Yaklaşık iki milyon gencimizi ilgilendiren üniversite giriş sınavlarında eşit katsayı uygulamasına geçildi. Artık lise son sınıfta okuyan veya mezun öğrencilerimizin ortaöğretim basarı puanları aynı katsayı ile çarpılacak. Peki, yaklaşık on yıldan beri bir türlü çözemedikleri kronikleşen katsayı meselesi acaba gerçekten de çözüldü mü?Gelin birlikte bu işin ne olup olmadığını, içeriğini hangi süreçlerden geçerek noktalandığı yeri beraber anlayalım.Ülkemizde 1999 yılı itibarıyla üniversiteye girişte ortaöğretim basarı puanı ile çarpılan katsayı uygulamasına geçilmiştir.Bu katsayılar, ilk etapta 0,5 ve 0,2 olarak belirlenmiştir. Alan dâhilindeki tercihlerde 0,5 alan dışındaki tercihlerde 0,2 kullanılmıştır. Daha sonra sırasıyla 0,8 ve 0,3 olarak değiştirilmiştir. Bu durum, dört yıllık lisans bölümlerinin neredeyse tamamını (mesleki teknik eğitim, ilahiyat öğretmenlikleri hariç) kapsamıştır. İşte tam bu noktada İmam Hatip Lisesi ve meslek lisesi mezunları alan dışı kabul edildiğinden, onların üniversiteye girişte mağduriyetine yol açmıştır. Hatırlarsanız o zamanlar şimdiki AKP'lilerin gömlek değiştirmeden önce hocalarıyla birlikte "imam hatipliler bizim arka bahçemizdir", "üniversitede hocalar size saygı duruşunda bulunacak" türünden avazlanıp mağdurlar üretme ve bu mağdurları kullanma istismar etme politikaları da katsayı problemini gençlerin kucağına koymuştu.Konu pek çok defa yargıya intikal ettirilmiş, katsayı uygulamasının iptali için davalar açılmıştır. Ancak uygulamada 2009 yılına kadar herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir. YÖK, 21 Temmuz 2009 tarihinde farklı katsayı uygulamasına son verirken, üniversiteye giriş sistemini de değiştirerek tek aşamalı sınavdan, iki aşamalı sınav sistemine geçmiştir.Tekrar YÖK-YARGI sarmalı içinde davalar, itirazlar? Derken YÖK, 17 Mart 2010 tarihinden yeni bir kararla katsayıları alan dâhilindeki tercihlerde 0.15, alan dışı tercihlerde 0.12 yapılmak üzere iki katsayı arasındaki fark biraz açılmıştır. Ve önümüzdeki yılda büyük bir ihtimalle eşit katsayı ile çarpılacak.İyi de 2009 yılına kadar yapılan tek aşamalı üniversiteye giriş sınavında;Bilginin ağırlığı yüzde otuz sekizdi, yani geriye kalan genel yetenek, muhakeme gücü, çabuk anlama, hızlı okuma ve az olan bilgiyi kullanma yeteneğiydi yani zeki ve çalışkan bir İmam Hatipli veya meslek liseli katsayı engeli olmadığında rahatlıkla doktor, mühendis, avukat veya istediği bir mesleğin fakültesini kazanabiliyordu.Fakat sonrasında uygulanan iki aşamalı sınavda bilginin önemi artmış yüzde yetmişi bulmuştur. Böyle bir sistemde matematik, geometri ve fen derslerini çok az alan bir imam hatipli, bir meslek liseli nasıl yarışabilir?Çünkü bu derslerin bu okullarda öğretildiği saat; klasik liselerin, Anadolu liselerinin, fen liselerinin ayrı ayrı haftalık ders saatlerinin beste biri kadardır.Bundan dolayıdır ki geçtiğimiz yılki sınavlarda meslek lisesi mezunlarının yüzde ucu, imam hatip lisesi mezunlarının yüzde sekizi ancak üniversiteye yerleşebilmiştir. Burada "eşit katsayı" uygulamasının tam bir aldatmaca olduğu görülür.Bu okullarda verilmeyen matematik, geometri ve fen derslerini öğrenciler nasıl telafi edebilir? Daha doğrusu bu açığı kapatabilir mi? Çok zor en az iki-üç yıl dershaneye giderse belki. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği ortada. Kaldı ki bu dersleri gören klasik lise mezunlarının durumu da ortada.Şimdi katsayıları eşitliyorum diyip, sınav sistemini değiştirmek aslında bu gençleri kullanmak hayalleriyle oynamak değil midir?Bir de anne ve babalarını duşunun onca ekonomik sıkıntılarına dershane masraflarınıza ekleyecekler. Bu sistemde en karlı gözüken dershaneler olacaktır.Aynı sağlık ve ekonomide olduğu gibi "fikrim geldi" diyip eğitimde de anlık düşünme sonra olmadı ne yapalım türünden izah getirip pişkinliğe vurma gençlerimizi her geçen gün daha daBitirip, problemli bireyler haline getirecektir.Eğitimi yeniden yapılandırıp köklü değişikliklere biran önce gitmemiz gerekiyor, daha ilköğretimden başlayarak öğrenmeyi öğrenen, bilgiyi ve becerilerini etkili kullanabilenKabiliyetine, zekâ yatkınlığına göre, alan -dal seçimine göre öğrenciler yönlendirilip istediği mesleğin lisans eğitimine hazırlanıp sınavsız üniversiteye girmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
















































































