Kilis ne ise, Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır odur.
Kilis, topyekun vatandır.
Kilis'e atılan Katyuşalar Ankara'ya atılmaktadır. Kilis'i roketlerle dövenler, başkent Ankara'yı, İstanbul'u, Diyarbakır'ı yani vatanımızı dövmektedir.
Hiç kimse kendini avutmasın; aylardan beri Kilis'i, Gaziantep'i hedef alan roketler TBMM'yi vurmaktadır, topyekün Türk milleti ve devletini hedef almaktadır.
Aziz vatanın hali zaten malum? Ortada tarifi Anayasa'da yapılan devlet mi kaldı?! Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti niteliklerinden hangisi kaldı devlette?!
Bu temel nitelikler olmadan devletin varlığından bahsetmek abesle iştigal değil de nedir?!
İnsan diyoruz; ama başı yok, kolu-bacağı kesik, ciğerleri sökülmüş, ruhu uçmuş? Buna insan denmez; dense dense kadavra denir. Nitelikleri ortadan kaldırılmış devlet de bu kabilden? Ne derseniz deyin. Ama devlet olmaktan çıkmış.
Kilisli kardeşlerimiz, devlet ve hükümet adeta bizi gözden çıkarmış diye yakınıyor; bilelim ki, Kilis'i gözden çıkartanlar, Ankara'yı, İstanbul'u, Diyarbakır'ı da gözden çıkartmak durumunda kalır.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın geçen haftaki Bağımsız Türkiye kongresinde de dikkat çektiği üzere, bu aziz vatanın bir çakıl taşını da gözden çıkartamayız, kimseye tek çakıl taşı dahi vermeyiz.
Gazi M. Kemal Atatürk önderliğinde Milli Mücadele'yi başarmış ve Amerika'nın BOP'unda bunca tecrübeler yaşamış Türk milletinin kenetleneceği yürek ve duruş budur. Gün Bağımsız Türkiye günüdür? Bırakın fetih artistlerini, çakma devlet tiyatrocularını!
Kilis'i, Gaziantep'i Katyuşalardan koruyamayanlar, aziz vatanın güzelim yöreleri Diyarbakır'a, Sur'a, Şırnak'a, Cizre'ye, Nusaybin'e topsuz-tüfeksiz giremeyenler; Yenikapı sahilinde Fetih tiyatrosu oynuyorlar. Milletin gözünü ise üç boyutlu Fetih gösteriyle boyuyorlar.
563 sene önce İstanbul'un fethinde koca bir millet olarak topyekun Haçlılara karşı karadan gemiler yüzdürmüştük; ayakkabı kutularını ve gemiciklerini millet malıyla dolduran İslamcılar ise işgalci Amerika ve Avrupa'nın müsaadesi nispetinde ve BOP yol haritasıyla gemiciklerini millet ve devlete karşı yüzdürüyorlar.
Bunların fetih cambazlıklarıyla millet bölünüyor, devlet dağıtılıyor, vatan parçalanıyor.
Bu vahim gidişatın sorumluluğu, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nde misyon ve eş başkanlık üstlenerek bölgemizin ve Kilis'imiz başta olmak üzere ülkemizin başına belalar saranların omuzlarındadır.
Prof. Dr. Baş, 35-40 yıldan beri Çekiç Güç'ten Kürdistan kamuflajlı Büyük İsrail oluşumuna kadar hangi hayati konuda uyarılar yaptı ise, maalesef kulak asmadık. Ama devlet ve millet olarak hepsini yaşadık, gördük, görüyoruz. Gelişmeler hep Haydar Hocayı haklı çıkarmasına rağmen korkunç bir aymazlık içindeyiz.
Bu aymazlığı ve ataleti üzerimizden atmalıyız.
Bağımsız Türkiye sevdası, Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet projesi ve duruşunda bütünleşmeliyiz.
Türk milleti bu gerçeği idrak etmediği sürece gün yüzü göremez; her yer Kilis olur, Kilis'ten beter olur? Musul olur, Rakka olur, Halep olur.
BTP kurulduğunda Prof. Dr. Baş, Kilisliler olarak, İstanbullu, Ankaralı, Rizeli, Trabzonlular olarak ev ev, gönül gönül, hane hane, köy köy, vilayet vilayet gezelim, milletimizi ayıktıralım, uyandıralım, büyük yangından haberdar edelim, dedi binlerce kere?
Bağımsız Türkiye kadroları ve sevdalıları olarak elbette gezdik, dolaştık, anlattık ama görünen şu ki Prof. Dr. Baş'ın dediği gibi gezemedik, anlatamadık. Ateş bacayı sardı; millet yanıyor?
Anlatıp ikna etseydik, Türk milleti, bu BOP cambazlarının oyunlarına gelmezdi. Halk, Kilis'te, Gaziantep'te Katyuşa roketlerini sayar halde olmaz, Diyarbakır'da, Şırnak'ta, Cizre'de evlerine-barklarına PKK ve AKP bombaları yağmazdı.
Başlarına Katyuşa yağdırılan Kilisli kardeşlerimiz, evlerini-barklarını terk ederek İstanbul'da, Bursa'da başlarını sokacak yer arıyorlar.
Bu tablodan hepimize düşen çok büyük ders, ibret ve pay vardır: Başımızı sokacak yer bulmak için köşe bucak gezmeye mecbur kalmadan önce, Türk milletinin gönlüne Bağımsız Türkiye sevdası mayalamak için ev ev, gönül gönül gezmek, anlatmak ve yaşadığımız gerçeklere ikna etmektir.
Kim ne derse desin; yeni Türkiye'nin gerçeği Bağımsız Türkiye'dir.
Kilis, topyekun vatandır.
Kilis'e atılan Katyuşalar Ankara'ya atılmaktadır. Kilis'i roketlerle dövenler, başkent Ankara'yı, İstanbul'u, Diyarbakır'ı yani vatanımızı dövmektedir.
Hiç kimse kendini avutmasın; aylardan beri Kilis'i, Gaziantep'i hedef alan roketler TBMM'yi vurmaktadır, topyekün Türk milleti ve devletini hedef almaktadır.
Aziz vatanın hali zaten malum? Ortada tarifi Anayasa'da yapılan devlet mi kaldı?! Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti niteliklerinden hangisi kaldı devlette?!
Bu temel nitelikler olmadan devletin varlığından bahsetmek abesle iştigal değil de nedir?!
İnsan diyoruz; ama başı yok, kolu-bacağı kesik, ciğerleri sökülmüş, ruhu uçmuş? Buna insan denmez; dense dense kadavra denir. Nitelikleri ortadan kaldırılmış devlet de bu kabilden? Ne derseniz deyin. Ama devlet olmaktan çıkmış.
Kilisli kardeşlerimiz, devlet ve hükümet adeta bizi gözden çıkarmış diye yakınıyor; bilelim ki, Kilis'i gözden çıkartanlar, Ankara'yı, İstanbul'u, Diyarbakır'ı da gözden çıkartmak durumunda kalır.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın geçen haftaki Bağımsız Türkiye kongresinde de dikkat çektiği üzere, bu aziz vatanın bir çakıl taşını da gözden çıkartamayız, kimseye tek çakıl taşı dahi vermeyiz.
Gazi M. Kemal Atatürk önderliğinde Milli Mücadele'yi başarmış ve Amerika'nın BOP'unda bunca tecrübeler yaşamış Türk milletinin kenetleneceği yürek ve duruş budur. Gün Bağımsız Türkiye günüdür? Bırakın fetih artistlerini, çakma devlet tiyatrocularını!
Kilis'i, Gaziantep'i Katyuşalardan koruyamayanlar, aziz vatanın güzelim yöreleri Diyarbakır'a, Sur'a, Şırnak'a, Cizre'ye, Nusaybin'e topsuz-tüfeksiz giremeyenler; Yenikapı sahilinde Fetih tiyatrosu oynuyorlar. Milletin gözünü ise üç boyutlu Fetih gösteriyle boyuyorlar.
563 sene önce İstanbul'un fethinde koca bir millet olarak topyekun Haçlılara karşı karadan gemiler yüzdürmüştük; ayakkabı kutularını ve gemiciklerini millet malıyla dolduran İslamcılar ise işgalci Amerika ve Avrupa'nın müsaadesi nispetinde ve BOP yol haritasıyla gemiciklerini millet ve devlete karşı yüzdürüyorlar.
Bunların fetih cambazlıklarıyla millet bölünüyor, devlet dağıtılıyor, vatan parçalanıyor.
Bu vahim gidişatın sorumluluğu, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nde misyon ve eş başkanlık üstlenerek bölgemizin ve Kilis'imiz başta olmak üzere ülkemizin başına belalar saranların omuzlarındadır.
Prof. Dr. Baş, 35-40 yıldan beri Çekiç Güç'ten Kürdistan kamuflajlı Büyük İsrail oluşumuna kadar hangi hayati konuda uyarılar yaptı ise, maalesef kulak asmadık. Ama devlet ve millet olarak hepsini yaşadık, gördük, görüyoruz. Gelişmeler hep Haydar Hocayı haklı çıkarmasına rağmen korkunç bir aymazlık içindeyiz.
Bu aymazlığı ve ataleti üzerimizden atmalıyız.
Bağımsız Türkiye sevdası, Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet projesi ve duruşunda bütünleşmeliyiz.
Türk milleti bu gerçeği idrak etmediği sürece gün yüzü göremez; her yer Kilis olur, Kilis'ten beter olur? Musul olur, Rakka olur, Halep olur.
BTP kurulduğunda Prof. Dr. Baş, Kilisliler olarak, İstanbullu, Ankaralı, Rizeli, Trabzonlular olarak ev ev, gönül gönül, hane hane, köy köy, vilayet vilayet gezelim, milletimizi ayıktıralım, uyandıralım, büyük yangından haberdar edelim, dedi binlerce kere?
Bağımsız Türkiye kadroları ve sevdalıları olarak elbette gezdik, dolaştık, anlattık ama görünen şu ki Prof. Dr. Baş'ın dediği gibi gezemedik, anlatamadık. Ateş bacayı sardı; millet yanıyor?
Anlatıp ikna etseydik, Türk milleti, bu BOP cambazlarının oyunlarına gelmezdi. Halk, Kilis'te, Gaziantep'te Katyuşa roketlerini sayar halde olmaz, Diyarbakır'da, Şırnak'ta, Cizre'de evlerine-barklarına PKK ve AKP bombaları yağmazdı.
Başlarına Katyuşa yağdırılan Kilisli kardeşlerimiz, evlerini-barklarını terk ederek İstanbul'da, Bursa'da başlarını sokacak yer arıyorlar.
Bu tablodan hepimize düşen çok büyük ders, ibret ve pay vardır: Başımızı sokacak yer bulmak için köşe bucak gezmeye mecbur kalmadan önce, Türk milletinin gönlüne Bağımsız Türkiye sevdası mayalamak için ev ev, gönül gönül gezmek, anlatmak ve yaşadığımız gerçeklere ikna etmektir.
Kim ne derse desin; yeni Türkiye'nin gerçeği Bağımsız Türkiye'dir.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019