AKP Kıbrıs konusunda öyle bir taviz verdi ki, dost da düşman da şok oldu.AKP'nin, sırf müzakereler askıya alınmasın diye Rum Kesimi'ne karşılıksız olarak 1 liman ve havaalanının açılacağını söylemesini seçimlerden önce ne AB bekliyordu, ne de Türkiye.AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, "müzakerelerin devam etmesi için Türkiye altın bir gol atmalı" demişti, AKP yönetimi de bu tavsiyeye sürpriz bir şekilde uymuştu. Bir altın gol attı hem de pir attı.Böylesi görülmedi, böylesi duyulmadı?Bu gol AB ve onun yaramaz çocuğu Kıbrıs Rum Kesimi adınaydı, kendi kalemizeydi ve hem de okkalı bir goldü.Dost da düşman da önce şok oldu, bir süre şaşkınlık hali devam etti, hemen ardından da dostlar bunun anlamının verdiği acıyla oldukça üzüldü, düşmanlar ise sessiz sevinç çığlıkları attılar. Önce "işte bu" dediler, sonra da hazır taviz treni yol almışken, "daha ver, daha ver" diye tempo tutmaya başladılar.AKP hükümeti gelecek vaat ediyordu, böyle kendi kalesine altın bir gol atmak her babayiğidin(!) harcı değildi.Bu golün atılacağından Türk milletinin haberi olmadı.Bu golün atılacağından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de haberi olmadı.Bu golün atılacağından muhalefetin de haberi olmadı.Hatta bu golün atılacağından AKP'li milletvekillerinin ve birçok bakanın bile haberi olmadı.Sayın Başbakan, "B ve C planlarımız var" diyordu, ama bu planların ne olduğunu açıklayamayacağını söylüyordu.B planını gördük, golü yedik ve şok olduk. Açıkçası C planını ne duymak ne de görmek istiyoruz.C'nin nasıl olduğu B'nin gelişinden belli.B ve C planlarının niye açıklanmadığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Biz masum Anadolu'nun saf çocukları olarak zannediyoruz ki, Sayın Başbakan muhalefet planlarını çalmasın diye açıklamıyor.Meğer sebep bu değilmiş.Askere, muhalefete, millete, hatta kendi milletvekillerine ve bakanlarına haber verilmemiş, çünkü bu altın golün kendi kalemize girmesine mani olunması istenmemiş.Öyle ya, kendi kalemize böyle golün girmesini kim ister?Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, AKP'nin verdiği bu tavizin devletin resmi görüşünden sapma anlamına geldiği ifade etti.Evet, devletin Kıbrıs politikasına aykırı bir adım atılmıştı ve Kıbrıs'taki Rum ve Yunan zulmünü durduran, bu uğurda onbinin üzerinde askerini şehit veren TSK'nın başındaki yetkilimiz bu önemli tavizi televizyondan öğrenebiliyordu.Neydi bu acele? Yangından mal mı kaçırılıyordu?Böyle bir tavizin anlamını bile bile, bilindiği için de en yetkili organlardan bile saklanarak neden böyle icraat yapılmıştı?Deliğe süpürülmemek için Kıbrıs'ı mı deliğe süpürmek lazımdı?Deliğe süpürülmemek için daha nereler, hangi değerlerimiz ve kimler deliğe süpürülmeli?"Aman Batılı efendiler bizi deliğe süpürmesin" diye verilen böyle bir taviz, yakın bir gelecekte milletin sizi deliğe süpürmesine mani olabilecek miydi? Kimse aziz Türk milletini küçümsemesin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024