Türk milleti, Suriye ve Irak'ta yakılan ihtilalci fitne ateşinin kendisini yaktığını hissetmeye başladı. Türkiyeli siyasal İslamcılar, milletin yüreğini İslam kılıklı fitneyle yakıp kavuruyor.IŞİD, el-Kaide, el-Nusra ve ÖSO gibi ihtilalci terör şebekelerine kaptırılan Türk gençlerinin ailelerine gelen kara haberler çoğaldı.M. Ali Ediboğlu, Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal başta olmak üzere milletvekillerinin, AKP hükümetinin cevaplaması istemiyle, etrafımızda ve başımızın üstünde fırdönen bu "kara bela" hakkındaki soru önergeleri kayıt altında duruyor, yürek yakan kabarık sorular cevap bekliyor. Acil cevaplanması gereken hayatî soru önergeleri sümen altına sürülüyor, kayıt altına alınıp son ana kadar geciktirilebiliyor. Fakat vatandaşın feryadı her şeyi ifşa ediyor. Artık mızrak artık çuvala sığmıyor; kara haberler, kara belaları deşifre ediyor.HT'den Zafer Samancı, emekli imam bir babanın yürek yangınını şöyle aktarıyor:"Ramazan ayında oğlumun, Ö? Grubu denilen dini bir gruba dahil olduğunu ve toplantılarına katıldığını öğrendim. Toplantılara giden gençlere IŞİD propagandası yapılıyor ve gençlerin beyni yıkanıyordu. Kısa süre sonra bu grubun Suriye 'deki IŞİD'e Konya'dan adam gönderdiğini öğrendim. IŞİD'e katılan gençlerin borçları bu grup tarafından ödeniyor. Geride kalan ailelerine de para yardımı yapılıyor.Birden fazla grup IŞİD'e Konya'dan adam gönderiyor. Aralarında M.G. isimli bir kişi var. M.G.'nin grubu en aktif olan. Bu adam 'Ebu Hanzala' kod isimli H.B.'ye bağlı. 6 ay kadar önce Suriye'ye giden Mustafa isimli bir gencin cenazesi birkaç gün önce geldi. Özellikle kırsal bölgelerde neredeyse ev ev dolaşılıp gençlere IŞİD'e katılmaları konusunda telkinlerde bulunuluyor.Yetkililer çalışma yaptıklarını söylüyor. Ama her gün Suriye'ye Konya'dan onlarca genç gidiyor.Geçen mayısta oğlum tatile gitmek istediğini söyledi. 19 Mayıs günü ben evde yokken annesinin elini öpüp helallik istemiş. Eve geldiğimde annesi ağlıyordu.Arkadaşları, 'Artık onu unutun, o IŞİD'e katıldı' demiş. Yaptığım araştırmalarda oğlumun Suriye'de IŞİD'e katıldığını öğrendim. Oradaki tanıdıklarım kanalıyla oğlumu 21 gün sonra geri getirdik. Şu an yanımızda; ama aklı hep orada. Her gün bizden helallik isteyip 'Kardeşlerim orada cihat ederken sizler beni göndermiyorsunuz. Helallik verin gideyim' diyor. Ne eşi ve 2 çocuğu gözünde ne de biz. Çocuğumu eve hapsettim. İlaçla uyutuyorum."Bu feryat, vahametin Konya ayağının binde birlik kısmı? 81 vilayetlik ayağı var bu işin, bu IŞİD'in!Kocaeli Dilovası'ndan 25 yaşındaki Ahmet Beyaztaş ise ailesine "Suriye'ye gidiyoruz, Türkiye İslam devleti olana kadar gitmeyeceğiz" yazılı bir not bırakıp ortalıktan kayboluyor. Bağrı yanık Fazile anası çaresizce feryat ediyor: "Ahmet karanlıktan bile korkardı. Arkadaşlar edinmeye başladı. Onlar örgütmüş. Hatta Ramazan ayında bile buraya gelmişlerdi. Ben onlara yemek vermiştim. Sonraları bana, erkeklerle konuşuyorum diyerek bile kızmaya başladı. Biz Müslüman'ız, siz değilsiniz diyordu, sadece kendi kıldıkları namazın namaz olduğunu söylüyorlardı. En sonunda kayboldu. Ölü mü, diri mi bilmiyoruz. Ondan hiç haber alamıyoruz. Yetkililerden yardım istiyoruz, yüzümüze bakan yok. Oğlum dönecek diye akşama kadar kapılarda yatıyorum."Böyle yüzlerce yüreği yanık ebeveyn ve ateş düşmüş hane var? Önüne gelenlerin başlarını canlı canlı uçuran IŞİD'in elinde 49 rehinemiz var. Gün sayıyorlar.Vakit, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Irak, Suriye ve sair bölge ülkelerinde çıkartılan fitnelere dair ikazlarını hatırlama ve hakkı sahibine teslim etme vaktidir.Şapka düşmüş kel görünmüştür; vakit, gerçekleri idrak ve ikrar etme vaktidir.Türk milletinin medeniyet ve birlik mayası olan Ehl-i Beyt ve Hacı Bektaş Veli istikametinden uzak düşen AKP hükümeti, başta gençlerimiz olmak üzere halkı, ya Amerikan-Vatikan eksenli Dinlerarası Diyalogcu Ilımlı İslam'a, yahut da bunların radikal şebekesi olan ÖSO-IŞİD safına sürükledi. Böylece gerçek istikamet ve İslam'dan kopan milyonlar, oralara savruldu.12 yılın neticesi olarak AKP hükümetinin, semirterek devlet ve milletin başına bela olarak sardığı iki tane yapı var: Biri, paralel yapı; diğeri, etrafımızdaki ülkelerde türeyen ihtilalci şebekeler.Yeni hükümetin en acil ve öncelikli işi, milleti başına sadığı bu iki beladan kurtarmaktır? Aksi halde bu kara belalar, hükümetin de, milletin de başını yiyecektir.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019