logo
20 NİSAN 2024

Kazmalar ve maşalar

27.05.2005 00:00:00
Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılması düşünülüp iptal edilen Ermeni Konferansı'nın konuşmacılarını kastediyorum. Bu yazarların metinlerine on yıllar boyu zahmet edip eğildim. Eserlerini inceledim. Yani, muhteremlerin ne dediklerini anlamaya çalıştım, defalarca kafamda döndürdüm, durdum. Ve şimdi onları, ellerinde tahta bir haç, gökkubbemize girmiş şaşkınlar, yüzlerinde bir yarasa karanlığı olarak görüyorum.Takıntılı aydınlarBunların güya bir düşmanları var, resmi tarih tezi. Bir statüko, bir devlet tezi, tutturmuşlar. Akıllarınca bu resmi tezleri şeytanileştirmeye çalışıyorlar. Yani, bütün kötülüklerin kaynağı bu resmi tezlermiş. İşte bu yüzden yaygaralarının yettiği Avrupa'daki lobilerle bu tezleri kanundışı ilan etmeye başladılar bile.Şimdi? Şimdi, ülkemizde bu tezleri o küçük beyinleriyle insanlıkdışı hale getirmek için aydınca kahramanca hoplaya zıplaya kavga veriyorlar. Allah sonlarını hayırlı etsin. Yüz elli yıl önce hepsi Osmanlı'nın toprağı, tebaasıydı, aldıkları yetmedi. Yine istiyorlar, yüz elli yıldır, kazmayı aynı yerden vuruyorlar...Neden? Çünkü halkı, ulusal onuru, devleti yıpratmak istiyorlar. Hedef yıpratmaktır, ileri. Genç kuşağın kafasını karıştırmak, çünkü, fesatla, sinsilikle yoğrulmuşlar...Yıkımda kullandıkları enstrümanlarPeki bu 'yıkma' işini hangi kazmalarla yapıyorlar? Şu kazmalarla: Demokrasi, liberalizm, aydın sorumluluğu, özgürlük gibi kavramlarla.Aslında bu kavramlar küçük sevimli şeytanlar. Çünkü bu kavramlar I. Dünya Savaşı'nda ellerinde patlayan zavallı, küflü, paslı savaş baltaları!Şimdi, bu muhterem zevattan, herhangi birinin son on yılda bölgemiz hakkında yazdığı iç/dış politika/yorum/analiz yazılarına iyi bakalım. Ne demişler, ne istiyorlar, anlayalım. Ciddi bir şey tartışıyorsak neler düşündüklerini bilelim.Zahmet buyurmayın, ben baktım. Yazılarında ortaya şöyle bir yekün çıkıyor: Lübnan'da Maruniler, İsrail'de Yahudiler, güneyimizde Barzani, doğumuzda Ermeniler, Kıbrıs'ta Rumlar, bu muhteremlerin yazılarında sürekli haklı çıkıyor...Yani, yazılarının tümüne baktığımızda, bölgemiz üzerine neler düşünüyorlar diye tetkik ettiğimizde, ortaya çıkan manzara bu.Bu topraklarda, bu yazarların fikirlerine göre, iyilik, doğruluk, hak, hukuk, demokrasi, özgürlük, liberalizm, insanlık, aydınlık, gelecek, en haklısı, en iyiler, işte şunlar:Sevdikleri kişiler ve etnik gruplar belliİşte asıl konferansı bunun için toplayalım. Bu muhteremlerin yazılarını masaya koyup tartışalım. Ve bu muhteremlerin yazılarına bakıp onlara soralım. Neden sizlerin yirmi yıllar boyunca bu topraklarda yazdığınız yazılarda, hep, Kıbrıs'ta Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Maruniler ve Barzani, her defasında haklı, doğru çıkıyor!...Bu muhteremlerin yazılarını yine toplayalım, inceleyelim, bu sefer onlara şu soruyu soralım. Sizin yazılarınızda neden Müslümanlar, Türkler, Farslar, Araplar hep haksız çıkıyor... Yazılarındaki sıfatları da ortaya koyalım, bunlara göre, Türkler/Farslar/Araplar hep, despot, diktatör, geri kalmış, çağdışı, aşağılık, demokrasiden anlamaz!..Bir muziplik yapmıyor, bu cümleleri komedyenlik adına kaleme almıyorum, bu konferansı tertip edenlerin metinlerindeki felsefi dökümü ortaya koyuyorum.Onlara göre demokrasinin ve özgürlüklerin en güzel çiçekleri, İsrail'de Yahudiler, Lübnan'da Maruniler, Kıbrıs'ta Rumlar, güneyimizde Barzani ve şüphesiz Ermeniler!..Şüphesiz bu çiçekten demokrasiler/özgürlükler arkasında sıkı bir stratejik düzen var. Avrupa Birliği gibi. ABD'nin emperyalizmini görmemek gibi. Gözle görülmeyen bağlar da var, vakıflardan beslenmek gibi.Hani, bizim de aklımız yok ya, hani biz de kekiz, şebeğiz ya, bunlara uyduk, onların aydınlık yolundan yürüdük, ne olacak. Diyelim Ermeni tezlerini kabul ettik, diyelim, ülkemiz ve halkımızın haysiyetini kırmalarına izin verdik, diyelim tazminatlar ödedik, diyelim daha ileri gittik, toprağımızın ne kadarını verelim tartışmalarına başladık, bitti mi?Sonra şunlar olacak, bir konferans daha toplayıp, şu sonuçlara doğru ilerleyeceğiz: 'Mustafa Kemal aslında köylülerden çocuklarını zorla askere aldı, köylülerin erzaklarına el koyup cephanesine kattı...'Hani, kekiz, şebeğiz ya, yine bitti mi? Bitmez!Bin yıllık tarih, ellerinde kazma, devam edecekler. Özgürlük deyip, aydınım deyip sallayacaklar...Ama bu tarih bin yıllık, çok uğraşmaları lazım. Çünkü kazmayla yıkılamayacak şeyler var. Vakıflardan beslenmeyle çürütemeyecekleri çok değerler var. Şimdi mesela Yunus Emre'nin, Mevlana'nın neresine vuracaksın kazmayı. Allah insanı çarpar? Peki toptan şehit olmuş 57. Alay'ın neresine vuracaksın kazmanı!..Bu muhterem yazarlara bir de başka yerlerden bakalım, metinlerini önlerimize serelim. Ortadoğu topraklarının şairleri, evliyaları, kültürleri, türbeleri, yıkılan kubbeleri, folklorü, dili, şehitleri ve bağımsızlık savaşları, ne varsa bakalım. Bakalım metinlerinde bizim kanımıza işlemiş bu değerlerden bahseden var mı?Yok... Yani, bu toprakların kültürel/edebi/dini/milli tarihiyle bir duygusal ilişkiyi dillendiren metinleri yok ortada. Peki ne var, sayfalarını çevirdikçe, kuşlar gibi cıvıldayan özgürlük, demokrasi, aydın olma, gibi kavramlar var... Yani kardeşlerim. Şu soruyu soralım. Neden Ermenistan'da Ermeniler, İsrail'de Yahudiler, Lübnan'da Maruniler, Kıbrıs'ta Rumlar ve güneyimizde Barzaniler bu kazmalarca hep haklı çıkıyor. Ve bu kazmalar niye hep buralara vuruyor!..Bu tesadüf mü? Bu devlet ve halkların isimlerine bakın, tampon bölgelerine, devletlerine bir daha bakın...Bunun bitmemiş 1.dünya savaşı olduğunu göreceksiniz. Bugün verdikleri yıpratma savaşı, birinci dünya savaşının, devamıdır. Bu yüzden Lozan yırtılmak isteniyor. Mustafa Kemal Samsun'a çıkmasaydı, işler yolunda olacaktı, İngilizler İstanbul'u, Yunanlılar Ege'yi terk etmek zorunda olmayacaktı. Ama Lozan inşa edildi. O halde, Lozan yıkılmalı. Bugün 1.dünya savaşıyla bu halklar devlet olmuş ya da siyasi haklar kazandılar. Yüz elli yıl önce hepsi Osmanlı'nın toprağı, tebaasıydı, aldıkları yetmedi. Yine istiyorlar, yüz elli yıldır, kazmayı aynı yerden vuruyorlar... Bu insanlar içinde doğdukları halklarını, kendi tarihlerini, kendi onurlarını, kendi kültürlerini, kendi dillerini, dinlerini sevmemek gibi hastalıkları var, bu yüzden bizim çektiğimiz acıları çekmezler... Ama ben bu yazıyı başka bir şey için yazdım. Şunlara bakın, Kıbrıs'ta Rumlar, Lübnan'da Maruniler, Ermenistan'da Ermeniler, İsrail'de Yahudiler, hepsinin ortak bir kimliği var? Bir tornadan çıkmış, vakıf desteklerinden beslenmiş, yabancı ajan servislerince piyasaya sürülmüş bu insanların bu cüretleri ve küstahlıklarının altında ne var? Nedir ortak kimlikleri? Bakın hepsi komşularıyla oturmak / karışmak istemiyor. Tampon devletler. Çelikten gömlek gibi kafes uvarlardan sınırlar. Kız alıp vermek istemiyor. Ortak mahalle pazarı kurmak istemiyor.Çünkü, kendilerini, Batılı, farklı, çok yüksek ve güçlü bir kültürün mucizeleri olarak görüyorlar. Bu beş/altıyüz yıldır böyle. Kendileri cici, Batılı, akıllı, her şeyi bilen, anlayan. Ama komşuları pis, Müslüman, çağdışı, aşağılık...Bunlara ne diyeceksiniz?Soralım Ermenistan'da kaç tane yabancı yaşıyor, Maruniler binlerce yıl Lübnan'da niye hala Müslüman mahallesine karışmıyor, Kıbrıs'ta Rumlar Annan Planı'nı niye kabul etmedi.Buradan nereye geleceğim. Bu konferansı tertip edenler de işte bu yüksek kültürün, ileri Batı medeniyetinin en ileri çocukları. Aralarına, başka kimseyi almak istemiyorlar. En uygar fikirler onlarda. Oturup, kendi aralarında büyük meseleleri konuşacaklar. Aşağılık halkların statükocu, despot, diktatör yazarlarını niçin alsınlar? Kardeşlerim. Bu saçma sapan kazmaların demokrasi, aydın, özgürlük gibi fikirlerine kananlar, onlar gibi suratsız, meymenetsiz olurlar. İnsan yüzü görmek istemiyorlar. Halkımızın çocuklarının yüzlerini, dillerini, dinlerini, giyimlerini, alışkanlıklarını, tarihini 'konuşmak' istemiyorlar. Bu yüzden Batıdakiler gibi gittikçe 'insan sıcaklığını' kaybediyorlar. Ama tanımaktan, karışmaktan korktukları bu halkların çocuklarının yüzlerinde hala onları anlamak gibi, etten kemikten, duygudan ifadeler var. Hepimiz hala bu Batı özentisi, Batı'nın ağılanmalarıyla yetişmiş aydın kuşağı hayretle, şaşkınlıkla izliyoruz... Bir tornadan çıkmış, vakıf desteklerinden beslenmiş, yabancı ajan servislerince piyasaya sürülmüş bu insanların bu cüretleri ve küstahlıklarının altında ne var? Biz, 1. dünya savaşı bitti diyoruz, bitmedi diyorsanız, bir daha gelin, öyle uyduruktan demokrasi, özgürlük, aydınım, lafları yemiyor artık.
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.