İsrail'in Filistin ve Lübnan'da estirdiği terör dalgası kesintisiz sürerken, Başbakan Erdoğan ile İspaya Başbakanı Zapatero, 'medeniyetler buluşması'ndan dem vurdu. İsrail Filistin ve Lübnan'da soykırım yaparken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, Medeniyetler İttifakı Girişimi Eşbaşkanları olarak, Ortadoğu'daki son gelişmelere ilişkin ortak deklarasyon yayınladı. "Gereken şey, bütün bölgenin barış ve güvenliği için ilgili tüm tarafların vermek zorunda oldukları ödünler konusunda yeterli siyasi cesarettir" görüşü dile getirilen deklarasyonda, "Medeniyetler İttifakı Girişimi'nin eşbaşkanları olarak bizler, uygun olabilecek herşekilde katkıda bulunmaya hazırız. Silahlar yerini diyalog ve görüşmelere bırakmalıdır. Kaybedecek zaman yok; ateşkes ve barışa ulaşabilmek için ortak eylem zamanı şimdidir. Geleceğimiz tehlikede, ortaya çıkan trajedinin sürmesine seyirci kalamayız" denildi. İsrail'in tezlerine yakın bir deklarasyonOrtadoğu'daki şiddetin halihazırdaki dramatik tırmanışının, şu anakadar yüzlerce masum sivilin ölümüne ve çok daha fazlasının yaralanmasına neden olduğu vurgulanan deklarasyonda, şunlar kaydedildi: "Bizler, hangi biçimde ortaya çıkarsa çıksın terörün her türlüsünü kınıyoruz. Bombaların veya füzelerin sivillerin üzerine düşmesini kabul edilebilir bulmuyoruz. Herhangi bir orantısız güç kullanımını kesinlikle reddediyoruz. Kaçırılan askerlerin ve olaylarınakışı içerisinde, bakan ve milletvekili dahil, alıkonulanların serbest bırakılmasını talep ediyoruz. En temel, vazgeçilmez yaşam, güvenlik ve özgürlük haklarının inkarı, Medeniyetler İttifakı'nın eşbaşkanları olarak bizim daraltmaya çaba sarf ettiğimiz mesafenin daha da büyümesi tehlikesini ortaya çıkarıyor. Bu çatışmanın vahim yankıları Ortadoğu'nun çok ötesinde hissedilecektir." Çözümler belirliOrtak deklarasyonda, "evlerin, köprülerin, okulların, hastanelerin, enerji santrallerinin, altyapının ve sivil yerleşim bölgelerinin bombalanarak cezalandırılması sonucu ortaya çıkan yıkıntıların altında sadece masum çocuklar, kadınlar ve yaşlıların değil, insanlığı ayakta tutan bütün temel değerlerin de yaşam mücadelesi verdiği" vurgulandı. "Biz, Ortadoğu'daki çatışmanın kaçınılmaz olmadığına, tam tersine, bölgede barışın mümkün olduğuna inanıyoruz" denilen deklarasyonda, şöyle devam edildi: "Dahası, çözümler belirlenmiş durumdadır. Şimdiye dek barış yönünde izlenmiş olan yaklaşımı gözden geçirmemiz gerekebilir ama barış sürecini acil olarak yeniden rayına oturtabilmemiz zorunludur. Gereken şey, bütün bölgenin barış ve güvenliği için ilgili tüm tarafların vermek zorunda oldukları ödünler konusunda yeterli siyasi cesarettir.