1 Nisan öncesi kabaca aklımda kalanlar: "İllet, zillet, namussuz, hain, terörist, Türkiye'nin büyümesini engelliyorlar, zaten dokunulmazlığı da yok, çantasını hazırlasın.
Çantam hazır. İçine, sen Pınarhisar'a giderken götürdüklerimi koydum. Asıl zillet sizsiniz. Kandil ile İmralı ile görüşen sizsiniz. Türkiye'nin beka değil zekâ sorunu var.
Kaybedersek faturalarınızı teröristler getirecek. Yok mu Cennet'e gitmek isteyen, ahrette vizesiz geçiş hakkı isteyen, gel vatandaş gel…"
Çantam hazır. İçine, sen Pınarhisar'a giderken götürdüklerimi koydum. Asıl zillet sizsiniz. Kandil ile İmralı ile görüşen sizsiniz. Türkiye'nin beka değil zekâ sorunu var.
Kaybedersek faturalarınızı teröristler getirecek. Yok mu Cennet'e gitmek isteyen, ahrette vizesiz geçiş hakkı isteyen, gel vatandaş gel…"
Bir de 30 Mart akşamı Sayın Erdoğan'ın, "Ben aynı zamanda bir ekonomistim" açıklaması aklımda kaldı.
Ve seçimler yapıldı. Dünyadaki hiçbir rekabette ortaya çıkmayan bir sonuç çıktı! Herkes kazanmış.
Ne mutlu, dimi!
* * *
AKP-MHP ortaklığı Ankara'yı kaybetti. Adana, Mersin'i kaybetti. Antalya'yı kaybetti. İzmir'e yaklaşamadı bile. İstanbul'da kaybettik, diyemiyorlar.
Ama AKP diyor ki, "oylarımız 24 Haziran ile aynı. Bu seçimin kazananı biziz."
MHP diyor ki, "Milletimiz beka sorununu gördü ve tercihini bizden yana kullandı."
Medya ise % 13 işsizliğe, insanımızın % 87'si çalışıyor mantığıyla bakıyor ve Erdoğan 15. seçimden de galip çıktı, diyor.
Ortada beka değil ama başka bir sorun olduğu çok açık.
* * *
İstanbul'da demokrasi ayıbı yaşanıyor, medya ayıbı yaşanıyor. Aynen 1946 seçimlerinde olduğu gibi.
O seçimlerde İsmet İnönü liderliğindeki CHP'nin adayı kaybetmiş, İnönü üç kez oyları saydırmış ama netice değişmemişti. Sonrasında ise oyların toplandığı depo yanmış (!) ve yanılmıyorsam İnönü'nün adayı göreve başlamıştı.
Tarih 2019. Teknoloji çağı. İstanbul'da başa baş bir yarış ve bir anda oyları vatandaşa bildiren Anadolu Ajansı veri paylaşımını durduruyor.
Sayın Erdoğan hariç AKP, "İstanbul'u biz, kazandık", CHP de "biz, kazandık" diyor.
Anadolu Ajansı 2 saat sonra lütfedip, 'sistemde bir hata oldu' açıklamasını yapıyor.
Milletimiz bu kadar gerilmişken, Türkiye'nin ve dünyanın gözü İstanbul'a çevrilmişken böyle bir vahameti kim nasıl ve neden göze alıyor?
Yoksa 1946 seçimlerinden mi esinlendiler, diye soruyorum!
Ekrem İmamoğlu
İstanbul sonuçları açıklanmaya başladığında Binali Yıldırım hep önde gözüküyordu. Akşam 21'den sonra fark kapanmaya başladı. AA'nın veri akışı durduğunda zekâ sorunu olmayan herkes anladı ki, İmamoğlu kazandı.
Evet, İmamoğlu çok büyük bir başarı elde etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu'na rağmen tek başına verdiği mücadele ile kazandı.
İmamoğlu sadece Binali Yıldırım'ı yenmedi. Cumhurbaşkanlığını bir tarafa bırakıp günde sekiz miting yapıp İstanbul'da ilçe ilçe, meydan meydan partisi için oy isteyen Recep Tayyip Erdoğan'ı da yendi.
Bir gerçeği daha ifade edeyim ki, sandık sonuçlarını takip ettiğim okullarda sohbet ettiğim bütün CHP'li arkadaşlar, Selim Kotil'in projelerinden hayranlıkla bahsediyor.
Eminim ki, yarın bütün İstanbul partilerini bir tarafa atıp Selim Kotil'i arayacaklar…
Şu terörist meselesine gelirsek!
Seçim akşamı medyadaki yorumlara bakıyorum! Bu kadar ahlaksızlık, ilkesizlik olmaz kardeşim.
Başta Ankara olmak üzere AKP'nin kaybettiği belediyelerde, kazananlar için 'HDP oylarıyla kazandılar' diyen malum ağızlar, doğuda HDP'nin kalesi denilen yerlerde AKP kazanınca, 'HDP'ye çukurların hesabı soruldu, dün HDP'ye oy verenler pişmanlıklarını sandığa yansıttı' vs. diye yorumluyorlar.
Bu alçaklıktır, ahlaksızlıktır, az bir menfaat karşılığı şahsiyetini kiralamaktır.
Bu siyaset ve medya anlayışıyla Türkiye'nin geleceği aydınlanmayacaktır…
BTP ışığı
Tüm bu karanlığa, medyanın ilkesizliğine, siyasi kutuplaşmalara, milletin iki parti arasında taraftarlaştırılmasına rağmen tüm seçim bölgelerinde planlarıyla, projeleriyle halkın önüne çıkan BTP adayları büyük bir başarı elde etmiş ve karanlığa mum yakmıştır.
2015 seçimlerine göre oyunu % 300 arttıran BTP, Türkiye'nin umut ışığı olacağını ispat etmiştir.
Yarın göreceksiniz ki, koltuklar el değişse de gidişat aynı olacak. İşte o zaman milletimiz ışığa koşacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025