainatı, insanları ve yaptığı işleri Allah'ın rızası istikametinde değerlendiren insanın kalbi ibadet merkezli duygularla dolar. Bana çok defa, "Hocam, bu faydasız duyguların kalbimize gelmemesi için ne yapacağız?" derlerdi. "Her haliniz zikir olacak" derdim. "Hocam bu nasıl olacak?" diye sorarlardı. Eğer Allah'ı her an hatırlarsan, hiçbir zaman unutmazsan o kalp O'nunla beraber dolar, namazda da O'nu hatırlarsın. Orası fotoğrafçının bir banyo odasıdır. Açtığında, ortaya, çektiğin resimler çıkıyor. Kalp öyle bir merkez ki onu temizleyip sahibinin tecelli ettiği bir mekan haline getirmek lazımdır.