İtiraf edelim ki, küresel kapitalist sistem, çoğumuzu kolay yoldan para kazanmaya şu veya bu şekilde alıştırdı. Bunun bir sonucu olacak ki, çoğu insan mal ve hizmet üretip para kazanmak yerine yatırım araçlarından para kazanma eğilimine girdi. Ancak bunu yaparken de kazandığı da kaybettiği de oluyor. Tabir yerinde ise, mehter yürüyüşü gibi, iki adım ileri (kazanıyorsa) gidiyorsa, 1 adım geri (kaybediyor) gidiyor. Peki soru şu: Neden böyle oluyor? Yani, yatırım araçlarına yatırım yapan özellikle küçük tasarruf-birikim sahipleri, neden kaybediyor?
Öncelikle bu kazanma-kaybetmeyi belirleyen-etkileyen birçok faktör olduğunu bilelim. Bu çerçevede, eğitimden, alışkanlıklara, psikolojik faktörlerden, siyasi-coğrafik faktörlere kadar geniş bir yelpazeden bahsetmek mümkün. Bu faktörlerin başında risk gelmektedir desek yanlış demiş olmayız. İyi-kötü parası olan hemen herkes, kendi işinden (mal ve hizmet üretimini kastediyorum) veya reel yatırımlardan para kazanmayı riskli olarak gördüğünden, riski kısmen düşük yatırım araçlarına (altın, döviz, borçlanma araçları, hisse senetleri gibi) yatırım yapmaktadır. Buraya kadar pek anormal bir durum yok. Ancak gelin görün ki, yatırım araçları da çok masum değil. Yatırım araçlarının neredeyse tamamı, az-çok risk içeriyor. Dilerseniz hepimizin çok iyi bildiği altından örnek verelim. Bir-iki aydan bu tarafa altın (gram/TL'yi kastediyorum) fiyatları aşağı yönlü. Daha da tırmanacak düşüncesiyle Gram/TL 500'ün üzerinde iken altına (kayıt içi veya yastık altı) yatırım yapan bireysel-küçük yatırımcılar var. Dişinden tırnağından arttırdığı ile gidip birkaç gram altın alan bireysel-küçük yatırımcı, yaklaşık %20 zarar etti. Dövizde de durum çok farklı değil. Dolar-TL'ye 8 TL seviyelerinden yatırım yapan küçük-bireysel yatırımcı da zarar etmiş durumda. Demem o ki bu aralar şu veya bu şekilde klasik yatırım araçları yatırımcısına zarar ettiriyor. Bir ara da kazandırıyordu. Dönem dönem kazanç veya kayıplar oluyor. Yeri gelmişken şunu ifade edelim: hemen tüm yatırım araçları, global ölçekte spot veya forward (gelecek sözleşmesi ile) şeklinde alınıp satılmaktadır. Ve bu alım satım işini, global ölçekte ve yüksek montanlarda yapan büyük yatırım şirketleri, fonlar ve bankalar var. Zaten piyasayı büyük ölçüde belirleyen de bu büyük miktarlarda yapılan alım-satımlardır. Hemen her ticarette olan piyasayı büyüklerin belirlemesi gerçeği, ticaretin doğasında (en azından kapitalist anlayışla) olan bir şey. Bu anlamda, küçük bireysel yatırımcı da arada çoğu zaman figüran oluyor. Fillerin tepişmesi ile çimenlerin ezilmesi gibi. Başrol büyüklerin.
Olayın bir diğer boyutu da, finansal yatırım araçlarının alım satımının küresel çapta olmasından hareketle, fiyatlarının normal arz-talep koşullarının dışında birçok faktörün devreye girmesi. Yani ülkeler arasındaki ticari-finansal-askeri-siyasi etkileşim, söz konusu yatırım araçlarını doğrudan veya dolaylı şekilde etkilemektedir. Ne yazık ki, bugün bazı gelişmelere kayıtsız kalıp "banane" diyemiyorsunuz. Bakıyorsunuz, bir ülkedeki bakanın istifası, hakkında suçlamada bulunulması ve benzeri gelişmeler, o ülkenin az-çok ticari-finansal-siyasi etkileşim halindeki diğer ülkeleri de etkileyebilmektedir. Evet, saf-temiz bir bakış açısı ile klasik yatırım araçlarında birikimini değerlendiren küçük-bireysel yatırımcıların bu gelişmelerden çoğu zaman bihaber. Bakınız, yazımızın başlığı "keriz silkeleme" kavramı da buradan hareketle literatüre girmiş bir kavram. Kavram, küçük yatırımcıların büyükler tarafından tabir yerinde ise "avlanmasını" ifade eden bir kavram. Finansal piyasalardaki-yatırım araçlarındaki ilişkileri-dolapları öğrenmek isteyenlere, bu konuları kapsayan (yabancı) filmleri tavsiye ederim. Burdan isimlerini zikretmeyelim.
Şimdi gelelim, küçük-bireysel yatırımcıların "keriz" pozisyonuna düşmemek adına neler yapabileceklerine. Buna da yazının ikinci bölümünde gireceğiz.
- Bari burada yapmayın!! / 09.08.2021
- Keşke dokunmasaydım! / 24.07.2021
- Rusya yaptı da ya biz? / 02.07.2021
- Birisi işsizlik mi dedi? / 15.06.2021
- Korkmalı mıyız? / 17.05.2021
- Pandemi turnusolu / 05.05.2021
- Sanal vurgun / 27.04.2021
- Olması gerekendi / 20.04.2021
- Yeni başkanın ilk sınavı / 12.04.2021