logo
05 MAYIS 2024

Kara tren gecikti ve hiç gelmeyecek!

24.07.2004 00:00:00
4 Haziran'da seferlere başlayan ve İstanbul-Ankara arasını 5 saate indiren hızlandırılmış tren seferleri, önceki gün meydana gelen kazayla "hızlandırılmış katliama" dönüştü. Böyle bir olay için "facia" kelimesini kullanmak oldukça hafif kalır, çünkü olay açık bir şekilde "katliam" niteliğinde. Göz göre göre insanlar ölüme sürüklendi. Bazılarının ifade ettiği gibi "bir şov uğruna onlarca insanın hayatına kastedildi".

AKP iktidarının en önemli icraatlarından birisi olarak lanse edilen hızlandırılmış tren seferleri, 4 Haziran'da Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen törenle start aldı. Bu tarihten itibaren, projenin yüzeysel ve altyapıdan yoksun olarak yapıldığından şikayet eden ulaştırma profesörleri önemli ikazlarda bulundular: 1950 yılından kalma bakımsız raylar, hızlandırılmış trenlerin yükünü kaldırmaz. Ayrıca şu an mevcut trenlerin 50 km'lik hızını ancak kaldırabilen bu rayların, hızlandırılmış trenlerin 150 km'lik hızını kaldırabilmesi mümkün değil. Bunun için bu rayların baştan aşağı yenilenmesi gerekir vs...

Tarih 6 Temmuz 2004... Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aydın Erel, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen 10'uncu Ulaştırma Araştırma Konferansı'nda bakın neler söylüyor:

"Ana yurdun dört baştan demirağlarla örülmesinden bu yana demiryolu alanında alt yapı çalışması yapılmadı. Demiryollarının alt yapısı hızlandırılmış trenlere uygun değil. Hız yüzünden, raylar bozulacak ve hızlı trenler masraf çıkaracak. Rayların doğrultusu ve hat genişliği bozulacak, yol eğrileşecek, tren yolunda çökme olacak. Önlemler acilen alınmazsa, trenin yoldan çıkması şeklinde kazalar olacaktır. Hızlı tren güvenli değil. İstanbul Ankara arasını 5 saatte geçmek için 160 km hıza ulaşan trenin kaza yapma olasılığı yüksek. Böyle bir durumu olan trene asla binmem, sevdiklerimin binmesine de izin vermem!"

Prof. Dr. Erel'in bu önemli uyarısı o günlerde pek dikkate alınmadı. Hatta TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman "Kimsenin keyfi için tren durduramam. Hızlı trenin hiçbir tehlikesi yok" açıklamasını yaparak, gelecek tehlikenin boyutlarından bîhaber ve tren raylarının taşıdığı riski anlayamayacak kadar teknik bilgiden yoksun olduğunu ispatlamış oldu. Ulaştırma Bakanı ve hükümet üyelerinin de, buna benzer bir üslup kullanarak gelen uyarıları dikkate almama yönündeki ısrarları, hükümetin icraatlarına karşı cephe oluşturduklarına inandıkları bir koronun duvara çarpan nağmeleri olarak telakki edildi.

TCDD'den yapılan resmi açıklamalarda da "Altyapının iyileştirildiği, üst yapının da 180 kilometre hıza bile dayanabileceği" yönünde akla mantığa ziyan bir ifade kullanılması, işin sahibi konumundaki resmi makamların içinde bulundukları vahim durumu gözler önüne sermeye yeterdi.

Başta hükümet üyeleri olmak üzere tüm yetkililer, gelen tüm uyarıları "siyasi bir mantıkla" değerlendirdikleri için, her zaman olduğu gibi kulak tıkama yöntemini tercih ettiler. Onlara göre, hızlandırılmış trenle ilgili yapılan her eleştiri, "AKP iktidarının başarılarını hazmedemeyen çevrelerin uydurması" olarak algılandı.

14 Temmuz'daki toplantı

Tren kazasının "katliam" boyutunu teyit eden bir başka gelişme de 14 Temmuz'da yaşandı. Bu tarihte Devlet Demiryolları'na 15 öğretim üyesi çağrıldı. Prof. Dr. Aydın Erel de bu kadroda bulunuyordu. Toplantının gündemi, hızlandırılmış trenlerin altyapı yetersizliği ve alınması gereken tedbirlerdi. Toplantıya katılan 15 bilim adamı da, mevcut altyapının hızlandırılmış trenlerin yükünü kaldıramayacağı konusunda hemfikirdiler. İşin vahametini ve yolcuların bile bile ölüme sürüklendiğini yavaş yavaş kavramaya başlayan Genel Müdür Karaman da, "Tamam bundan sonra bu işi size bırakacağım" diyerek yapılan işteki riski kabul etmiş oldu. Burada TCDD yetkililerinin içinde bulunduğu ve adeta katliama davetiye çıkaran önemli bir ihmali söz konusu: TCDD müdürü kapıdaki tehlikenin farkında olmasına rağmen, tren seferlerini durdurmamakta ısrar ediyor. 15 bilim adamını makamına çağırarak konuyla ilgili toplantı yapması ve altyapıdaki eksikliği kabul etmesi, müdürün muhtemel bir tehlikenin bilincinde olduğunu göstermektedir. Buna rağmen tren seferlerini durdurmaması ise, açıklanabilirliği bulunmayan ve göz göre göre katliama kapı aralayan ciddi bir suçtur.

Şayet seferler durdurulsa bu kaza olmayacak ve onlarca masum insan hayatını kaybetmeyecekti.

Kara tren gecikti!

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın Haydarpaşa Garı'nda düzenlenen törende "Kara tren gecikir, belki hiç gelmez" türküsünü söyleyen sanatçı Özhan Eren'e seslenerek, "Kara Tren türküsü artık bir nostalji olarak trenlerde dinlenmeye devam edecek. Ancak bundan sonra yeni sloganımız; 'Hızlı tren gelir, hiç de geç kalmaz' şeklinde öneride bulunmuştu. Bakan, bu önerisini son kazayla birlikte "hızlı tren gecikti ve hiç gelmeyecek" şeklinde değiştirmiş olmalı.

İşin magazin yönünü daha ön planda tutan Ulaştırma Bakanlığının bilimsel uyarılara kulak tıkaması affedilir bir şey değildir. Ulaştırma Bakanı ile TCDD Genel Müdürünün görevden alınması ölen masumları geri getirmeyecektir.
 
Alperen Polat / diğer yazıları
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.