Hazine yetkilileri ekonomik programda iç borçlanmada yıllık ortalama faizi yüzde 81 olarak varsayıldığını ancak bu varsayımın 10 puan artışla yüzde 91 olarak revize edildiğini belirttiler. Ekonomik programla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Hazine yetkilileri, bütçeyi kalem kalem kontrol edecek sivil toplum örgütü bulunmadığını kaydettiler.
Telekom'un özelleştirilmesi, harcama reformu, mahalli idareler, kamu yatırımları ve tarım politikası üzerine konuşan hazihe yetkilileri, borç stokunu azaltmak için enflasyon yükseltilmeyeceğini de ifade ettiler. Hazine yetkilileri, tarıma dayanan desteklemelerin yıllık maliyetinin faiziyle birlikte 12 milyar dolar olduğunu da dile getirdiler.
Siyasetçinin oyun alanı daraldı
Hazine yetkilileri, şu anda bütçede kaynak olarak dağıtılabilecek çok fazla şeyin kalmadığını belirterek, siyasetçinin oyun alanının giderek daraldığını söylediler. Yetkililer, yaşanan olayların siyasetçiyi harcama reformu konusunda belli bir noktaya getirdiğini düşündüklerini kaydederek, Dünya Bankası ile program amaçlı, Finansal ve Kamu Sektörü Kredisi Anlaşması'nın imzalandığını ve bu durumun da siyasi kabul anlamına geldiğini ifade ettiler. Harcama reformunun kamuoyunun gündemine her zaman getirilmediğini belirten yetkililer, ınternette yayımlanan bütçeyi kalem kalem kontrol edecek bir sivil toplum örgütü olmadığını ve kamuoyunda bütçe harcamaları konusunda lojman ve taşıt sayısına takılıp kalındığına dikkat çektiler.
Borç stoku 90.3 katrilyon
İç borç stokunun 2000 yılından itibaren hızlı bir artışa girdiğini bildiren Hazine yetkilileri, 2000 yılı sonunda 36.4 katrilyon lira olan borç stokunun 2001 Haziran sonunda 90.3 katrilyon liraya yükseldiğini belirtiler. Bu yükselişin altında çeşitli etkenler bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin yaşanılan krizlerin etkisi olduğunu vurgulandı.
Dövizle borçlanma ve faiz riski
Yetkililer, şunları kaydettiler: "Borç stokunun endeksli hale gelmesiyle faiz oranlarına çok duyarlı hale geliyor. Faizlardeki düşüş ve yükseliş borç stokuna yansıyor. Dövizle borçlanmada herhangi bir sınır ve limit yok. Dövizle borçlanmamızın en önemli nedeni dalgalı kur politikasında yaşanan gelişmelerden dolayı bankacılık sektörünün bu riski. Sektörün riski (dövizdeki artışı) kaldıramaması. Riskleri olmasına rağmen, dövizle borçlanmanın avantajları da var. Özellikle borç idaresi açısından. Maliyeti ucuz, reel faizi düşük ve daha uzun vadede satabiliyoruz."
Hazine'nin nakit ihtiyacı
Merkez Bankası Kanunu'nun uygulanması ile birlikte, Hazine'nin kısa vadeli borçlanma olanağını kaybedeceğini, ancak Meclis'e gönderdikleri Borçlanma Kanun taslağı ile bunu kapattıklarını, Hazine'nin artık gerekirse kısa vadeli borçlanmayı diğer piyasalardan yapabileceğini bildirildi.
5.000 kamu yatırım projesi var
Hazine yetkilileri, Türkiye'de bugün irili ufaklı 5 bin tane kamu yatırım projesi bulunduğunu bildirirken, bu yatırımların siyasi ya da başka nedenlerle programlara alındığını kaydetti. Zamanında kaynak harcama dengesinin iyi kurulamadığına dikkat çeken yetkililer, bu yatırımlar için her sene ufak ödemeler verildiğini ve hiç yatırım yapılmaması durumunda dahi mevcut yatırım projelerinin tamamlanması için 16 yıl gerektiğini kaydettiler.
2002 bütçesinde değişik yöntem
Hazine yetkilileri, 2002 yılı bütçesinin hazırlanmasında değişik bir yöntem izleneceğini belirtirken, ilgili kuruluşlara makro büyüklüklerin, büyüme rakamlarının, yapılacak cari harcamaların tavanının verildiğini kaydederek, kuruluşların buna göre harcamalardaki önceliklerini ve maliyetlerini belirtilen sınırlar içerisinde kalarak, Hazine'ye göndermelerinin istendiğini bildirdiler. Yetkililer, bu uygulamanın avantajının kuruluşların kendilerine ne kadar ödenek verileceğini tahmin etmeleri ve önceliklerini belirlemeleri açısından önem taşıdığını belirttiler.
Sigara ithalatı tamamen serbest olmayacak
Hazine yetkilileri, tütün konusu ile ilgili olarak da sigara ithalatının tamamen serbest bırakılmayacağını ve ithalat yetkisinin 2 milyon adet üretim yapan firmalara verileceğini söylediler. Tütün ihracatında kar marjının bulunduğunu ifade eden yetkililer, bu firmaların kar marjlarını sürdürebilmek için üreticiler ile sözleşme yapacaklarını kaydettiler. Basına dağıtılan bilgi notunda da Tütün Kanunu uygulaması ile kamuoyunda yer aldığı gibi Türkiye'nin yabancı sigara cenneti olmayacağı ve tütün ithaliyle Türkiye'deki tütün üretiminin bitirilmeyeceği ifade edildi. İthalat hakkının yalnızca üretim şartlarını yerine getiren firmaların üretim ihtiyaçlarıyla sınırlı olacağı belirtilen bilgi notunda, şark tipi tütünün tüm sigaraların harmanlarında kullanılması zorunlu bir ürün olduğu da hatırlatıldı.
Telekom'un özelleştirilmesi, harcama reformu, mahalli idareler, kamu yatırımları ve tarım politikası üzerine konuşan hazihe yetkilileri, borç stokunu azaltmak için enflasyon yükseltilmeyeceğini de ifade ettiler. Hazine yetkilileri, tarıma dayanan desteklemelerin yıllık maliyetinin faiziyle birlikte 12 milyar dolar olduğunu da dile getirdiler.
Siyasetçinin oyun alanı daraldı
Hazine yetkilileri, şu anda bütçede kaynak olarak dağıtılabilecek çok fazla şeyin kalmadığını belirterek, siyasetçinin oyun alanının giderek daraldığını söylediler. Yetkililer, yaşanan olayların siyasetçiyi harcama reformu konusunda belli bir noktaya getirdiğini düşündüklerini kaydederek, Dünya Bankası ile program amaçlı, Finansal ve Kamu Sektörü Kredisi Anlaşması'nın imzalandığını ve bu durumun da siyasi kabul anlamına geldiğini ifade ettiler. Harcama reformunun kamuoyunun gündemine her zaman getirilmediğini belirten yetkililer, ınternette yayımlanan bütçeyi kalem kalem kontrol edecek bir sivil toplum örgütü olmadığını ve kamuoyunda bütçe harcamaları konusunda lojman ve taşıt sayısına takılıp kalındığına dikkat çektiler.
Borç stoku 90.3 katrilyon
İç borç stokunun 2000 yılından itibaren hızlı bir artışa girdiğini bildiren Hazine yetkilileri, 2000 yılı sonunda 36.4 katrilyon lira olan borç stokunun 2001 Haziran sonunda 90.3 katrilyon liraya yükseldiğini belirtiler. Bu yükselişin altında çeşitli etkenler bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin yaşanılan krizlerin etkisi olduğunu vurgulandı.
Dövizle borçlanma ve faiz riski
Yetkililer, şunları kaydettiler: "Borç stokunun endeksli hale gelmesiyle faiz oranlarına çok duyarlı hale geliyor. Faizlardeki düşüş ve yükseliş borç stokuna yansıyor. Dövizle borçlanmada herhangi bir sınır ve limit yok. Dövizle borçlanmamızın en önemli nedeni dalgalı kur politikasında yaşanan gelişmelerden dolayı bankacılık sektörünün bu riski. Sektörün riski (dövizdeki artışı) kaldıramaması. Riskleri olmasına rağmen, dövizle borçlanmanın avantajları da var. Özellikle borç idaresi açısından. Maliyeti ucuz, reel faizi düşük ve daha uzun vadede satabiliyoruz."
Hazine'nin nakit ihtiyacı
Merkez Bankası Kanunu'nun uygulanması ile birlikte, Hazine'nin kısa vadeli borçlanma olanağını kaybedeceğini, ancak Meclis'e gönderdikleri Borçlanma Kanun taslağı ile bunu kapattıklarını, Hazine'nin artık gerekirse kısa vadeli borçlanmayı diğer piyasalardan yapabileceğini bildirildi.
5.000 kamu yatırım projesi var
Hazine yetkilileri, Türkiye'de bugün irili ufaklı 5 bin tane kamu yatırım projesi bulunduğunu bildirirken, bu yatırımların siyasi ya da başka nedenlerle programlara alındığını kaydetti. Zamanında kaynak harcama dengesinin iyi kurulamadığına dikkat çeken yetkililer, bu yatırımlar için her sene ufak ödemeler verildiğini ve hiç yatırım yapılmaması durumunda dahi mevcut yatırım projelerinin tamamlanması için 16 yıl gerektiğini kaydettiler.
2002 bütçesinde değişik yöntem
Hazine yetkilileri, 2002 yılı bütçesinin hazırlanmasında değişik bir yöntem izleneceğini belirtirken, ilgili kuruluşlara makro büyüklüklerin, büyüme rakamlarının, yapılacak cari harcamaların tavanının verildiğini kaydederek, kuruluşların buna göre harcamalardaki önceliklerini ve maliyetlerini belirtilen sınırlar içerisinde kalarak, Hazine'ye göndermelerinin istendiğini bildirdiler. Yetkililer, bu uygulamanın avantajının kuruluşların kendilerine ne kadar ödenek verileceğini tahmin etmeleri ve önceliklerini belirlemeleri açısından önem taşıdığını belirttiler.
Sigara ithalatı tamamen serbest olmayacak
Hazine yetkilileri, tütün konusu ile ilgili olarak da sigara ithalatının tamamen serbest bırakılmayacağını ve ithalat yetkisinin 2 milyon adet üretim yapan firmalara verileceğini söylediler. Tütün ihracatında kar marjının bulunduğunu ifade eden yetkililer, bu firmaların kar marjlarını sürdürebilmek için üreticiler ile sözleşme yapacaklarını kaydettiler. Basına dağıtılan bilgi notunda da Tütün Kanunu uygulaması ile kamuoyunda yer aldığı gibi Türkiye'nin yabancı sigara cenneti olmayacağı ve tütün ithaliyle Türkiye'deki tütün üretiminin bitirilmeyeceği ifade edildi. İthalat hakkının yalnızca üretim şartlarını yerine getiren firmaların üretim ihtiyaçlarıyla sınırlı olacağı belirtilen bilgi notunda, şark tipi tütünün tüm sigaraların harmanlarında kullanılması zorunlu bir ürün olduğu da hatırlatıldı.